Bingöl merkez kültür mahallesi Kültür-Der ’de düzenlenen seminere HÜDA PAR Genel Başkan yarımcısı Hamdullah Tasalı, HÜDA PAR Bingöl İl başkanı Refik Alpaya, HÜDA PAR ilçe başkanları ve çok sayıda üye ve gönüllü katıldı. Programda Dr. Halef Yılmaz teşkilat ruhunun önemine değindi. Yılmaz, programda ayrıca HÜDA PAR’ın İslam davasına olan hassasiyet ve hizmetini, siyasi duruş ve ahlakını, muhalefet dilini ve parti olarak hedeflerini anlattı. Dr. Yılmaz, İslam’ın insanlığa, medeniyete, tarihe, geleceğe, hepsine yönelik söyleyeceği sözü olduğunu, toplumsal değişim ve dönüşümü hep beraber yapacaklarını vurguladı.
“Bizim davadan kastımız İslam’dır, Allah ve Resulüdür”
Dr. Halef Yılmaz konuşmasında; “Dava denince biz tek şeyden bahsediyoruz, İslam’dan bahsediyoruz. Bir gruptan, kendi grubumuzdan, kendi partimizden, kendi arkadaşlarımızdan bahsetmiyoruz. Bizim davadan kastımız Allah ve resulüdür. İslam’dır, İslam’ın ta kendisidir. Onun dışında asla başka bir şeyi kastetmiyoruz. Kim de başka bir şey anlıyorsa bu yanlış anlayıştan çıkması lazım. Bizim dava dediğimiz şeye sadece bize ait olan bir mesele olarak bakmamışız. Biz diyoruz ki bütün Müslümanların meselesidir. Ama bu iş organize gerektiriyor. Niye diyeceksiniz, karşımızda organizeli ve örgütlü bir şer var. Örgütlü ve organizeli bir şerre karşı örgütlü ve organizesiz bir hayır mümkün değil muvaffak olamaz. Yani bölük pörçük olmakla, düzen içinde hareket etmemekle, disiplinsiz olmakla mümkün değil onlara karşı galebe edemeyiz. Çünkü bu organize dünyanın komple istikbaline dönüşmüş. “ dedi.
“Yeryüzünde Amerika diye bir şer var ve bütün dünyaya hükmediyor”
Dr. Yılmaz; “Yeryüzünde Amerika diye bir şer var ve bütün dünyaya hükmediyor. Uzun zamandır bu hâkimiyetlerini bizim aramızdaki ayrılıkları kaşıyarak devam ettiriyorlar, şuan da yaşanan budur. İslam âleminin rahat bırakılması mümkün değil. Çünkü bu adamlar İslam âlemi rahat olursa, bir araya gelirse, ciddi bir şekilde güçlerini birleştirirlerse ki burada Müslüman ülkeler muazzam bir güce dönüşür. Bir de Müslüman ülkelerin hepsinin üretimlerini bir güce dönüştürdüklerini düşünün çok büyük bir güce dönüşüyor. Bakın bazı şeyleri o kadar kemikleştirerek yerleştirmişler ki bunlar hakikaten kendi sistemlerini devam ettirmek için en küçük bir açıktan da istifade ediyorlar ve şuanda da yeryüzünde eğer bir şe yaşanıyorsa bunlar onlardan habersiz değil ve mutlaka şeytanca bir müdahaleleri var.” ifadelerine yer verdi.
“Şer güçler bizim karar mekanizmamıza etki edemedikleri için düşmanlık yapıyor”
Dr. Yılmaz HÜDA PAR’a şer güçlerin düşmanlık beslediğini ifade ederek; “Bizim gibi yapılar niye düşman, niye engellenmeli, niye yok edilmeli, işte tam da bu hassasiyetten dolayı; Karar mekanizmasına etki edemiyor. Aldığı kararları uygularken bedel ödemeyi göze alıyor ve bunun sonucunda onların bütün plan programını bozuyor, o zaman bu yapılar onun için çok tehlikelidir.” dedi.
“Siyaset derken Kemalizmin politikalarından bahsetmiyoruz”
Dr. Yılmaz siyasi ahlakın önemine vurgu yapıp; “Siyaset dediğimiz Kemalizmin politikalarından bahsetmiyoruz. Bu siyaset onları hep aldatmış, hep yalan söylemiş hep kandırmış, fotoğrafından her şeyine kadar hiçbir şeyi dürüst değil. Ondan sonra siyaset demek ki böyle yapılır diye ondan sonra her gelen aynısını taklit ediyor. Bakın işte bu mantıktan hepsi etkileniyor. Beşeriz, birbirimizi korumazsak, ilkelerimize sahip çıkmazsak, bazı şeylere dikkat etmezsek bizim de öyle bir ortamdan etkilenmemiz mümkün. Bakın arkadaşlar biz o ortamdayız. Herkes yapıyor biz de yapalım doğru olmaz ki. Allahu Teâlâ Kuranda öyle demiyor. “Sen insanların çoğuna uysaydın seni, Allah’ın dininden sapıtırlardı.” bu böyledir. Çoğunluğa uymak her zaman doğru değil. Evet, doğruyu bulduysak çoğunluğa uyacağız ama doğru değillerse yanlış bir gidişat varsa, onlar yapıyor diye bu bizi mazur kılmaz Allah katında da mazur kılmaz. Bakın kendi ilkelerimizi koruyarak diyoruz ki bir çalışma yapalım, bu çalışmayı yaparken de kendi doğrularımızla, kendi ilkelerimizle, kendi hakikatimizle insanlara giderken bir şey söyleyeceğiz. İslam’ı söyleyeceğiz.” dedi.
