Merhaba dostlar bu yazımızda ilimizi konuşalım istedik.
Bingöl Belediyesi eleştirilmeyi ziyadesiyle hak etse de biz vicdanlı olup biraz
eleştirip devamını siz değerli okurlara bırakacağız inşallah.
İlimizdeki
çalışmaları! yakından takip eden biri olarak biraz sitem edelim. Eleştiri
konusu sadece Bingöl Belediyesi değil paydaş kurumlar ve bağımsız kurumlar da dâhildir.
Bingöl’de Valilik haricinde çalışmalarını veya aksaklıkları
basınla paylaşan kurum pek yok desek abartmış olmayız. Bazı kurumlar kişilerin
rütbe terfi için, menfaatleri veya hesap verilebilirlik olarak öne çıkan
çalışmaları paylaşıyor olsalar da özellikle işin içinde hibe, dağıtım, hediye
gibi çalışmalar gizli olur. Sonrasında şu kadar ürün dağıttık, hibe ettik veya
destek verdik gibi yasal olarak mecburi bazı paylaşımlarda bulunurlar. İktidara
yakın basın kanallarıyla paylaşırlar ki hesabı sorulmasın. Ama onu dağıtmadan
önce seçtikleri kişilerden dolayı Allah’ a verecekleri hesabı düşünmezler.
Soruyorum mesela Tarım ve Orman müdürlüğünden dağıtılan fidan, fide, tohum, vs
alanlardan hariç kaç kişinin dağıtım öncesi haberi oluyor?
Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü deprem raporu talebi dilekçesinin
kabulünü ne zaman askıya aldı ve bunu neden basın yoluyla paylaşmadı ve ikinci
bir denetim için ise belli değil diye kurumdan vatandaşa sağlıklı bilgi
vermeden gönderiyorlar. Vatandaş dilekçelerin tarihini kuruma gidince kurumda
asılı duran kâğıttan görmüş oluyor. Bu nasıl bir ciddiyetsizlik?
Evet, çalışmanın eleştirisi pek hoş karşılanmaz ama yazının
içine girdikçe hak vereceğinizi umuyorum.
Malumunuz yakın süreçte bir Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili
seçimini geride bıraktık. Önümüzde ise Belediye seçimleri var. Seçim öncesi
iktidar partisi ve yönetimleri başta olmak üzere yığında vaatler, çalışma sözleri
vs. Bu süreçte bir dizi propaganda yürüttüler. Bazı özel ve kamu kurumlarını
ela alırsak ilimizde neler yaptıklarına bakalım.
Bingöl Belediyesini
biraz ele alalım: Bingöl Belediyesinin bazı çalışmalar yaptığı ortada. Bingöl
Belediyesinin Kültür kavşağındaki evcilik oyununu bilmeyen yoktur. Çapakçur viyadüğüne
takılan ve kısa sürede bozulan ışıklarla başlayan süreç uzun süren hummalı
çalışmalar sonucu şirinler köyünü andıran bazı yapay çalışmalarla kavşakta bir
iki ışık, biraz su ve boya badana ile bir şekil oluşturuldu. Normalde bir veya
taş patlasın iki aylık bir çalışma neredeyse bir iki sezona mal oldu ve ara ara
yere dökülen kaymağa banma adına bazı bakım onarım çalışmaları devam ediyor.
Şehir içi parkların durumu ise malum. Evet, bekçiler ve temizlik görevlileri
görevini yapmalı ama en güzel temizliğin kirletmemek olduğunu hatırlattıktan
sonra ilgili şahısların da görevlerine daha bir aşkla sarılmalarının bir kez
daha altını çizelim. Bu arada bekçilik sınavında yüksek puan alıp da dayısı
olmayan garibanların yerine girenler özellikle siz daha çok iş çıkarın ve
Allah’tan korkun! Mülakat adı altında nice garibanın kaderine gölge olan
iktidar sahipleri, şakşakçılar, eli alkış tutan zalimler yüzünden insanların
umutlarını kırdı. Sadece bekçilik değil birçok alanda bu zulüm yapıldı. Gençler
memleketlerini terk etti. En az 3 bölümden mezun olan üniversiteliler iş
bulamaz duruma geldi. Mülakat ve güvenlik soruşturması adı altında saçma sapan
kanaatlere kurban edilip alicengiz oyunlarıyla harcandılar. Hepsinin hakkının
dünya ve ahirette sorulacağı unutulmasın. Allah haklarını alsın inşaallah.
