Bingöl Basın olarak ilimizdeki sevinç ve hüznü, eksiklik ve artıları, doğru ve yanlışı sizlere aktarma gayesindeyiz. Doğrunun yanında yanlışın karşında olduğumuzu, haber anlayışımızda ‘Ne üzümü yeme ne de bağcıyı dövme’ duruşuyla hareket etiğimizi beyan ederiz. Bu vesileyle ilimizde öne çıkan bazı sorunları siz değerli takipçilerimizin bilgisine ve yetkili organların da ilgisine sunuyoruz.

İlimiz ve ilçelerimizde öne çıkan belli başlı sorunları sıralayacak olursak bunların başında ‘su, yol, elektrik, orman, tarım, barajlar, şehir içi ulaşım ve genel manada hizmetlerin eksikliği, kalitesinin yetersizliği, hizmetin yavaş işleyişi ve bazı hizmetlerde eksiklikleri’ zikredebiliriz.

İlimizin bu sorunlarını ana hatlarıyla şöyle izah edebiliriz:

Şehir içi şebeke sularının sık sık kesilmesi:

Bingöl çevresiyle bir su merkezi olduğu halde il genelinde bir su sıkıntısı olduğu malumdur. Hemen hemen her gün Bingöl merkez Yenimahalle başta olmak üzere birçok mahallede dönüşümlü olarak sular kesilmektedir. İlimizin içme suyu noktasındaki ihtiyacı maalesef kronik bir hal almış durumdadır. Metan, Kürük suyu ve yedek kuyulara rağmen bu eksikliğin giderilmemesi de düşündürücüdür.

Yol yapım çalışmaları sistematik bir hal aldı:

 İlimizde maalesef her yıl aynı güzergâh veya yakın güzergâhta yol çalışmaları, yamalama ve parça parça çalışmalar mevcuttur. Bingöl-Muş karayoluna dökülen asfalt ölüm tehlikesi saçıyor. Silindir ile iyice yola yapıştırılmayan mıcır araçların ani fren durumunda kaymasına, seyir halindeyken taş fırlatmasına ve daha birçok tehlikeye kapı aralıyor. Neticede yolara harcanan para milli sermayeden gidiyor. Mili sermayenin erimesi demek vergilerin halkı kemirmesi demektir. Yol yapım çalışmalarının bir olan ve program çerçevesinde olması gerekirken, bir sezon sonra ya yolda kavşak eksikliğinden ya malzeme kalitesizliğinden ya da farklı bir prosedürden ötürü hemen hemen her yıl yollar sökülüp yapılıyor. Âdete yapboz oyununa dönen bu yol yapım çalışmaları vatandaşı rahatsız etmekte, çıkan tozlar astım hastalarını tehdit etmektedir.

Merkezi Ezan sisteminin devreye girmesi:

Şu sıralar ilimizde tekrardan merkezi ezan sistemi devrededir. Merkezi ezan sistemi çoğu zaman enterferans dediğimiz farklı frekanslarla parazitlere neden olmaktadır. Elektronik bir sesin hışırtı ve cızırtının halkı rahatsız etmesi de ayrı bir durumdur. Bunun yanında camilere şu veya bu şekilde gitmeyen/gidemeyen cami görevlilerini atalete sevk etmekte, ezanı Muhammedîyi tek sese indirip farklı seslerin duyulmasına engel teşkil etmektedir. Bazı camilerde merkezi ezanın vermiş olduğu rehavetle görevlilerin camiye gitmediği belirtilmektedir. Belirli birkaç sesin ne güzel olsa da zamanla bıkkınlık vereceği söz konusu olmaktadır. Her cami cemaati, kendi imamının sesini duymak ve kendi imamını görmek ister. Her uygulamanın bir zamanı ve verimliliği vardır. Merkezi ezan sadece Ramazan aylarında karışıklığa mahal vermemek için sahur ve iftar vakitlerinde merkezi ezan sisteminin gayet yerinde bir uyulama olduğu ancak diğer zamanlarda yanlış bir uygulama olduğunu belirtmek lazımdır.

Mahalle aralarındaki aile/çocuk parkları:

Bingöl merkez mahallelerde bulunan parkların belli başlı sorunları var. Yenimahalle, Yeşilyurt, Bahçelievler ve Mirzan gibi ilin en kadim mahallelerinde hiç park bulunmamaktadır, bazı mahallerde parklar yok hükmünde yetersiz ve bazı mahallelerde var olan parklar ise işlevsizdir. Yoğun ve merkezi parklarda kimi zaman ailelerin rahat edebileceği ortamlar yetersiz olduğu gibi parklarda uygunsuz tutum ve davranışlarda bulunan kişiler aileleri parklara gelip dinlenme noktasında tedirgin etmektedir. Bazı parklar sokak köpekleri ile doludur. Parkların çoğunda umuma açık abdesthane WC hizmeti yoktur. Güvenlik görevlisi ve temizlik personelinin her parkta en az iki kişi aktif olması gerekirken maalesef bu da çok azdır. Parklarda hizmet kalitesi ve güvenlik önlemleri zafiyeti var.

