Tuz, doğal bir mineral kaynağı olması sayesinde sinir sistemi, kas sistemi, biyolojik sağlık üzerinde birçok fayda sağlıyor. Kahvaltılık, şarküteri ürünleri ve atıştırmalık yiyeceklerin birçoğunda gizli tuz bulunduğuna dikkat çeken uzmanlar, gereğinden fazla tuz tüketiminin kanser, kalp yetmezliği ve kronik böbrek hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Vücutta elektrolit dengeyi sağlıyor
Tuzun içerdiği mineraller sayesinde sağlık için çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkçü, “Tuz mineralinin eksikliğinde sinir sistemi, kas sistemi olumsuz yönde etkilenir. Doğal bir antidepresan olan tuzun eksikliği depresyona sebep olabilir. Vücutta elektrolit dengeyi sağlayan tuz, yeterli ölçülerde tüketildiğinde kas kramplarının önüne geçer. Aksi durumda aşırı su birikmesi yaşanarak ciddi sağlık sorunları doğurabilir. Ayrıca kan miktarı ve tansiyon dengesini korumak için de oldukça önemli.” dedi.
Tuz eksikliği depresyona yol açıyor
Tuz eksikliğinin sinir sistemini olumsuz etkilediğini söyleyen Örkçü, “Vücutta tuz oranı azaldıkça sinir sistemi fonksiyonel olarak çalışamaz. Dolayısıyla kas hareketleri kısıtlanır. Tuz eksikliği devam ettiği sürece zincirleme olarak tüm sistemler etkilenebilir. Vücutta tuz eksikliği sebebiyle depresyona girme riski artar. Tuzun bu etkisi ABD'de yapılan bir araştırmayla da kanıtlandı.” diye konuştu.
Bu ürünlerde gizli tuza dikkat!
Örkçü, gizli tuz içeren besinler ve tuz miktarları hakkında şu önemli bilgileri paylaştı:
- Zeytin Türk kahvaltısının vazgeçilmezlerinden zeytindeki tuz oranı yüzde 10’u bulabiliyor. Tanesi 15 gram civarında olan 5 adet zeytin yediğinizde günlük tuz ihtiyacınız olan 5 gramdan fazlasını almış oluyorsunuz. Bu nedenle tuzsuz zeytin tercih etmekte fayda var. Peynir çeşitleri de zeytin gibi gizli tuz içeren kahvaltılık ürünlerden.
- Sucuk, salam, sosis, pastırma ve kavurma gibi şarküteri ürünleri ciddi miktarda tuz içeriyor. Sucuk, sosis ve pastırmada genellikle yüzde 5 civarında tuz bulunuyor.
- Çoğu kişi turşuyu çok sever. Buna karşılık turşunun tuz içeriği oldukça yüksek. Örneğin 100 gram salatalık turşusu genellikle 2,5 gram, yani günlük ihtiyacın yarısı kadar tuz içeriyor.
- Piyasada satılan hazır ayranlar genellikle yüzde 0,6 tuz içerir. Bu, bir su bardağı ayranda 1,2 gram gizli tuz olduğu anlamına gelir ki, tek başına bir bardak ayran bile günlük tuz ihtiyacınızın neredeyse dörtte birini karşılar. Üstüne üstlük, çoğu kişi ayranın içine ilaveten tuz ekler. Ayranınızı kendiniz yapın ve içine tuz katmayın.
- Her gün 50 gramı geçmeyecek şekilde çiğ kuruyemişleri tüketmek yararlıdır ancak ülkemizde kuruyemiş genellikle tuzlu kavrulmuş olarak sevilir. Bunun sonucunda da gereğinden fazla tuz alınmasının yanı sıra kuruyemişin faydaları da ortadan kalkar.
- Bisküvi ve krakerler çoğu kişinin dolabında veya iş yerindeki çekmecesinde çay yanında atıştırmak üzere bulunuyor. Tatlı bisküviler 100 gramında yaklaşık 600 mg, tuzlu bisküvi ve krakerler ise 100 gramında yaklaşık 750 mg içeriyor. Krakerler de gizli tuz kaynakları arasında yer alıyor.
- Hazır satılan patates ve mısır cipsleri çok tüketilen atıştırmalıklar arasında bulunuyor. Özellikle toplu halde maç veya film seyrederken heyecandan genellikle tüketim de abartılabiliyor. Buna karşılık patates cipsinin 100 gramında 4 gram, mısır cipsinin 100 gramında 2,5 gram kadar tuz var. Yani 80 gramlık normal boy paket cips yediğinizde günlük tuz tüketiminizin yarıdan fazlasını almış oluyorsunuz.
