Kar ve yağmur bekleyen çiftçilerin, kış mevsiminde gündüz güneşe gece de soğuğa maruz kalan tarım arazilerindeki ekinleri, tam olarak yeşermeden çürümeye başladı.
Sonbahar mevsimi ile birlikte uyanıp filizlenen buğday, arpa ve mercimekler tarlaları kısmen de olsa yeşile boyarken Türkiye genelinde etkili olan kuraklık nedeniyle endişelenen çiftçi dört gözle yağmur ve kar bekliyor.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle birlikte yağışlarda da büyük bir azalma yaşandı. Birçok bölgede barajlardaki doluluk oranları düşerken yeraltı suları da azalmaya başladı. Yaşanan bu durum çiftçiyi de zor durumda bıraktı. Uzmanlara göre eğer yağışlar başlamazsa hububat, sebze ve tarla bitkilerinde yakın dönemde büyük sorunlar yaşanabilir.
Son dönemlerde azalan yağışlarla birlikte barajlardaki doluluk oranları hızla düşmeye başladı. İzmir, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde 3-5 aylık su stokunun kaldığı ve Türkiye’nin dört bir yanında benzer durumların yaşandığı belirtiliyor.
Çiftçiler ise bu yıl beklenen yağışların henüz toprakla buluşmamasından dolayı kara kara düşünüyor. Pandemide gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıksa da kuraklık ve tarımda kullanılacak suyun azalması gıda arzının tehlikede olduğunu gösteriyor.
Ekinlerin yağmur beklediğine dikkat çeken uzmanlar, eğer yakın zamanda yağmur yağmazsa özellikle hububat rekoltesinde kayıpların yaşanacağını, gelecek bahar ayında ekilecek tarla bitkilerinin ve sebzelerin de kuraklıktan nasibini alacağına dikkat çekiyor.
Sonbaharda ekimi yapılan buğday, arpa ve mercimek gibi tahıl ürünlerinin yetişme döneminde yeterli yağışın düşmemesi çiftçiyi karamsarlığa sürüklüyor. Ekim ayında toprakla buluşan hububat tohumları filizlenmeye başlarken kasım ayında ekilen tohumlarsa kuraklık nedeniyle kimi bölgelerde toprağın altında kaldı.
Durum böyle olunca gözünü bulutlara diken çiftçi, yağmur ve kar bekleyişine geçti.
Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak
Gaziantep'in bu yıl yağış açısından çok kurak geçtiğini belirten Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, ocak ayına girilmesine rağmen beklenen yağışın gelmemesinin, ekimini yapan çiftçiyi endişelendirdiğini söyledi.
İklime bağlı kuraklığın hızla devam ettiğine dikkat çeken Çolak, yağışların başlamaması durumunda ise önümüzdeki yıl tarımsal üretimlerde önemli oranda düşüşlerin yaşanabileceğini belirtti.
Mevsim olarak kış mevsiminde toprağın alması gereken yağışı halen alamadığını ifade eden Çolak, yer altı sularının beslenmesi için gerekli olan yağışların henüz yağmadığını ve bu durumun da çok ciddi bir kuraklığın işareti olduğuna dikkat çekti.
“Normalde bu ayda metrekareye 280-300 kilo yağmur düşmesi gerekiyor”
Gaziantep’in kurak iklime sahip bir bölgede bulunduğunu ifade eden Çolak, “Ülke olarak çok kurak bir dönemden geçiyoruz. İnşallah ocak ayına kadar alamadığımız yağmuru bundan sonra alırız. Gerçekten deyim yerindeyse şu an ekinlerimiz kurumaya yüz tutmuş durumda. Normalde bu ayda metrekareye 280-300 kilo yağmur düşmesi gerekiyor. Fakat şu ana kadar metrekareye sadece 25-30 kilo yağmur düştü. Sadece ektiğimiz tohumların çimlenmesine yetebilecek yağmur alabildik. Bundan sonrası gerçekten tehlike arz ediyor. Gaziantep ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olarak fıstık ve zeytinlerimiz, ‘hazin’ dediğimiz dönemde özellikle aralık ve ocak ayında toprağa düşen yağmur bizim için çok önemlidir. Fakat toprak bu yağmuru alamadı. Bundan dolayı gerçekten bölgesel olarak kurak bir dönem geçiriyoruz.” dedi.
