İlk sözü Veysi Yıldız alarak konuşmasına aile mefhumunun özellikle son zamanlarda sosyal medyanın da etkisiyle yozlaştığını dile getirerek başladı.
Yıldız, ümmet bilincinin inşasının asıl vasıtalarından birinin aile olduğunun altını çizdi. Aile içeresinde sağlıklı bir iletişimin mümkün olabilmesini sevginin olmasına bağlayan Yıldız, Enam suresi 52. Ayetinden örnekler vererek ailede sağlıklı bir iletişimin ancak anlayışla, zerafetle, tahammülle, naif bir dille olabileceğini vurguladı. Buradan hareketle sağlıklı bir iletişimin temel taşlarından birinin de merhamet olduğu vurgulandı. Yıldız, iletişimin asli ögelerinden birinin beden dili olduğunu zira iletişimde yüzde 90'ının sözsüz olarak gerçekleşirken sadece yüzde 10'u sözlü olarak gerçekleştiğini vurguladı. Yıldız, son olarak kadın-erkek cinsinin modern dönemde karşı karşıya getirilerek bir çatışma ve rekabet halinde gösterilmeye çalışıldığını oysaki İslam dininde kadın-erkek cinsi birbirinin gözetleyicisi ve koruyucusu olduğunu belirtti.
Sözü alan Sadık Sun iletişimin mevcut tanımlarına değinerek konuşmasına başladı. Sun, bu tanımlardan birinin “iletişim, iki insan birbirini fark ettiği anda başlar” olduğunu dolayısıyla iletişimin sadece konuşmadan ibaret olmadığını esasen sözsüz iletişimin daha baskın olduğunu dile getirdi. Ayrıca Sun, iletişimin ziyadesiyle zor bir eylem olduğunu sağlıklı bir iletişimin göründüğünden çok daha komplike bir mesele olduğunu dile getiren Sun, bu komplike mevzunun aşılmasında kişinin öncelikle kendisini tanımasında geçtiğini ve kendisini dış çevreye karşı gizil bir yapıda olunmaması gerektiğini söyledi. Etkili ve sağlıklı bir iletişimde mühim olan etkenlere de değinen Sun bu etkenlerin, tebessüm etmek, göz teması kurmak, göz hizasına inmek, muhatabına ismiyle hitap etmek, empati kurmak, geri bildirimde bulunmak, dinlemeyi öğrenmek olduğunu dile getirdi. Ayrıca Sun iyi bir iletişimin olabilmesinin şartlarından birinin de kişinin hitabetinin kuvvetliliğinden ziyade o kişinin aktif bir dinleyici olmasında yattığını belirtti. İnsanların düşüncelerinden dolayı kavga edebileceğini ancak duygularından ötürü kavga ya da çatışma olmayacağını, insanın bir bevi kainatın özeti gibi olduğu hususunun da altını çizen Sun konuşmasını uygulamalı birkaç örneğinin akabinde nihayete erdirdi.