Şehir içi hat minibüsleri tam bir muamma:

Kemikleşmiş bir sorun olan bu problem geçen günlerde tekrardan nüksetti ve şehir içi hat minibüsleri sorunu gündemi hayli meşgul etti. Halkın belediye otobüsü talebine neden cevap verilmiyor? Hat minibüsleri yaptığı açıklamada şehit ve gazi yakınlarının haricinde tüm engelli ve yaşlı ne varsa kartlarının iptal edildiğini ve buna gerekçe olarak da maddi geliri mazeret olarak sunduğunu belirtti. Sormak lazım devlet dairesinde çalışan bir gazi veya şehit yakınının mı maddi durumu daha iyi yoksa bir engellinin mi? Elbette ikisine de bu hak verilmelidir diyor, hat minibüsleri kooperatifini daha hakkaniyetli ve insaflı davranmaya davet ediyoruz. Öte yandan hat minibüslerinin aylık bilançosunu kamuoyuyla paylaşmasını önemsiyor, aynı durumu Belediye’den de malum kartlara verdiği desteği açıklamasını bekliyoruz.

Başıboş sokak köpekleri:

Başıboş sokak köpekleri parklarda ve tenha alanlarda tehdit olmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanının özel talimatı olmasına rağmen kurulan veya var olan barınaklar maalesef yeteri derece aktif değil. Belediyeye gelen ihbarlar değerlendirmeye tabi tutulmuyor. Kırsal alan, köy gibi mazeretler öne sürüp köpekler toplatılmıyor. Yakın zamanda çocukları yaralayan köpekler bile maalesef bölgeden toplatılmadı. Örnek verecek olursak Şehit Mustafa Gündoğdu mahallesindeki park köpeklerden geçilmiyor.

Bazı cafelerin gençlere yönelik ifsat çalışmalarına alet olması ve zehir tacirlerinin mekânı haline gelmesi;

Mütedeyyin bir il olarak öne çıkan ilimizde maalesef toplumun ifsadı noktasında el altından ifsat çalışmaları söz konusu. Üniversite çevresindeki bazı cafelerin arka planda farklı olumsuzluklara alet olması ve bazılarının da el altından alkol satılması da geleceğin ümidi olan gençliğin ahlaki çöküntüye sürükleyen en önemli sebeplerindendir. Bu tarz mekânlara kolluk kuvvetlerince olabildiğince sıkı denetimler yapılmalı ve gençliğimizin ifsadına ve zehirlenilmesine engel olunmalıdır.

Orman yangınları ve orman kesimleri: Ormanlar, oksijen için olmazsa olmaz doğal kaynaklardandır. Erozyonu önlemede, temiz hava almada, hayvanların barınmasında ve daha birçok alanda faydası olan ormanların gelişigüzel kesim ve kıyımı elbette kabullenilmez bir durumdur. Orman yangınları bazen gelişigüzel ve bilinçsizce davranmaktan çıksa da çoğu zaman önü alınamaz oluyor. Orman yangınlarında genellikle geç müdahale edilmesi yaraya ekilen tuz misali iş işten geçmiş oluyor. Yanan alanlar kısa bir süre sona ya imara açılıyor ya da farklı bir rant sofrasında ağaçlar meze oluyor. Köy muhtarları veya perde ardından alınan kararlarla kıyılan ormanlar maalesef geleceğimize kıymaktır. Türkiye’de kanunlar karşısında affı olmayan tek suçun orman yasası, ağaç kanundur. Gariban bir köylü yıllarca gözü gibi koruduğu ormandan bir iki ağaç kışın yakmak için kestiğinde çok ağır yaptırıma maruz kalırken, öte yandan koca bir dağdaki ormanın yanmasına bazen seyirci kalınıyor, bazen koca ormanlar keyfi bir şekilde kesiliyor. İçinde bulunduğumuz dönemde Karlıova ilçesi Kaynarpınar köyündeki keyfi orman kıyımı buna en güzel örnektir. Ormanlar illaki kesilecekse ki bazen araç gereçler için gereklidir. Bu kesim yerleşim yerinden çok uzakta ve doğanın dengesini sarsmayacak sarp kayaların olduğu bölgelerde kesim gerçekleşmelidir.

