Cumhurbaşkanının onaylamasıyla 14.04.2020 tarihi itibari ile yasa yürürlüğe girmiş ve tahliyeler
başlamıştır. Sayın Cumhurbaşkanının defalarca ve haklı olarak “devletin vatandaşa karşı suç
işleyenleri affetmesi doğru değildir, devlet ancak kendisine karşı suç işleyenleri affedebilir”
açıklamalarına rağmen başta çetecilik, yağma, hırsızlık gibi vatandaşlara karşı işlenen suçlar yasa
kapsamına alınırken 28 Şubat süreci ve Paralel Yargı dönemindeki sözde yargılamalar ile ağır cezalar
alan ve 20-25 yıldır cezaevinde olan mağdurlar infaz indiriminden istisna tutulmuştur. 65 yaş üstü
yaşlı ve ağır hastalar dahi kapsama alınmayarak cezaevinde ölüme terk edilmişlerdir.
Zulüm ve haksızlıkları gidereceği yönünde büyük bir beklenti oluşturan hükümetin, zulümlerin
devamından yana takındığı bu tavır toplumda büyük bir hayal kırıklığı oluşturmuştur. Ortaya çıkan bu
vicdan yaralayıcı sonucun politik yansımaları bir yana, ahiretteki vebalinin altından kalkılması
mümkün değildir. İnfaz sisteminde oluşan büyük adaletsizlik ve dengesizliğin hukuken izahı mümkün
değildir.
Aynı şekilde genç evlilik mağdurları da infaz indiriminden istisna tutularak onların, eşlerinin ve
çocuklarının feryatları duyulmamıştır.
Yetkililer tarafından genç evlilik mağdurlarına defalarca mağduriyetlerinin giderileceği söylenmişti
ancak bugüne kadar hiçbir adım atılmadı. İnfaz yasası paketi ile de mağduriyetlerin giderilmesi
yönündeki beklentiler hayal kırıklığı ile sonuçlandı.
Açıkbaş; 18 yaşındaki milletvekili olup milleti yönetebiliyor da 16 yaşındaki evlenip bir aileyi mi
yönetemeyecek. Genç yaşta meşru yollarla evlenen gençleri cinsel istismar suçlamasıyla
cezalandırdınız.
Adalette sürekli Hazreti Ömer’i örnek gösterenler ne yazık ki “Bir Günlük Adil Ömer” olma becerisini
dahi gösteremediler. Söylemleri sadece sözde kaldı.
Adaleti siyasi ikballere feda edenlerin ikballerinin olması mümkün değildir.