AK Parti Bingöl İl Başkanı Mehmet Hanef Güler, Bingöl’de görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan Güler, Pandemi sürecinde teşkilat ve yerel yönetimlerin çalışmaları, şehirde süren yatırımlar, Ayasofya kararı, baro düzenlemesi ve güncel konular üzerine konuştu ve basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Güler’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Göreve geldiğimizde, parti binasına girmeden ‘Kuzey İlçeleri’ tabirini partimizde ve toplumumuzda kaldıracağımızı söylemiştim. Hiçbir çalışma arkadaşım, görevli arkadaşlar bu kelimeyi kullanmayacak dedim. Kuzey kelimesi ötekileştiriyor. Genç’e ismiyle hitap edeceksek, diğer ilçelere de ismiyle hitap edeceğiz dedik. Zaza – Kurmanç, Alevi – Sünni dedikodusunu ortadan kaldırdık. İlimizin kimliğini ön plana çıkaracağız. Bingöl kimliği altında mücadelemizi yapacağız. Tek tip insan olma şansımız yoktur. Böyle bir şeye ihtiyaç da yoktur. Mücadelenin doğru ve düzgün yürümesi için muhalefetin olması lazım, farklı fikirlerin de, görüşlerin de olması lazım.”

“Belediye binamız hızla yükseliyor”

“Bingöl’de Belediye hizmet binamız yükseliyor. Kaba inşaatı 4. kata ulaşmış durumda. Trafiği rahatlatmak için birçok genişleme projesi devam ediyor. Bittiği zaman Bingöl merkezinde trafik ve park konusunda ciddi rahatlamalar olacak. Belediye hizmet binamız da bittiği zaman vatandaşlarımıza daha iyi hizmet verecek.

“Pandemi sürecinde iyilik hareketi”

Pandemi sürecinde Genel Başkan Yardımcımız, Teşkilat Başkanımızın direktifleriyle İyilik Hareketi Başlattık. Bu süreçte şehrimizde vefa destek grupları aracılığıyla 55 binden fazla vatandaşımıza yardım yapıldı. Bu yardımlar vatandaşımızın kapısına kadar götürüldü. Belediyelerimiz gıda yardımları, hijyen ve  temizlik çalışmalarını başarı ile yürüttüler. Karlıova Depremi’nde Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum depremin ilk anından itibaren ilimize geldiler. Biz teşkilat olarak bölgeye ilk ulaşan ekipler arasında yer aldık. Arakonak’ta yaşanan sel afetinde yine bölgeye intikal ettik. Bölge müdürlüklerimizle koordineli bir şekilde vatandaşlarımızın yanında olduk ve ihtiyaçlarının giderilmesini sağladık. Pandemi sürecinde Cumhurbaşkanımızla 13 dakika telekonferans görüşmesi gerçekleştirdik. Yine Kalehan Hidroelektrik Santral Barajları açılışı münasebetiyle bir araya geldik. Yap işlet devret modeli ile yapılan yatırımda binlerce vatandaşımız istihdam edilirken hizmete alınmasıyla barajlarda 300 kişinin istihdam edilmesine devam edilecek. İstihdam yatırımları olarak 3 bin kişiye iş olanağı sağlayacak 3. Sanayi Sitesi ve 1000 kişiye doğrudan istihdam sağlayacak Sütaş yatırımı hızla devam ediyor. “

“Siyasi eleştirilere açığız ama…”

“Sosyal medya hesabında birçok arkadaş menfi konularda eleştiri yapıyor. Ben siyasi konularda sosyal medya hesabımdan gelen eleştirileri ne kaldırıyorum, ne de müdahale ediyorum. Siyasi eleştiriye her zaman elimiz göğsümüzün üzerindedir. Ama iftira boyutundaysa açıklama da yaparız. Kişilik haklarına, ailevi haklara, rencide edici, onur ve haysiyete yönelik yapılan hakaretler de eleştiri olamaz. Bu siyaset de değil, eleştiri de değil, memleket sevgisi de değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konu ile ilgili yapılan çalışma ile ilgili yorumu da bu şekildedir ve bu konu çarpıtılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir konuşmasında sosyal medya platformlarını kapatacağını, dünyadan bizi izole edeceğini ifade etmemiştir. Böyle bir şey söz konusu değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız, dünyanın gıpta ettiği, hele hele İslam Coğrafyasının hayranlıkla izlediği bir insandır. Güçlüyü savunmak kolay, hakikati ve mazlumu savunmak zordur. Bugün Cumhurbaşkanımız ve ailesi nerede bir mazlum varsa oradadır. Myanmardan, Arakan'a, Suriye'den Filistin'e kadar mazlumların hamiliğini yapan bir Türkiye var. Evladı olan bir babanın mutluluğunu sosyal medyada duyurması ile ilgili paylaşımının altına yapılan yorumlar, hakaretler, iftiralar, çirkinlikler bu alanlarda düzenleme yapılmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. Yine Binalı Yıldırım Beyin eşiyle ilgili çirkin paylaşımlar oldu. Bunlar kabul edilemez, bu eleştiri değil hakarettir, ahlaksızlıktır. Namusa, iffete, haysiyete laf edeceksin, buna da özgürlük diyeceksin. Kim ne eleştiri yapıyorsa mertçe kendi adıyla eleştirebilir. Ben hata yapmayan bir insan da değilim, sizden de ayrıcalığım olamaz. Ben bu görevi istediğim zaman da, benim bu kentte bir faydam olsun arzusundaydım. Başka bir hesabım yoktur.”