Su sorunu: Bayram arifesinde hala bazı mahalleler su sıkıntısı yaşamakta. Bingöl Belediyesi özellikle içime suyunda sınıfta kaldı. Su sorunu merkez mahallelerde yıllardır var. İstense halledilir ama çalışmalar sıkı değil. Mahalleliler yol kesti olmadı, medyaya çıktı olmadı, ne yaptıysalar olmadı. Merkez köyler tam bir muamma: İlçelere su gitmesin diye değil ama meşhur Kürük suyu Genç’e kadar gidiyor ama yoldaki merkez köyler hala kuyu suyuna talim.
Bir SÜTAŞ var ki evlere şenlik, mülakatta referans isteyen
ancak referansı beğenmeyen, kendi kafasına göre tanımadığı insanlar hakkında
kanaat oluşturan, özel sektör olmasına rağmen iktidara yaranma adına güvenlik
soruşturmasına tabi tutan bir tutumu olduğu söyleniyor. Askeri mantıkla işçi
çalıştıran, işe girmeyen hayran, girenin ise bin pişman olduğu ve işten
ayrılanların çok olduğu, Türkiye’de hibeden aslan payı alan SÜTAŞ. İşe
alımlarda bazı isimleri referans olarak şart koşuyor diyenleri çok duyduk. Süt
ürünlerinden mezun olan Bingöllü insanları işe almayıp dışarıdan alım yapan bir
kurumun şehre ne faydası var anlamış değilim. Çeltiksuyu ve bölgedeki ova
köylerine yaydığı iğrenç koku ve ara ara sulama kanalına sızan atık sularının
oluşturduğu zararlar da cabası. Bu arada dostlar alışverişte görsün mantığı ile
bazı alımlar yapılmıştır elbet!
Neyse tekrar Belediyeye dönelim, hatırlarsınız bir iki yıl
önce kent merkezinde caddelerin tamamına ışıklandırma yapıldı. Allah var güzel
de duruyor ve gerekli olan bir çalışma. Şehrin rengini açtı. Amma aradan kısa
bir zaman geçti ki Belediyenin aklına parlak bir fikir geldi ve yolları
genişletme fikri ile olmayan kaldırımlar yıkıldı bazı okul ve kurumaların
bahçeleri tıraşlandı ve ışıklar kabak gibi ortada kaldı. Şimdi soru şu; Bu
ışıkları dikmeden önce bu yolların genişletilmesi gerektiğini bilmiyor
muydunuz? Neden bir işi birkaç işe çeviriyorsunuz. İş mi kalmadı işleri ikiliyorsunuz?
Zaman israfı, milli sermaye israfı ve emeğe israf. El insaf! Her işleri böyle
maalesef. Her gün yol kazılıp bir gün kablo çekerler, diğeri gelir üstünü açar,
doğal gaz ekler, diğeri gelir kazar su çeker. Bir yer 5 defa kazılır da işler
bir türlü bilmez. Belediyede bir mühendis, işin ehli biri veya bir akl-ı selim
kişi yok mu bu uygulamalara son verecek?
Genç caddesinin Belediye binası ve Genç yoluna bağlanan
kısmında ise yol bir süre sonra felç geçiriyor ve askeriye duvarından bitiyor. Bilmeyen
veya dalan sürücü duvara çarpması an meselesi. Ne bir yönlendirici levha var ne
de uyarıcı bir ışık.