“İslam medeniyetinin ortaya koymuş olduğu yönetim anlayışını hiçbir zaman hiç kimse hiçbir yerde sergileyememiş”
İslam medeniyeti ve yönetiminin benzeri olmayan en güzel model olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz; “İslami toplum İslam ahlakının hâkim olduğu, Allahu Teâlâ’nın istediği bir düzenin hâkim olduğu, herkese adaletle hükmedildiği, Hristiyan ve Yahudi’nin bile zulme uğramada bakın Cumhurbaşkanı ile aynı şekilde yargılandığı. Hz. Ali örneğindeki gibi, Bir Yahudi onun zırhını çalıyor ve beraber Kadı’nın önünde oturuyorlar, HZ. Ali diyor bu benim zırhımdır çalmış. Kadı ‘da diyor delilin nedir. Hz. Ali diyor delilim yoktur. Ama benim zırhımdır. Ama kadı biliyor ki Hz. Ali yalan söylemez. Buna rağmen Hz. Aliye diyor ki senin delilin yok ve zırhı Yahudi’ye veriyor. Yahudi bunun üzerine Müslüman oluyor. Başka bir düzende böyle duymuş musunuz, var mıdır? İslam medeniyetinin ortaya koymuş olduğu yönetim anlayışını hiçbir zaman hiç kimse hiçbir yerde sergileyememiş. Böyle bir şey yok. Hiç kimsenin kimseye zulmetmediği, Allah’ın verdiği hakları kimsenin kimseye yasaklamadığı, hiç kimsenin diğerini kul, köle görmediği, sömüremediği, aralarındaki hukukun sadece kardeşlik hukuku olduğu ama hukukun da belirlenmiş olduğu bir toplum düzenini biz esas alıyoruz. İslam yönetiminde yönetici ile sıradan vatandaş arasında hiçbir fark yok, hepsi hukuk karşısında aynı durumdadır. Hepsi hukuk söz konusu olunca yani Allah’ın verdiği hak ve hukuk söz konusu olunca herkes aynı şekilde muamele görür. “ dedi.
“HÜDA PAR’ın İslam üzere bir istikameti var”
Dr. Yılmaz; “Bakın bir istikametimiz var. HÜDA PAR bu İslami istikametten ayrılmadan bu ilkeleri koruyarak böyle bir toplumun tesis edilmesi için çalışıyor. Çalışmaya da devam edecek. Buyrun gelin İslam ne diyorsa beraber oraya el atalım, bu hepimizin malıdır, gelin hep beraber sahip çıkalım. Bu bir davet çalışmasıdır. Bizler davetçiyiz. Bu yoğun bir şekilde insanlara gitmektir. Şu anda yapabileceğimiz en büyük çalışma da budur. Belki onlara bir şeyler öğreteceğiz, belki Peygamber aleyhisselamı bir daha anlatıp yeniden Müslüman olduklarını onlara hatırlatacağız, Müslümanca hareket etmeleri gerektiğini hatırlatacağız. Bakın bunlar çok büyük şeylerdir. Bunlar sıradan şeyler değil. Ve biz bunu yapsak zaten vazifemizi yapmış olacağız.” dedi.
“Birileri bizi sürekli başka bir yapının anti tezi olarak göstermeye çalışmış”
Dr. Yılmaz partileri üzerindeki kirli oyun ve algılara da değinerek; “Birileri bizi sürekli başka bir yapının anti tezi olarak göstermeye çalışmış. Biz Allah’ın dinini şu toplumda kabul edilmesi için davetçileriz. Başka bir zındık yapı, batıl bir yapı olsa da olmasa da şu istemiş olduğu şeyin kabul edilmesi için gece gündüz çalışmalıyız, durmamalıyız. Şu anda yaptığımız çalışma da bundan başka bir şey değildir. Bilgiye ve disipline dayalı organizeye dayalı çalışma olmazsa sonuç çok yorulup az kazanç elde emek olur. O yüzden her şeyin bilgiye dayalı, takibi yapılarak, sonuç alamaya yönelik yapılması lazım ki biz bu işte hedeflediğimiz sonuçları alabilelim. Rabbim yardımcımızdır. Biz tek başımıza değiliz. Şahsına bir şey isteyen varsa çıksın gitsin. Hiç bu işte çalışmasın. Biz Rabbimizin rızası dışında şahsımıza bir şey istememişiz. Bunu Allah için yapıyoruz hep beraber. Bu yapacağımız işte de yüzde yüz kazanç vardır. Allah ihlasızlık karışmışsa bizden def etsin. Bize merhamet etsin. Bizden olduğu gibi kendi rızası için kabul etsin. Bizim bütün hedef ve gayemiz onun kabul edeceği bir ihlasla çalışmamızı ortaya koymaktır.” dedi.
