Batılı değerleri temel alan, toplumun inanç, gelenek ve göreneklerini göz ardı eden, 6284 Sayılı Kanun'a dayanak oluşturan İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesi için gerekli adımların atılmasını isteyen Fidantek, TBMM'de bu konunun gündeme getirilip hukuki dayanağa göre düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
Ailesini ve çocuklarını korumak isteyen herkesin bu sözleşmeye karşı çıktığını belirten Fidantek, toplumun ahlak ve değerleri dikkate alınarak sözleşmenin iptali yönünde karar alınması gerektiğini söyledi.
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'un, İstanbul Sözleşmesi'nin iptali yönünde yaptığı açıklamaları hatırlatan Fidantek, bu tür açıklamaların umut verici olduğunu belirterek vaat edilen açıklamaların havada kalmayıp somutlaştırılması ve fiiliyata dönüştürülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
"Sözleşmede toplumsal cinsiyet gibi kavramlarla olumsuz durum yokmuş gibi algı yapılıyor"
İstanbul Sözleşmesi'nin meclis sayfasında geçen adı ile asıl metni arasında bir uyumsuzluğunun olduğunu belirten Hukukçu Elif Fidantek, "İstanbul Sözleşmesinin asıl adı 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi' bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi sözleşmesidir. Sözleşmenin Meclis sayfasında gecen asıl adında ise 'Aile içi şiddetin önlenmesi' yazıyor ancak asıl metne baktığımızda ev içi şiddetten söz ettiğini görebiliriz." şeklinde konuştu.
Fidantek, "İstanbul Sözleşmesi 2011 yılında İstanbul'da imzalandı. Baktığımızda adını da buradan alıyor. Türkiye, imza atan ülkeler içerisinde ilk imzacı ülke statüsündedir. Aslında ilk bakıldığında İstanbul Sözleşmesi her ne kadar şiddetti önlemeye dair olduğu görünse de sözleşmenin tek kapsamı bu değil. İçerisinde cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kavramları gibi ve bizlerin de özellikle karşı çıktığı maddeler de yer alıyor. Nitekim sözleşmede toplumsal cinsiyet gibi kavramlar ön plana alınarak olumsuz bir durum yokmuş gibi algı yapılıyor. Aksine Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP) veya sözleşmenin akabindeki olaylara bakıldığında eşcinsellik lobisinin önünü açtığını rahatlıkla görebiliyoruz. Ayrıca eşcinsellik mevzuatsal olarak kendine bir dayanak bulmuş oluyor." ifadelerini kullandı.
"Ailesini ve çocuklarını korumak isteyen herkes bu sözleşmeye karşıdır"
İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesini isteyen kesimin toplumun büyük bir kısmını oluşturduğunu belirten Fidantek, "Bu sözleşme belirli bir kesimin savunduğu ya da karşı çıktığı bir sözleşme değildir. Ailesini ve çocuklarını korumak isteyen herkesin şiddetle karşı çıktığı bir sözleşmedir. Şunu da belirtmek gerekir ki toplumla ve ahlakla bağdaşmayan bu sözleşmenin sadece İslami ülkeler tarafından kaldırılmasına yönelik bir talebi yoktur. Örneğin; Rusya, Macaristan ve Ermenistan gibi İslami hassasiyeti olmayan ülkelerin de karşı çıktığını görüyoruz. Hatta meydana getirdiği olumsuz sonuçlardan ötürü İstanbul Sözleşmesini fesih eden ülkeler dahi var." dedi.
"Kendi toplumumuzun değerlerine uygun ilişkilere göre düzenlenmesi gerekiyor"
İstanbul Sözleşmesine dayanak olarak oluşturulan 6284 Sayılı Kanun'un revize edilip toplumun değerlerine uygun hale getirilmesi gerektiğini belirten Fidantek, "İstanbul Sözleşmesi'ne dayanak olarak çıkarılan 6284 Sayılı Kanun'un da ciddi anlamda revize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu kanun ile aile yapısı için alınan önlemlerin Avrupa'daki kadın-erkek ve aile ilişkilerine göre değil de bizim kendi toplumumuzun değerlerine uygun ilişkilere göre düzenlenmesi gerekiyor. Elbette kadına şiddetin ve çocuğa yapılan her türlü istismarın karşısındayız. Ama mevcut kanunun yeniden düzenlenip toplum olarak bize uygun hale getirilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Siyasi partili yetkililerin, halkın çağrısına kulak verip adımlar atması önemli"
Fidantek, "Numan Kurtulmuş gibi politikacıların İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaptığı açılamalar oldukça sevindiricidir. Özellikle daha önce de açıklamalarda bulunan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün açıklama yapan Numan Kurtulmuş'un ve diğer siyasi partilerdeki yetkililerin halkın çağrısına kulak verip adımlar atması oldukça önemlidir. Ayrıca toplumun beklentisi yönünde atılacak adımlar için ümit verici bir durumdur. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki söylenilen bu tür vaatlerin sadece sözlerde kalmaması gerekiyor. Kısa zamanda fiiliyata da dönüştürülmesi gerekiyor. Bundan dolayı İstanbul Sözleşmesi feshedilmediler. Nasıl ki TBMM'de bu sözleşme kabul edildiyse aynı şekilde yine Meclis aracılığıyla bu sözleşme feshedilmelidir. Ayrıca Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine yapılacak bildiri ile tamamen çekinilmelidir. Yine bu sözleşmeye bağlı olarak oluşturulan 6284 sayılı kanun da revize edilmesi gereklidir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)