Kent meydanı alanı ise sanırsın devlet sınırı. Kılı kırk
yararcasına, düşman topraklarına bir karış gitmesin diye koca meydandan yollara
neredeyse hiçbir eklenti yapılmamış. En azından şuan görüntü onu gösteriyor.
Halk, dört yol ve kent parkın çevresinde kelle koltukta geziyor. Yola kaydığı
an araba çarpacak. Ya hiç mi akıl edilmedi o saclar biraz daha içeri çekilsin
de insanlar rahat yürüsün. Bu nasıl bir akıl anlamış değilim? Şehir Eski belediye
İşhanı, kent park, kaldırım ve yol genişletme topyekûn bir çalışmaya esir olmuş
durumda. Tamam da bunu halkın gözüne soka soka yapmanın ne anlamı var, beş yıl
ne iş yaptınız da seçime aylar kala bütün bu çalışmalara start verdiniz?
Hâsılı kelam, belediye seçimlere kısa bir süre kala bekletti
bekletti tüm çalışmaları birden başlattı. Amaç, hizmetin eskimemesi, akılda
kalması, belediye çalışıyor denilmesi ve seçimlerde göz boyama. Kusura bakmayın
ama sıkıştırılmış çalışma ne sağlıklı olur ne de kimsenin beğenisini kazanır.
Bakalım daha ne kadar Erdoğan’a olan sevgi sermayesinden yiyeceksiniz!
Karayolları: Bingöl’de
karayolları ve Bingöl Belediyesinin eş zamanlı çalışmaları hem halkı zor duruma
sokmakta hem de trafiği. Hizmetin ciddi anlamda olmadığı Bingöl’de plansız ve
zamansız yol ve kaldırım çalışmaları yaya ve araç trafiğini zor duruma sokuyor.
Bingöl Muş karayolu ise her 3 yıl yılda bir yapılıyor. Şu sıralar küreklerle
yamalama işlemleri var. Geçtiğimiz kış bir iki defa yoğun kar yağdı. Ne yerelde
Belediye ne de yollarda karayolları kar çalışmalarında maalesef başarılı
olamadılar.
İl özel idare: Bingöl
İl Özel idare Islahiye’deki çalışma gibi Bingöl’e odaklansaydı hiçbir sorun
olmazdı. Adamlar köy yoluna gidiyorlar üsten makyaj yapıp geliyorlar. Yol
genişletme ile işleri olmaz. Tanıdığı varsa kişinin işini görür oksa vay
haline. Köylerde arazi ve mera işgalleri almış başını gidiyor. Güçlü olan
zayıfın tarlasına kaydıkça kayıyor. Tapu kadastro vs ilgili kurumlar parasız
zaten gidip yol, arsa belirlemekten aciz. Köylüyü birbirinin insafına ve
kabaran sinirleriyle baş başa bırakıyor. Köy muhtarları kişisel muhbirlikten
vakit bulamıyor olsa gerek köydeki mera işgalleri konusunda hiçbir yetkili veya
kolluk kuvvetine haber veya şikâyette bulunmuyor. Köylerde çocukların
oynayacakları oyunlar, park alanları, futbol sahaları yok. Öyle ki hızını
alamayan bazı köylerde okul kenarları dahi işgal edilmiş. Çok uzak değil görmek
isteyen görür.
İnsanların hakkını gasledenlere, emeğe saygı
göstermeyenlere, zulmedenlere, haksız kazanç elde edenlere yazıklar olsun.
Hâsılı kelam memleketin neresinden tutsan elinizde kalıyor.
Tuzu kurular bu yazıya kızacak biliyorum. Ama gençlerimize yazık, kaybolan
yıllarımıza ve yarınlarımıza yazık. Neticede bu memleket hepimizin. Yarınlara
daha güzel bakabilmek için gayret etmemiz gerekir. Biraz matrak olacak ama
meşhur profesörümüzün dediği gibi. Hepimiz Bingöllüyüz :) Herkese alkış tutmayalım kimse bizi bizden
daha fazla düşünmüyor işte… Kalın sağlıcakla.
Ömer Aşkın