1 Kasım 2015 tarihinde yapılan seçimlere, 7 Haziranı görüp girmeyen ve Türkiye’nin kaderinde rol oynayan HÜDA PAR’ı görmemişse,

15 Temmuz alçak darbe girişimini bütün üye ve gönüllüleri ile sokağa inerek, sonucun nereye varacağını düşünmeden, milletin maslahatını ve memleketin geleceğini önceleyen ve bu uğurda canlarını siper eden HÜDA PAR’ı görmemişse,

16 Nisan’da, bir puanla referandumu evetle geçebilen ve bu referandumda tek bir oyu başka tarafa gitmeyen HÜDA PAR’ın oylarıyla sonucun değiştiğini görmemişse,

24 Haziranda yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, yine milletin maslahatını, ülkenin kazanımlarını düşünerek, hiçbir koşul öne sürmeden “Cumhurun Adayı R.T. Erdoğan’ı desteklerim.” diyen HÜDA PAR’ın, buradaki net duruşunu görmesini bekleyemeyiz, bütün yukarıda saydıklarımı görmeyenden.

HABERTÜRK Kanalında HÜDAPAR ile ilgili sorulan bir soruya Bin Ali Yıldırım’ın verdiği cevap çok şık ve yerinde olmamıştır. Hatta incitici ve kırıcı olmuş, HÜDA PAR’ın birçok gönüllüsü tarafında nankörlük olarak görülmüştür.

‘’Herkes kendini ağırdan satıyor.’’ Lafının, bu ülkede en son söyleneceği camia HÜDA PAR camiasıdır sayın Başbakan. 

Binali Yıldırım’ın bu tavır ve söylemlerini, antropoza girmiş ve ne yaptığını bilmeyen erkek hallerine benzetenler olmuştur.

‘’Makam elden gitti.’’ esprisi altında gizli bir gerçek mi yatıyor da, bu durum diğerleri gibi Yıldırım’ı da aleyhte konuşuyor düşüncesine kapılmak istemiyorum. 

Buradan Binali Yıldırım’ın söylemlerine karşılık, HÜDA PAR’ın tavrının ne olacağı, elbette ki HÜDA PAR yetkilileri tarafından ortaya konur.

Ancak her şartta, milletin maslahatını ve memleketin geleceğini önceleyenlerin, burada bir kez daha bu tutarlı duruşlarını ortaya koyacaklarından şüphem yoktur. 

Aksi bir durumda da asla bu insanları suçlayamam.

Seçim tarihi yaklaştıkça, sorumluluk makamındaki siyasetçilerin her söylemine daha dikkat etmesi ve söyleyeceği her lafın kimleri üzeceğini ve nelere mal olacağını çok iyi düşünüp öyle ifade etmesi gerekir. Bin Ali Yıldırım’ın çıkıp bu husustaki ifadelerinin yanlış anlaşıldığını veya amacın dışına çıkıldığını ifade etmesi gerekir. Bu camia her şart altında Cumhur İttifakının adayı R.T.Erdoğan’ı destekleyeceğini ifade etse de…

İçerde ve dışarıda birçok güç tarafından ablukaya alınmış olan Cumhurbaşkanın, bu tür söylemlerle yıpratılacağını düşünüyorum.

Bu ve benzeri durumların bir daha olmaması için Sayın Cumhurbaşkanının gerekli müdahaleler de bulunacağını ümit ediyorum.

HÜDA PAR’ın yıllardır kendi üye ve gönüllülerine, parti binalarına, dernek ve camiasına yapılan bütün çirkin saldırılara sağ duyu ile yaklaşıp ‘’biz sorunlarımızı barışçıl yollarla ve diyalogla çözmek istiyoruz.’’ dedikleri gibi, bugünde diğer siyasi partilerin bütün yok saymalarına, görmemezlikten gelmelerine karşın, inandıkları doğruları yapmaya ve hiçbir kınayıcının kınamasından, küçük görmesinden ve yok saymasından etkilenmeyerek yollarına devam edeceklerini, bütün meseleleri yine diyalogla ve barış içinde çözülmesi gerektiğine inandıklarına inanıyorum.

Son söz; yukarıda saydığım durumlarda tavrını net ortaya koyan bir parti ve camianın niceliğine değil niteliğine bakılır Sayın Başbakan.