“Kötü söz kullanmadığımız için zannediliyor ki biz yanlışları eleştirmiyoruz”
HÜDA PAR’ın muhalefet dili ile ilgili de açıklamalarda bulunan Dr. Halef Yılmaz ; “Bir yanlış anlaşılma var. Biz diğerleri gibi küfretmediğimiz için, kötü söz kullanmadığımız için zannediliyor ki biz eleştirmiyoruz. Bizim bütün hedef ve gayemiz onun kabul edeceği bir ihlasla çalışmamızı ortaya koymaktır. Biz eleştiriyoruz ama eleştirirken de doğrusunu da gösteriyoruz. Bizim maksadımız ıslah etmektir. Şimdi biz bu adamların doğru mu yapmasını istiyoruz yoksa bir yanlışa düşüp bir an önce onları dövelim diye bir hesap içerisinde miyiz? Yani bir an önce bir yanlışları yakalayalım da bir an önce onlara hemen bir şeyler söyleme derdinde değiliz. Böyle bir şeyden de Allah’a sığınırız. Bu ifsat etmektir, ıslah etmek değildir. Biz diyoruz ki yanlışlarını onlara gösterelim, gösterdiğimiz zaman da bu konuda doğru adım atsınlar. Bütün teşkilatlara söylediğimiz şudur; Bir yerde bir yanlış gördünüz, o meselenin çözülmesi için uyarıda bulunun, önce bunu yapın. Hemen basına çıkalım onu yanlışlarını ortaya dökelim derdinde olmayalım. Bizim meselemiz düzeltmek olsun. Adam sizi engelledi, dinlemedi, def etti, randevu vermedi ya da başka bir tavır takındı. O zaman bu işi basına taşıyın sonuna kadar söyleyin. Bu adam demek iflah olmaya niyeti, yok teşhir edilmesi lazım. Ama adam yanlışını gördü ve onu düzeltmek istediğini söyledi ve takipçisi olacağız ve bekleyeceğiz. Bu net ve belirgin bir üslup değil mi? Yani eğer muhalefetten kasıt, böyle muhalefet mi olur, bağırıp çağıralım, sadece onun yanlışını ortaya çıkaralım, biz de haklı olduğumuzu gösterelim ise konuşmamın başında ifade ettiğim bu Türkiye’deki politika meselesi budur. Bu güne kadar da hepsi böyle yapmışlar. Biz de diyoruz ki böyle bir anlayış doğru değildir.” dedi.
“Biz dürüst siyaset diyeceğiz”
Dr. Yılmaz; “Biz dürüst siyaset diyeceğiz, biz bunu ortaya koyacağız. Anlayanlar anlar, anlamayanlara da anlayacakları dilden çıkıp biz net bir şekilde muhalefet edeceğiz açık bir şekilde söyleyeceğiz, teşhir edeceğiz onları, yanlışlarını söyleyeceğiz. Şimdi genel merkezin de bütün konularla ilgili söyledikleri çok nettir. Her hafta gündem değerlendirmemizde bu konuyla ilgili açık açık net bir şekilde eleştiriler yapılıyor ve çözüm yolları gösteriliyor.” dedi
“İslam’ın insanlığa, medeniyete, tarihe, geleceğe hepsine yönelik söyleyeceği sözü vardır”
Dr. yılmaz; “ Bütün meseleler ile ilgili bizim çözüm önerilerimiz vardır. Bu konu ile ilgili bakışımız nettir. Biz diyoruz ki biz İslam’ı ölçü alıyoruz. İslam’ın insanlığa, medeniyete, tarihe, geleceğe hepsine yönelik söyleyeceği sözü vardır. Biz de bu sözleri uygun ortam ve zamanı geldiği zaman da uygun bir dille söylemeye çalışıyoruz. Bütün derdimiz bu halkımızı hakka yönetmek, yeniden kendi değerleri üzerine inşa edilmesini sağlamak, Rabbim de inşaallah yardımcımızdır. İnşaallah çok ciddi bir şey oluşturacağız. Bir toplumsal dönüşümü ve toplumsal değişimi hep beraber oluşturacağız. Ve beraber yaşayacağız inşaallah. Rabbim yardımcımız olsun bizi muvaffak etsin inşaalllah.” ifadelerine yer verdi. (Ömer Aşkın)