Köylerimizin sorunları: Sütaş’ın Bingöl merkezde Kılçadır gibi köy meralarındaki ağaçları kesip bazı alanlara müdahale durumu iddiaları var. Bu konu da kamuoyunca açıklığa kavuşturulması gereken önemli başlıklardan biridir. Sütaş’ın istihdam noktasında kalifiyeye değil referansa odaklanması da ayrı bir sıkıntıdır. Onlarca Süt ürünleri teknolojisi öğrencisi Sütaş’a girme umuduyla iş beklerken Sütaş alımlarda referans ve tabiri caizse dayı yakını mantığıyla işe alım yapıyor. Yine köylerin tapulama veya imar çalışmalarından dolayı bazı köylüler bu durumu ranta çevirme derdindedir. Köy meraları köyde güç sahipleri veya kurnazlar tarafından bir iki ağaç ekimi ve bir tel örgü çekmek suretiyle el konulmaktadır. Tüm bu işgallere karşı muhtarlar ve kolluk kuvvetleri çoğunlukla duruma sessiz kalmaktadır. Köylerde özellikle okul yanlarında veya köy meydanlarındaki boşlukların işgali sebebiyle park alanları, köy odaları, sağlık ocakları gibi hizmetler yapılmamaktadır. Köy giriş çıkışlarına trafik uyarı levha ve yanıp sönen uyarıcı ışıklarının olmaması da hayvana çarpma kazalarını da beraberinde getiriyor.

İlimizde barajlar sorunu:

 Ekosistemi bozan etmenlerden biri de şüphesiz ki barajlardır. Bitki ve hayvan çeşitliliğini yok eder. Barajların yapımı için tarım arazileri, ağaçlar, ekinler yerleşim yerleri talan edilir. Doğanın dengesi bozulur. Havadaki nem oranını yükselttiği gibi astım gibi akciğer hastalıklarını da beraberinde getirir. Verilere göre Kığı barajının tek başına Tunceli ve Bingöl’ün elektrik ihtiyacını karşıladığı belirtilirken bunun Bingöl’e etkisini bilen gören var mı bilmiyoruz.

Mezarlık sorunu:

İlimizde var olan mezarlıklar ihtiyaca cevap vermemektedir. Yeni mezarlık alanlarının belirlenmesi veya mezarlık alanlarının genişletilmesi gerekmektedir. Mezarlık temizliği yok denecek derecededir. Başıboş hayvanların mezarlıklarda dolaşması bir problem olduğu gibi mezarlık alanlarda içki içilmesi, uyuşturucu kullanılması gibi rezil işlerde ayrı bir rezalettir. Mezarlıklar müdürlüğünün bu konuya acilen el atması ve problemleri çözmesi gerekmektedir.

İlçelerimizin sorunlarını sıralayacak olursak;

Adaklı; Adaklı ilçesinin içme suyu, konut sorunu ve konut yakınlarındaki ahır sorunları, yol ve ulaşım sorunu söz konusudur.

Genç; Genç ilçesinde Murat Nehri havzasında Genç Diyarbakır yolunu bağlayan köprünün yıllardır ihalesi olmasına rağmen bir ayak ilerlememesi, yine Genç Murat nehrinin kum ocakları tarafından tahribatı ve bu tahribat sonucu güvenlik önlemlerinin alınamaması, boğulmaların artması gün yüzü gibi ortada duruyor.

Karlıova; Karlıova ilçesindeki deprem konutlarında TOKİ’nin ihale feshi. Kaynarpınar köyündeki yasak orman kesimi.

Kığı; Genel itibarıyla kış aylarında ulaşım sorunu yaşayan Kığı, yüksek rakımlı bir mevkiye sahip olduğundan diğer kuzey ilçelerimiz gibi Bingöl’le pek bağlantısı olmayan daha çok Karakoçan ile ticari faaliyetleri olan kuzey ilçelerimizdendir. Bu ilçemizin ulaşım ve ticaret yönüyle Bingöl merkezle irtibatının güçlendirilmesi gerekmektedir.

Solhan; Solhan ilçesinin altyapı, doğal gaz hattının ilçede birçok yerde olmaması sorunu var iken, ilçe merkezinin en büyük mahallesi olan Boğlan mahallesine giriş yapılacak kavşak olmaması en büyük sorundur. Öte yandan ilçede yol yapımının ihalelerinin olmasına karşın işleyişin ağır olması ve içme suyu yetersizliğinin olması ilçenin belli başlı sorunları arasında yer alıyor.

Yayladere; Tunceli milletvekilinin meclise taşıdığı Yayladere ilçesinin yol sorunu hafızalardaki yerini koruyor. Kuzey ilçelerinin merkezle irtibatının pek az olması, kendi yerelindeki belli başlı sorunlardır.

Yedisu; Yedisu İlçesinin sağlık, su ve elektrik sorunları söz konusu. Bölgeye sağlık hizmetlerinin yeteri derecede sağlanmamasından dolayı sıkıntı yaşanıyor. İlçenin bir başka sorunu da yol sorunudur. İlçede özellikle kış aylarında yollar tam kapanık halde.