“Verim kaybı yaşayacağımızdan dolayı çiftçilerimiz gerçekten çok endişeli”
Yağmurun yağmamasının çiftçi için büyük tehlike arz ettiğini ve kuraklığın çiftçinin ürün kaybına yol açacağına dikkat çeken Çolak, “Hazin ve kar olmayınca bereket olmaz. Bu durumda tabi ki çiftçimizin üretimini aksatır ve üretim kaybına neden olur. Antep fıstığının ‘karagöz’ dediğimiz meyvesi şu anda dalındadır. Bu yağmur düşmezse onlar da zarar görecektir. Verim kaybı yaşayacağımızdan dolayı çiftçilerimiz gerçekten çok endişelidir.” ifadelerini kullandı.
“Dört gözle yağmuru bekliyoruz”
Kış mevsiminde yeterli miktarda yağış gelmemesinin kuraklık riskinin boyutunu arttırdığına dikkat çeken Çolak, çiftçinin tüm umudunun geç de olsa yağışların başlamasında olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Gaziantep ürün çeşitliliği açısından gerçekten çok zengin bir ilimizdir ama yağmurun mutlaka olması lazım. Çünkü Gaziantep’te barajımız yoktur. Özellikle Şahinbey ilçesinde barajımız yoktur. Sulu tarım yapamıyoruz. Ancak çiftçi kendi imkânlarıyla yeraltı kuyularından aldığı su ile arazisini sulamaktadır. Yağmur çiftçi için çok önemliydi. Gaziantep’te en iyi yetişen kırmızı mercimek yok olmakla yüz yüze ve havaların kurak gitmesinden dolayı mercimek konusunda sıkıntı yaşıyoruz. İnşallah yağmurumuz olur, biz duamız edeceğiz ve rahmetimizi bekleyeceğiz.”
Hasan Hasan Burç
“Yağmur olmazsa ürünlerimiz kurur”
Ekinlerin yağmur beklediğine dikkat çeken çiftçilerden Hasan Burç ise “Kuraklıktan dolayı sıkıntılıyız. Tarım şehri Gaziantep’te mercimek, arpa, buğday ve Antep fıstığı üretimi daha yaygındır. Bizde kuru tarım vardır. Şu anda kuraklıktan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. İnşallah Rabbim rahmetini bol verir. İnşallah bu durumu hayırlara çevirir. Bu mevsimde hazin olmazsa fıstık, zeytin, üzüm ve diğer ürünlerin hiçbiri olmaz olmaz. Zemheride hazin olmalıdır. Yani bu aylarda kar ve yağmurun olması lazım. Yağmur olmazsa ürünlerimiz kurur. Ağaçlarımız hazin almaz. İçme suyumuz olmaz. Hayvanlarımız susuz kalır. Yani yağmurun yağmamasının her yönden bize zararı olur. Arazimiz kışın beslenir, yaz mevsiminde de meyve ve sebzesi olur.” diye konuştu.
“Yağmur ve karın olmamasından dolayı ekinlerimiz kuruma riski taşıyor”
Bu sene çok şiddetli kuraklık yaşandığını ve ektikleri hububatların yağışın olmamasından dolayı zarar görmeye başladığını belirten Selahattin Köse de şöyle konuştu.
“Yağmur ve karın olmamasından dolayı ekinlerimiz kuruma riski taşıyor. Nem ekine zarar veriyor. İnşallah Rabbimizden rahmetini bekliyoruz. İnşallah yağış olursa ekinimiz kendisini geri toparlar ve bir sıkıntı olmaz. Fakat bu şekilde kuraklık devam ederse yağışsızlıktan dolayı ekinlerimizi kaybederiz. Normalde uzun yıllardan beri böyle bir kuraklık yaşamamıştık. Yağmur ve karın yağmamasından, hazinin olmamasından dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Sadece bu dönem değil, yaz mevsiminde de sıkıntı yaşarız. Su olmazsa mısır ve biber de ekemeyiz. Ekemeyince de verim alamayız. İnşallah yağış olursa hem yer altı suyumuz çoğalır hem ürünümüz olur hem de ekinimiz kurumaz.”
Cevdet Doğan
“Ekinlerimiz çürümek üzere”
Ekinlerin yağış beklediğini belirten Cevdet Doğan da “Yağmurun yağmaması ve kış mevsiminin kurak geçmesi Allah’ın takdiridir, elimizden gelen bir şey yok. Bu sene kurak geçiyor. Ekinlerimiz çürümek üzere ve eğer yağmur yağsaydı, ekinimiz şu an 15-20 santim olurdu. Çiftçi gübresini ve ilacını atardı. Fakat yağmur olmadığı için çiftçi gübresini ve ilacını atmıyor. Çünkü çiftçi, ‘Gübrem ve ilaç boşa gider’ korkusuyla tereddüt ediyor. Çiftçi zor durumda ve ne yapacağını bilmiyor.” dedi. (İLKHA)