“Hiç bir kamu kurum ve kuruluşundan geçinen bir insan olmadım”

“Ömrümün bu anına kadar, ticari hayatımda herhangi bir kamu kurum veya kuruluşundan geçinen bir insan olmadım. Bu kurum ve kuruluşlardan ne ben, ne de benim bir yakınım, bir arkadaşım diyemez ki buradan ihale aldı, buradan kadro aldı, ya da bir yere akrabasını yerleştirdi. Biz devletten bağımsız, ticari hayatımızın mücadelesini veriyoruz. Kimseye muhtaç olmadan hayatımızı idame ettiriyoruz. Yönetim kurulundan arkadaşlarımız da burada, onlar da bu durumu biliyor. Başta baş Valimiz olmak üzere hiçbir kurum müdürüne ikbal, istikbal peşinde koşan bir insan olmadım. Bingöl’ün geleceği için destek olmak amacımız oldu.”

“Bingöl için 9 milyonluk ödenek”

“Dünyayı etkileyen bir pandemi hadisesi yaşanıyor. Bu süreci en iyi idare eden ülkelerin başındayız. Çöktü, yatırımlar durdu, ödenekler durdu diye felaket tellallığı yapıldı. Ancak bunlar boşa çıkarıldı. Sizinle yaptığımız toplantı öncesinde, Fırat Mikro Havzası fonu var, kırsal köylerimiz ile ilgili hizmetlerin yapılması noktasında büyük bir proje vardı. DSİ ile beraber yürütülüyordu. Muhtarımız, bölge müdüründen aldığı bilgiyi bana aktardı. Bu projenin başlatıldığını, Bingöl için 9 milyon lira ödenek verildiğini söyledi. Yatırımlarda hiçbir geri adım atılmadı, mücadele olduğu gibi devam ediyor.

“insanlar hayvancılığa yöneliyor”

“Bugün Bingöl’de yükselen inşaatıyla SÜTAŞ, büyük bir katkı sunacak. İnsanlar ahır, han, ağıl yapmaya başladı. Vatandalar SÜTAŞ’a hazırlık yapmaya başladı. Ovada artık araziler değerlendi, artık arazilere mısır, yonca ekimi yapılıyor. Garip ovası artık yemyeşil… SÜTAŞ ile beraber bunlar daha da canlanacak. Hesaplamalara göre Bingöl’de 10 yılda 50 bin fazla nüfus artışı olacak. Göç alan konuma gelecek.

“Kürtlere en büyük zararı PKK verdi”

“Kürtlere en büyük zararı, PKK verdi. İslamiyet’ten önce de, sonra da Kürtlerin bir örf, adet ve gelenekleri vardır. Bu örgüt, bizimle yabancılaşmış bir örgüttür. İçimize girdiler, Kürt adı altında gençlerimizi, insanlarımızı yok ettiler. Memleketimizin kalkınmasını engellediler. En büyük yatırımı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu halkı bu örgütten kurtarmasıdır. Artık gençlerimiz ve halkımız önünü görebiliyor. Hepimiz kaygılı yaşıyorduk, hamdolsun bu Kürtlerin kurtuluşu oldu. Eskiden bu imkanlara sahip değildik. Yanımızdaki Diyarbakır’a bile gidemiyorduk. Diyarbakır’a gitmek için Elazığ üzerinden 350 kilometre yol yapıyorduk. Askerin, polisin vatandaşa bakışı değişti, vatandaşın da güvenlik görevlilerine bakışı değişti. Eskiden jandarmalardan karakollardan izin alarak evlerine erzak alınıyordu, şimdi neredeyse her köyde villalar var. Huzur ve güven geldi.”

“Kürtlere en büyük zararı PKK verdi”

“Kürtlere en büyük zararı, PKK verdi. İslamiyet’ten önce de, sonra da Kürtlerin bir örf, adet ve gelenekleri vardır. Bu örgüt, bizimle yabancılaşmış bir örgüttür. İçimize girdiler, Kürt adı altında gençlerimizi, insanlarımızı yok ettiler. Memleketimizin kalkınmasını engellediler. En büyük yatırımı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu halkı bu örgütten kurtarmasıdır. Artık gençlerimiz ve halkımız önünü görebiliyor. Hepimiz kaygılı yaşıyorduk, hamdolsun bu Kürtlerin kurtuluşu oldu. Eskiden bu imkanlara sahip değildik. Yanımızdaki Diyarbakır’a bile gidemiyorduk. Diyarbakır’a gitmek için Elazığ üzerinden 350 kilometre yol yapıyorduk. Askerin, polisin vatandaşa bakışı değişti, vatandaşın da güvenlik görevlilerine bakışı değişti. Eskiden jandarmalardan karakollardan izin alarak evlerine erzak alınıyordu, şimdi neredeyse her köyde villalar var. Huzur ve güven geldi.”

