Allah’a hamd ile başlayan mesajda, “Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a hamd u senalar olsun. Salat ve selam; gönülleri fetheden, âlemlere rahmet olarak gönderilen ve en güzel örnek olan gözümüzün nuru Hazreti Muhammed’e (aleyhi salatu vesselam) ehli beytine, seçkin ashabına ve O’nun yolunu kıyamete kadar sürdürenlerin üzerine olsun. ‘Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik’ (Fetih-1) ‘Vallahi! Sen Allah’ın en hayırlı beldesi, Allah’a en sevgili topraksın. Eğer senden ayrılmak zorunda bırakılmasaydım, ayrılmazdım.’ (Tirmizi)” ifadelerine yer verildi.
Mekke’nin kutsal bir şehir olduğuna işaret edilen mesajda, “Mekke; Hazreti İbrahim’in (aleyhi selam) Tevhid inancının sembolü olan Kâbe’yi oğlu Hazreti İsmail (aleyhi selam) ile birlikte inşa ettiği; Peygamberimizin, kutlu doğumuna yakın bir zamanda Ebabil kuşlarıyla Ebrehe ve ordusunun darmadağın edildiği; Hazreti Peygamberin doğup büyüdüğü, gençlik yıllarını geçirdiği ve vahyin indiği kutsal bir şehirdir. ‘Oku’ emrinin verilmesi ile birlikte vahyin nuruyla nasiplenen Müslümanlar, kendi öz yurdunda garipsenmiş, türlü türlü işkence ve eziyetlere maruz kalmış, kendilerine boykot uygulanmış ve bu kutsal şehirden zulmen çıkarılmışlardır. Peygamber Efendimizin ‘Şu yeryüzünde bana en sevimli yer’ dediği bu şehirden hicret etmek zorunda bırakıldı. Ancak Yüce Allah, kutlu bir fetihle Habibi’ne Mekke’yi fethetmeyi nasip etti. Böylelikle Mekke’de putlar alaşağı edilerek Kâbe-i Muazzama tümüyle şirkten arındırıldı. Hakkın galip, batılın zail olduğu bu fetihte, İslam ile insan arasına giren tüm engeller bertaraf edildi.” denildi.
“Fetih, gönülleri fethetme hareketidir”
Fetih’in sadece toprakları, sınırları genişletmek olmadığı, aynı zamanda gönülleri de fethetmek olduğu belirtilen mesajda, “Fetih; sömürgecilerin yaptığı yağma, yıkma ve yakma eylemlerini barındıran bir işgal eylemi değildir. Aksine insanları hem dünya hem de ahiret saadetine kavuşturan bir ihya ve inşa hareketidir. Fetih; zulüm ve sömürü sistemleri karşısında adaleti tesis etmektir. Fetih, kötülüğe bir set olup iyiliğe açılan bir kapıdır. Fetih ile beraber insanların; akıl, can, mal, din ve neslin güvenliği güvence altına alınır. Bundan dolayı Mekke‘nin Fethi’ne sadece tarihi bir olay penceresinden bakmamak gerekir.” İfadeleri kullanıldı.
“Fetih günlerinde yılbaşı bahanesiyle büyük günahlar işleniyor”
Mekke’nin fetih yıldönümünün kutlanması gerektiği böyle günlerde yılbaşı adı altında günahların icra edilmesinin üzüntü verici olduğu vurgulanan mesajda, “Böylesine fetih dolu bu günlerde maalesef yılbaşı adı altında büyük günahlar işlenmekte; İslam’a, gelenek ve göreneklerimize uymayan adetler türetilmektedir. Peygamber Efendimiz (sallalahu aleyhi vesellem) ‘Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.’ (Ebu Davud) hadis-i şerifin hakikati unutulmamalı ve yılbaşına kutsallık atfedilmemelidir.” denildi.
“Fetih ruhuyla dirilmeyi Allah’tan diliyoruz”
Yılbaşının Müslümanlar için dini ve kültürel bir anlam ifade etmediği belirtilen mesajın devamında son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Yılbaşı, Müslümanlar için Miladi Takvimin başlangıcından öteye ne dini ne de kültürel bir anlam ifade etmektedir. O günde, her gün yapılması gerektiği gibi ömür sermayesinden geçen her günün muhasebesi yapılır ancak. Bu münasebetle Mekke’nin Fethi yıl dönümünde, bu kutlu fethi yâd ederek bu ruhla tekrar dirilmeyi, gönülleri fethetmeyi, İslam âleminde de zaferlerle dolu günlerin müjdecisi olma ümidiyle Yüce Rabbimizden hayırlara vesile olmasını dileriz.”(İLKHA)
