Akran zorbalığı nedir ve çeşitleri nelerdir?
Akran zorbalığının dörde ayrıldığını belirten Rehberlik Öğretmeni Seval Sunar, bu zorbalıkların fiziksel, duygusal, sözel ve siber zorbalık olduğunu söyledi.
Akran zorbalığı nedir ve çeşitleri nelerdir?

Akran zorbalığının türleri, uygulayan veya maruz kalan çocukların fiziki ve ruhsal durumları hakkında bilgi veren Rehberlik Öğretmeni Seval Sunar, özellikle okul çağındaki çocuklar üzerinde oluşan psikolojik ve fiziksel belirtilere dikkat çekti.

İLKHA muhabirinin "Akran zorbalığı nedir? Akran zorbalığı ile nasıl başa çıkılır? Akran zorbalığı karşısında ne yapmalıyız? Zorbalık yapan çocuğa nasıl davranmalı? Okulda zorbalık yapan öğrenciye ne yapmalıyız? Akran zorbalığına maruz kalan kişiler ne hisseder? Akran zorbalığı nelere yol açar? Bir insan neden zorbalık yapar? Zorbanın yaptığı davranışlara ne denir? Hangi davranışlar zorbalıktır? Akran zorbalığı kimlerde görülür?" gibi sorularını yanıtlayan Sunar, genelde zorbalık yapan çocukların, ailelerinde şiddet ve baskıya uğradıklarını söyledi.

Zorbalığın tanımını yapan Sunar, "Zorbalık daha güçlük kişi ya da kişiler tarafından daha az güçlü kişiye uygulanan tekrar eden psikolojik, fiziksel ya da duygusal şiddet eziyet şeklinde tanımlayabiliriz. Akran zorbalığı da fiziksel ya da popülarite anlamda elinde güç bulundurduğunu düşünen öğrencinin başka bir öğrenciyi baskı altında tutması olarak düşünebiliriz. Aslında bir öğrencinin diğer öğrenci üzerinde baskı kurmasına ekran zorbalığı diyoruz. Akran zorbalığında 3 tane öge var. Birincisi zorbalığı (baskı ve şiddeti) uygulayan kişi buna zorba diyoruz. Diğeri baskıya maruz kalan kişi buna mağdur diyoruz. Üçüncüsü ise seyirciler. Genelde akran zorbalığını gören buna sesiz kalan hiçbir şey yapmayan seyirci öğrencilere de seyirciler diyoruz." dedi.

"Zorbalığa maruz kalan öğrencilerde şok, korku ve üzüntü yaşayabiliyor"

Zorbalığa maruz kalan öğrencilerin neler hissettiğine değinen Sunar, "Genelde zorbalığa maruz kalan öğrencilerde şok, korku ve üzüntü yaşayabiliyor. Depresif hareketler görüyoruz. Depresyona giren öğrenciler var. Çünkü zorbalığa uğrayan öğrencilerin özerliklerine baktığımızda daha çok içine kapanık kendisini ifade edemeyen özgüveni eksik olan öğrenciler zorbalığa uğruyorlar. Bu karakterlerinden dolayı çoğu zaman da şikâyet etmek ya da bunu dillendirmekten de çekiniyorlar. Buda öğrenciler üzerine psikolojik bir baskı oluşturuyor. Bunun sonucunda da öğrenci depresyona girebiliyor ya da okul fobisi dediğimiz okula gelmeyi reddetme davranışları oluşabiliyor. Zorbalığa maruz kalan öğrencilerde akademik başarılarında düşüklük görebiliyoruz. Arkadaş ilişkilerinden kopma, yalnızlaşma kabuğuna çekilme gibi davranışlar görebiliyoruz. Çoğunlukta devamsızlık yapma istekleri de oluşuyor. Okula gelmek istememe, okuldan uzaklaşma ve okul kurallarına uymama gibi davranışlar görebiliyoruz." şeklinde belirtti.

