Bingöl Üniversitesi Enstitüler Konferans Salonunda düzenlenen söyleşi programının açılış konuşmasını yapan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, Bingöl Üniversitesi öğrencileriyle bir araya gelip onure ettikleri için, İçişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil’e teşekkür ederek sözlerine başladı. Bingöl Üniversitesinin 11. kuruluş yılında olmasına rağmen bölge üniversiteleri arasında iyi bir yerde olduğunu ifade etti. 8 fakülte, 5 MYO, 2 tane yüksekokulumuz ve 4 enstitü ile eğitim hayatımıza devam ediyoruz. Diş hekimliği fakültemiz bu yıl öğrenci aldı. BESYO’muz geçen yıl öğrenci almaya başladı. İnşallah önümüzdeki süreçte fakülteye de dönüştüreceğiz. Öğrenci sayımız 16 bine yakın bir sayıya ulaştı. En önemlilerden biri de pilot üniversite seçilmemizdi. Çok ciddi ve toplumsal faydaya dönük projelerimiz var. Bu kapsamda bölgeye önemli katkılarımız olacak. Yapımı süren hayvan hastanemiz, kısa bir süre içinde açılışını gerçekleştireceğimiz yeni kütüphanemiz ve İlahiyat Fakültemizin inşaatları tüm hızıyla sürüyor. Biz üniversite olarak bölgede iyi bir noktada olduğumuzu ve daha iyi bir noktaya geleceğimizi rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.
Prof. Dr. Çapak’ın ardından bir selamlama konuşması yapan Bingöl Valisi Kadir Ekinci, Bingöl’e iki hafta önce atandığını hatırlatarak sözlerine başladı. Vali Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bingöl’ün sorunlarını ve bu sorunların çözüm yollarını hep birlikte el ele vererek çözeceğiz. El birliğiyle, gönül birliğiyle bu sorunları aşacağız. Bir vali olmaktan öte bir kardeş ve bir abi olarak beni görürseniz sevinirim.”
Sınav Odaklı Değil İlgi Alanlarımıza ve Yeteneklerimize Göre Çalışmalıyız
Açılış konuşmalarının ardından söyleşi programına geçildi. Programda konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil, “Okuduğumuz üniversitenin adı ne olursa olsun, çok çalışmamız gerek ve bu çalışma kesinlikle sınav odaklı değil ilgi alanlarımıza, yeteneklerimize göre olmalı. Bu şekilde hem bireysel hem de toplumsal olarak bulunduğumuz konumdan daha yüksek bir seviyeye sıçrama yapabiliriz” diye konuştu.
“Aslında sınırlarımızı kendimiz oluşturuyoruz. Kendimizi dar bir mukadderata hapsedip duruyoruz” şeklinde sözlerini sürdüren Prof. Dr. Erdil, “Oysa iyi hedefler oluşturup çok çalışmamız ve ilk önce kendi sınırlarımızı aşmamız gerek. Böylece çok daha iyi bir seviyeye gelebiliriz. Çevremize dönüp baktığımızda, çok kıt imkânlarla kendi sınırlarını aşabilmiş pek çok başarılı isim görebiliriz. Bizim de bunu yapmamamız için kendimiz dışında herhangi bir engelimiz yoktur” dedi.
Güvenlik için alınan tedbirlere de değinen Prof. Dr. Erdil, “Gizlenmiş terör, güvenliğin tam olarak sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkar. Güven olmazsa asla özgürlük olmaz. Güvenliğin olmadığı yerde de korku ve terör olur. Dolayısıyla güvenliğin sağlanması lazım” diye ifade etti.
Prof. Erdil, sözlerini şöyle sürdürdü: Kişi başına düşen gelir bakımından çok yüksek bir seviyede olmasak da bizdeki paylaşım geleneğinin gelişkin olması bizim standartlarımız ile gelişmiş ülke standartları bakımından benzer bir seviyede olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hatta pek çok gelişmiş ülkeden daha iyi bir refah seviyesindeyiz. Tabi ki de bu seviye bizim için yeterli bir seviye değildir. Daha çok çalışıp daha da yüksek seviyeler hedefliyoruz ve bu doğrultuda gayret gösteriyoruz.”
Bingöl Üniversitesi öğrencileri tarafından kendisine yöneltilen soruları da cevaplayan Prof. Dr. Erdil, İş Sağlığı ve Güvenliği bölümünün önemli bir bölüm olduğunu belirterek, iş sağlığı ve güvenliğinin batı standartlarına çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı.
Programın bitiminde Prof. Dr. Erdil’e Rektör Prof. Dr. Çapak tarafından bir de plaket takdim edildi.