 “AK Parti hizmet etmemiştir demek, güneşi balçıkla sıvamak demektir. Muhalefet vicdanla yapılması gerekiyor. Hakkı teslim etmek gerekiyor. AK Parti’nin hizmetlerini yok sayarak, hasımane şekilde siyaset yapmak kimseye fayda getirmez. AK Parti’nin içerisinde hep Kürt bakanlar oldu, yöneticiler oldu. Kendi ilimizin insanı olan Cevdet Yılmaz var. Diyarbakır’da Mehdi Eker var. Sağlık Bakanımız Kürt kökenli.

“PKK Kürtlere ters”

“Kürt halkı, toplumu olarak kurtuluşumuz, bir an önce PKK’dan ve vesayetinden kurtulmaktır. Bu örgüt, bizim kimyamıza, yapımıza, dokumuza, kültürümüze ters biri yapıdır. Bu örgütün bağlantıları karanlıktır, zincirleri dışarıdadır. Bu örgüt masum değildir. Bunlar din düşmanlığı yapmaktadırlar. Bunlarda demokrasi, insan hakları yok. Örgüt emirlerine itaat etmedikleri için binlerce insana kıydılar. Bu örgütle aramıza mesafe koymamız lazım. Terörle mücadeleye bizim de destek vermemiz lazım.”

“Barolar marjnal gruplardan kurtulmalı”

“Marjinal grupların elinde oyuncak olmaktansa, çok sesliliğin olmasında fayda var. Marjinal gruplar, Türkiye aleyhinde bu birlikleri kullanıyorlardı. Bir vatandaş olarak, baroların marjinal grupların elinden çıkmasını doğal görüyorum. Hukukçu değilim, ancak baro bir zümrenin elinde olmaması lazımdır. Marjinal grupların elinden kurtulmalıdır diye düşünüyorum.”

“2022 planında olan Doğalgaz 2020 yatırımına alındı”

Doğalgaz talebiyle ilgili Bingöl kamuoyunda çok ciddi talepler vardı. Normalde 2022 yılında yapılması planlanan yatırımlar olan Genç ve Solhan ilçemize doğalgaz verilmesi ile ilgili pandemi sürecinden önce Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Başkanlığı’nda Ankara’da yapılan toplantıda dile getirme fırsatı buldum. Solhan Belediye Başkanımız ve İlçe Başkanımızın çalışmaları oldu. Genel Başkan Yardımcımız Cevdet Yılmaz ve Milletvekilimiz Feyzi Berdibek’in Ankara’da çalışmaları oldu ve nihayetinde 2 büyük ilçemizde 2022’de yapılması planlanan yatırım 2020 yılına alındı. Şehrimize ve ilçelerimize hayırlı olsun.

“Özel İdare Araçlarının yenilenmesi”

Yine şehrimizin 50 yıllık sorunu olan köylerimize hizmet götüren Özel İdare araç parkını yenileyerek vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Burada desteklerini esirgemeyen Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’a teşekkür ediyoruz.

“Cumhurbaşkanımız Tarih Yazdı”

 “5 asır Camii olarak hizmet veren Ayasofya 1934 yılında Bakanlar Kurulu ile Müzeye dönüştürülmüştü. Danıştay kararıyla Türkiye’nin egemenlik alanı içerisinde olan bir yerin kararının yine Türkiye’nin vereceğine ilişkin kararına istinaden Ayasofya Cumhurbaşkanımızın tarihe attığı imza ile tekrar ibadete açılmış oldu ve camii statüsüne kavuştu. Geçmişte emperyal güçlerin tarlalarımıza hangi ürünü ekeceğimize müdahale ettiği bir dönemden bu günlere gelmek tüm islam ümmetinin umudunu yeşertmiştir. Ayasofya’dan yükselen ezan sesleri bütün İslam coğrafyasını memnun etti. Ayasofya bir fetih alameti ve zafer odağımızdır. Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemenliğinin sembolik kararlarından biridir. Bin yıllık tarihin dönüşüdür. Artık batının bu ülke üzerinde nüfuz sahibi olmayacağının tescilidir. Ayasofya kararı Türkiye üzerinde vesayetin bitişinin ilanıdır. Liderimizin vurguladığı gibi; Ayasofya’nın dirilişi Mescid-i Aksa’nın özgürlüğe kavuşmasının habercisidir”