Cumhurbaşkanı'nın evlilik hakkındaki açıklamaları üzerine gündeme gelen evlilik dışı ilişkiler, genç yaşta evlilikler ve aile yapısı ile boşanmalar hakkında yazılı açıklama yapan HÜDA PAR Kadın ve Aile İşleri Başkanlığı, yetkililerin bu çöküşe karşı sorumluluğu başkasında ararcasına sitem etmekle yetinmesinin üzüntü verici olduğuna vurgu yaptı.
Toplumun ahlaki ve manevi değerlerini temelden sarsan ve toplumsal bir travmaya dönüşen bu kötü gidişatın durdurulması ve tahribatın telafisi için altı çizilecek önerilerin ve çağrıların yer aldığı açıklamada, "Cumhurbaşkanını ve hükümeti mümkün olabilecek en hızlı şekilde harekete geçmeye davet ediyoruz." denildi.
Toplumun en hassas müessesi olan aile kurumunun karşı karşıya kaldığı tehlikenin geleceği ciddi anlamda tehdit edecek noktaya ulaştığına vurgu yapılan açıklamada, "Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Türkiye'de evlilik yaşının 30'lara kadar çıktığını, gençlerin evlenmek istemediğini ve evlilik dışı ilişkilerin medya aracılığıyla teşvik edilerek meşrulaştırıldığını ifade etti. Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş'ın aynı sorun nedeniyle gençlerin 18-25 yaş aralığında evlenmelerini tavsiye etmesi de anlamlı ve önemli bir çağrıdır. Sayın Cumhurbaşkanının açıklaması ahlaki dezenformasyonla birlikte ortaya çıkan vahim tablonun tespiti açısından önemli olmakla birlikte, devletin en üst kademesinin bu çöküşe karşı sorumluluğu başkasında ararcasına sitem etmekle yetinmesi ise üzüntü vericidir. Türkiye İstatistik Kurumu verileri Türkiye'de son 5 yıl içerisinde evlilik yaşının yükseldiğini ve boşanma oranlarında patlama yaşandığını ortaya koymuştur. Toplumumuzun en hassas müessesi olan aile kurumunun karşı karşıya kaldığı bu tehlike, toplumumuzun geleceğini ciddi anlamda tehdit edecek bir noktaya ulaşmıştır." ifadelerine yer verildi.
"Cumhurbaşkanının evlilik yaşının ilerlemesinden şikâyet etmesi ile erken yaşta evlenen binlerce insanımızın halen cezaevlerinde yatıyor olmaları arasında anlamlandırılması zor bir çelişki vardır"
Cumhurbaşkanının evlilik yaşının ilerlemesinden şikâyet etmesi ile erken yaşta evlenen binlerce insanın cezaevlerinde yatıyor olmasının çelişki olduğuna yer verilen açıklamada, "Evlilik dışı ve gayrı meşru ilişkiler bugün devlet güvencesi altında olup bu ilişkiler birçok televizyon ve internet kanalı tarafından, özellikle evlenme programları şeklinde her fırsatta yaygınlaştırılmaktadır. Öte taraftan genç yaşta evlenen vatandaşlarımızın ağır suç işlemişçesine cezaevlerine atıldığı, toplumun kahir çoğunluğunun yıllardan beri bu kötü gidişattan yana muzdarib bir şekilde sesini yükselttiği, ancak bu sesin şimdiye kadar kulak ardı edildiği bir realitedir. Sayın Cumhurbaşkanının hassasiyeti ve evlilik yaşının ilerlemesinden şikâyet etmesi ile erken yaşta evlenen binlerce insanımızın halen cezaevlerinde yatıyor ve aileleri ile birlikte cezalandırılıyor olmaları arasında anlamlandırılması zor bir çelişki vardır." denildi.
"Gidişat; devlet ve toplumun hep birlikte, bir seferberlik anlayışıyla önlem alma zorunluluğunu ortaya koymaktadır"
Evlilik ve aile hakkında devlet ve toplumun hep birlikte seferberlik anlayışıyla önlem alma zorunluluğunun olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa, nafaka düzenlemesi ile erken yaşta evlenenlerin mağduriyetleri, boşanma oranlarındaki patlama, evlilik oranlarındaki düşüş ve her geçen gün aile kültüründen flört toplumuna doğru var olan gidişat; devlet ve toplumun hep birlikte, bir seferberlik anlayışıyla önlem alma zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Medya gücü ve mevzuat dayatması ile topluma evlilik dışı ilişkinin dayatılmasının yanı sıra sosyal ve ekonomik problemler de evliliği engellemekte veya geciktirmektedir." ifadelerine yer verildi.
Toplumun ahlaki ve manevi değerlerini temelden sarsan ve toplumsal bir travmaya dönüşen bu kötü gidişatın durdurulması ve tahribatın telafisi için aşağıdaki tedbirlerin ivedilikle alınması çağrısının yapıldığı açıklamada;
1-Yürürlüğü girdiği tarihten beri aile kurumuna ciddi zararlar veren, evlenme oranlarını düşürüp boşanma oranlarını arttıran, bununla birlikte aile içerisinde sevgi ve dayanışma yerine polisiye tedbirleri ikame eden 6284 sayılı yasa lağvedilmelidir.
2-İstanbul Sözleşmesine atılan imza geri alınarak bu çatı altında ilgili bütün kurum ve bakanlıklarda yürütülen faaliyetler durdurulmalıdır.
3-RTÜK ve mevzuatı gözden geçirilerek toplumun ahlaki, manevi ve ailevi değerlerini güvence altına alacak şekilde yeniden yapılandırılmalı, ahlaksızlığı, evlilik dışı ve gayrı meşru ilişkileri normalleştiren, yaygınlaştıran ve teşvik eden, başta evlenme programları olmak üzere benzeri bütün yayınlar durdurulmalı ve bu yayınları yapanlara caydırıcı müeyyideler uygulanmalıdır.
4-Evlenme yaşına gelmiş gençlerimizin çoğunluğunun istihdam edilmediği bu ağır ekonomik kriz ortamının evliliklere ciddi bir engel teşkil etmesini de göz önünde bulundurarak; devlet ekonomik açıdan gençlere destek olmalı, evliliği kolaylaştırmalı ve teşvik paketleri oluşturmalıdır.
5-Bir devlet-toplum dayanışması çerçevesinde ilgili bütün bakanlıklar, medya kuruluşları ve diğer tüm kurumlar evliliği özendirecek, aile kurumunu güçlendirecek, evlilik dışı ilişkilerin önünü alacak ve boşanmaların sebep olduğu toplumsal kırılmalar ile çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini işleyecek şekilde program, etkinlik ve yayın seferberliği başlatılmasını; zorunlu ve ivedi bir eylem planı olarak görmekteyiz.
Sayın Cumhurbaşkanını ve hükümeti mümkün olabilecek en hızlı şekilde harekete geçmeye davet ediyoruz." ifadeleri yer aldı.