Bedeva, “Dünya hayatında yaşamı sürdürebilmek için belirli işlerin yapılması gerekir. Belli kulvarlarda bazı aktivelerin olması ve bazı durumların meydana gelmesi gerekir. İnsanoğlu olarak ne yaparsak yapalım veya hangi işi yürütürsek yürütelim mutlak anlamda bir ilim sahibi olmamız gerekir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, ‘Allah iman edenleri yücelir, kendilerine ilim verilmiş müminleri ise kat kat derecelerle yükseltir’ buyurmaktadır. Bir başka ayette ise ‘hiç bilenle bilmeyen bir olur mu’ şeklinde yüce Rabbimizin ifadesi bizlere ilmin önemini aktarmaktadır. Yine Kur’an’ın ilk inen ayeti olan ‘oku’ ifadesi ile başlaması da başlı başına ilmin önemini ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber ise, ‘kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır” buyurarak ilmin önemine vurgu yapmaktadır. Tabi buradaki ilmin zikri ve ifadesi mutlak ilimdir. Dini ve fenni ilimleri tahsil etmenin ayrı bir önemi vardır, dini ilimler hem dünya hem ahiret için faydalı ilimlerdir. Fenni ilimlerin daha çok dünyaya bakan yönü olsa bile bu ilmi doğru bir şekilde kullanıp insanların istifadesine sunulması halinde tıpkı dini ilimler gibi hem dünyada hem de ahirette bir hizmet olur. İmam Şafii, ‘ilmin özelliğidir ki az da olsa onda payı olan sevinir, olmayanlar da daima mahsun kalır’ şeklinde bir ifade kullanarak İslam uleması içerisinde de ilmin önemine vurgu yapmaktadır.” ifadelerine yer verdi.

Dini ilimlerin dünya hayatımızda sosyal ve bireysel hayatımızı belli bir kurallar çerçevesinde tanzim eden faydalı ilimler olduğunu ve aynı zamanda ahret hayatı için de önemli bir husus olduğunu ifade eden Bedeva, fenni ilimler de insana hizmet ettiği için onları da tahsil etmenin önemli olduğunu söyledi.

İslami ilimlerin hem medreselerde hem de ilahiyat fakültelerinde tahsil edildiğini belirten Bedeva konuşmasına şöyle devam etti:

“Özellikle İslam ilimleri ele almak gerekirse İslami ilimler Türkiye’de veya coğrafyamızda iki farklı kulvarda tahsil edildiğini görmekteyiz. Bunlar, resmî kurumlarda veya ilahiyat fakültelerinde elde edilen İslami ilimler, bir diğeri de ehli medreseler veya fahri medreseler dediğimiz ve tamamen kendi şahsi gayretleri ve öz kaynaklarıyla eğitim veren kurumlar vasıtasıyla elde edilen ilimlerdir. Bu kurumlarda özellikle tahsil edilen İslami ilimler başta Allah’ın kelamı olan Kur’an’ı anlamaya yönelik tefsir ilimleri ve Hz. Peygamber’in sünnetini, hayatını ve tavsiyelerini içeren hadis ilimleri, bununla birlikte dünya hayatında özellikle hem dini hem de yaşam alanlarımızı tanzim edip yollarını belirleyen füruu olarak pratiğe geçen fıkıh ilimleri ve geçmiş toplumların yaşantılarını ve özellikle Hz. Peygamber’in dönemindeki yaşamı bizlere aktaran İslami ilimler kapsamındaki İslam tarihi ilimleri bu hususta önemli alanlardan bazılarıdır. Tabi bu ilimler İslami ilimler fakültesinde de tahsil edilen ilimler olduğu gibi medreselerde de tahsil edilen ilimlerdir.”

“İslami ilimler konusunda gayre sarf eden bireylerin dünya ve ahireti mamur olur”

İslami ilimler konusunda gayret sarf edip kendisini iyi yetiştiren bireylerin dünya ve ahirette de fayda göreceği belirten Bedeva, “İnsan bu ilimler sayesinde gayretli ve topluma faydalı iyi bir insan olmayı öğrenir ve bu doğrultuda çaba sarfeder. Bu şekilde hem dünya hem de ahireti mamur olmuş olur. Bu imkanlar aslında insanlara çokça sunulmakta. Bu imkanlardan faydalanmak gerekir.” dedi.

Bedeva, “İslami ilimlerden uzak kalan bireyler her zaman topluma faydalı olmaktan, dinini yaşama konusunda uzak kalmaktan ve toplumun gelişmesine katkı sunmaktan uzak kalmaktadır. Haliyle bu İslami ilimleri öğrenmek toplumu ilerleten, faydalı bir hale getiren ve topluma hizmet eden bireyler yetiştiren bir yoldur.” İfadelerine yer verdi.

“Aileler ve toplum gençleri İslami ilimlere teşvik etmelidir”

Ailelerin ve toplumun, gençliği İslami ilimlere yönlendirmesi gerektiğini söyleyen Bedeva, “İslami ilimleri öğrenen kişi Rabbini bilir, Rabbini bilen hakkı bilir, hakkı bilen topluma faydayı bilir. Özellikle ilmi tahsil etme konusunda gençlere büyük imkanlar sağlanmaktadır. Aileler de özellikle gençlerini ve çocuklarını, aynı zamanda toplum da gençlerini İslami ilimleri öğrenme konusunda teşvik etmeli ve onlara bu yolda yürümeleri için destek olmaları elzemdir. İmam Rabbani, ‘ebedi saadete kavuşabilmek için ilim, amel ve ihlas muhakkak gerekir’ demiştir. Aslında burada şuna vurgu yapmak gerekir; ilim öğrenmek bir meziyettir ama o ilmi hayata tatbik edip etkin kılmak ayrı bir özeliktir. Sadece salt kuru bilgi bir fayda sağlamaz. İslami ilimleri öğrenmekle birlikte o hayatı da sürdürmek gerekir ki fayda sağlasın.  Hz. Peygamber, ‘bir müddet ilim mütalaa etmek bütün geceyi ibadet ve namazla geçirmekten eftal’dır’ buyurarak özellikle İslami ilimleri, Allah’ın kitabını öğrenme konusunda gayret sarf etmenin ne kadar önemli olduğunu ve insana ne kadar büyük katkı sunduğunu mutlak manada bizlere göstermektedir.” dedi.

“İslami ilimler ve İlahiyat fakültelerimizde yetişen gençlerin gelecek nesillere büyük hizmetleri olacaktır”

Bedeva, “Üniversitemizde İslami ilimler fakültesinde devam eden İslami ilimleri tahsil etme gayreti ve bu hususta gerek hocalarımızın gerek idaremizin özellikle Rektör hocamızın da bu hususta verdiği büyük destekler de takdire şayandır. İnşaallah hocalarımızın, dekanlığımızın ve Rektörlüğümüz sunduğu bu katkılar ve sağladığı imkanlar sayesinde buraya gelen gençlerimizin mutlak surette muazzam bir şekilde bu ilimlerden istifade edecek gelecek nesillere büyük hizmetler sunacağından hiç şüphemiz yoktur.” dedi.  

Bedeva son olarak Hz. Peygamber’in ilim tahsil eden kişilere işaret eden, ‘insanlar helak oldu, alimler hariç, alimler de helak oldu ilmiyle amel edenler hariç, amel edenler de helak olmuştur ihlaslı olanlar hariç, onları da büyük bir tehlike üzerindedir’ hadisini hatılatıp dikkatli olmak gerektiğini söyledi. (İLKHA)