- Kola ve gazoz türü içecekler sıklıkla tüketilen içeceklerden ancak şekersizlerini içip içeriğindeki şekerden korunabilseniz bile içindeki gizli tuz kalıyor. Bir bardak kola veya gazozun içinde 200- 300 mg civarında sodyum, yani 500- 600 mg civarında tuz eşdeğeri bulunur ki bu da günlük tuz limitinizin onda biri. Gazoz ve kola hem tuzlu hem de şekerli. Maden suyu ve soda özellikle sıcak günlerde, bazen de hazmettirici olarak sık içilen içeceklerden. Buna karşılık bir bardak maden suyu veya sodada yaklaşık 100 mg tuz mevcut.
- Böbrekleri etkileyecek şekilde fazla tuz tüketimi sebebiyle vücutta su tutumu artar ve bu durumda kan hacmi yükselir. Kan hacminin yükselmesi, kan basıncının artmasına yol açar. Yüksek kan basıncı vücutta ciddi rahatsızlıkların oluşmasına sebep olur.
Gizli tuzda kalp krizi tehlikesi!
Beslenme ve Diyet Uzmanı Özden Örkçü, gizli tuzun zararları ile ilgili önemli noktalara dikkat çekti:
- Fazla tuz tüketildiğinde artan kan basıncı, zamanla damarlarda plakların oluşmasına sebep olur. Bu durum damar sertleşmesi ve beraberinde kalp hastalıklarına yol açar. Felç, kalp krizi gibi sağlık problemlerinin gelişme riskini arttırır.
- Sodyum doğal olarak suyu çeker. Fazla tuz tüketildiğinde vücut sıvı tutar. Vücutta sıvı tutması eklem sertliği, kilo artışı, el, ayak ve bileklerde terleme ve karın bölgesinde genişleme gibi belirtiler gösterir. Kronik olarak böbrek hastalıkları, kalp yetmezliği, eklem ağrıları yaşanabilir.
- Fazla tuz tüketimi vücutta sıvı kaybına da neden olabilir. Vücut tuz nedeniyle vücuda alınan fazla sodyumu dengelemek için daha fazla suya ihtiyaç duyar. Su ihtiyacı tam anlamıyla karşılanmıyorsa vücut ihtiyacını hücrelerden karşılamaya başlar. Zamanla aşırı susama, mide problemleri, kusma ve ishal gibi şikâyetler oluşur.
- Vücuda alınan fazla sodyum nedeniyle vücut kalsiyum emilimini gerçekleştiremez. Dolayısıyla kemik kütlesinde azalma ve kemik gözeneklerinde artma oluşur. Menopoz döneminde olanlar, şeker hastaları, kemik erimesine yatkın olan kişiler bu nedenle tuz tüketimine çok dikkat etmelidir. Aşırı tuz içeren beslenme programları, kemiklerde kırılma riskini arttırarak iskelet sistemini deformasyona uğratır.
- Vücuda alınan ve kullanılamayan fazla tuz böbreklerde süzme yükünü arttırır. Böbreklerde kristal oluşma riskinin artmasına sebep olur. Bu durumda böbrekler olumsuz etkilenerek birçok sağlık sorununa maruz kalır.
- Fazla sodyum sinir sistemi hastalıklarına davetiye çıkarır. Kanser riskini ve mide ülseri riskini arttırır.
- Fazla sodyum hormon dengesini de olumsuz yönde etkiler. Gereğinden fazla alınan tuz sinir iletilerinin taşınmasını önler. Beraberinde titreme, baş dönmesi gibi şikâyetlerle birlikte algılama güçlüğü gibi pek çok depresif şikâyetler yaşanır.
Hazır gıdalardan uzak durulmalı
Ülkemizde ekmeğin günde 400 – 500 gram olmak üzere yaygın bir şekilde tüketildiğini belirten Örkçü, “100 gram ekmek ortalama 1.5 - 2.0 gram tuz içerir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tuz tüketiminin azaltılması için ‘Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı’ uygulanıyor. Gizli tuzun zararlarından korunabilmek için hazır ürünlerdeki etiketlerin okumasını iyi yapmak ve içeriği bilinmeyen hazır gıdaları tüketmekten uzak durmak gerekiyor” dedi. (İLKHA)