"Ailesinde huzur olmayan çocuklarda zorbalık davranışlarının daha çok olduğunu görüyoruz"

Devamında Sunar, şunları aktardı:

"Zorbalığı yapan öğrencilerde gördüğümüz ortak özellikler genellikle empati yeteneği gelişmemiş öğrencilerin zorbalık davranışlarını daha çok tekrar ettiklerini görüyoruz. Saldırgan bir aile ortamında gelmesi, şiddet görüyorsa, ailede dinlenilmiyorsa, söz hakkı verilmiyorsa ve sürekli eleştiriliyorsa öğrenci bunun yansımasını aslında okulda gösteriyor. Okulda da aynı davranışları devam ettirmeye çalışıyor. Ailede çok eleştiriliyorsa kendini ifade edemiyorsa bu da güç üzerinden kendisini çoğu zaman ifade etmeye çalışıyor. Bazen sosyal ilişki kuramayan çocuklarında zorba davranışlar göstererek sosyal ilişki kurmaya çalıştıklarını düşünüyoruz. Mesela çocuğun akademik başarısı çok düşükse sınıfta bu konuda özellikle ergenlik sürecinde çok popüler olamıyorsa başkasına baskı kurarak ve diğerlerini de eğlendirerek aslında bir popülite kazanmaya çalıştığını görüyoruz. Özellikle parçalanmış aile çocuklarında, sürekli çatışma halinde olan anne baba ilişkisi varsa bu çocuklarda zorbalık davranışlarının daha çok olduğunu görüyoruz."

"Zorbalık davranışları fiziksel, duygusal, ilişkisel ve siber zorbalık"

Zorbalık davranışlarını dörde ayırdığını belirten Sunar, "Fiziksel zorbalık, duygusal zorbalık, ilişkisel zorbalık ve siber zorbalık. Fiziksel zorbalık; bir öğrenci diğer bir öğrenciye çelme takıyorsa, kitabını-defterini yer atıyorsa, arkadaşı sıraya otururken oturacağı sırayı altından çekiyorsa yani karşıdakini güç durumda bırakacak herhangi bir fiziksel saldırı fiziksel zorbalık olarak tanımlanıyor. Duygusal zorbalık; öğrenci ile ilgili dedikodu yaymak, öğrenciyi dışlayıcı gruplara ayırmak, (bir öğrenciyi grup dışında bırakmak) diğer arkadaşlarının öğrenciye küsmelerini istemek gibi davranışlar daha çok duygusal zorbalık kapsamına giriyor. Sözel (ilişkisel) zorbalık; lakap takma, alay etme, arkasından konuşma gibi davranışlar da sözel zorbalığa giriyor. Son dönemlerde daha rövanşta olan zorbalıklardan bir tanesi de siber zorbalıktır. Siber zorbalık; öğrencilerin zorbalık yaptığı mağdur ile ilgili kişisel bilgileri sosyal medya üzerinden yaydığını, (feyk hesaplar açarak öğrenciyi işletme), mağdur adına feyk hesap açarak onu farklı bir şekilde sosyal medyada lanse etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Bular maalesef uzun vade de mağdur olan öğrenciyi çok fazla etkiliyor. Bu sebepler öğrenciyi okuldan hatta yaşamdan soğutuyor ve psikolojik rahatsızlıkların temelini oluşturabiliyor." ifadelerine yer verdi.

"Aileler zorbalığa onay vermediklerini mutlaka yansıtmaları lazım"

Zorbalıkla ilgili neler yapılabileceğini söyleyen Sunar, "Anne baba açısından olaya baktığımız zaman zorbalıkla ilgili anne babalar çocuklarıyla konuşabilirler. Bu konunun zararlarıyla ilgili konuşabilirler. Özellikle fiziksel şiddet noktasında anne baba rol model oluyorsa bunun önüne geçebilir. Problemleri daha çok çatışarak çözüyorlarsa konuşarak çözme haline getirebilirler. Genelde ailede sıkıntı yaşanıyorsa bunun yansımasını mutlaka okulda görüyoruz. Aileler çocuklarını eleştirmeden ya da bunu şiddet şeklinde davranışlar değil de anlayışlı bir şekilde konuşarak hal etmeye çalışabilirler. Zorbalığa onay vermediklerini mutlaka yansıtmaları lazım. Bazen şöyle problemlerle karşılaşabiliyoruz. Zorbalık yapan bir öğrencinin ailesine bu durumu anlattığımız zaman karşı tarafı suçlayabiliyor. Karşı tarafın suçlu olduğunu aslında kendi çocuğunun öyle bir davranışı yapmayacağını söyleyebiliyor ya da karşı tarafın bu davranışa zorlamış olabileceğini söylüyor. Her ne olursa olsun yapılan zorbalık davranışı yanlış bir davranıştır ve bunun çocuğa anlatılması gerekiyor. Desteklediğimiz zaman çocuk bu davranışı davam ettiriyor maalesef." şeklinde uyardı.

"Zorbalık hakkında okullarda öğretmenlere eğitim verilebilir"

Akran zorbalığına karşı eğitim kurumlarına düşen görevleri de dile getiren Sunar, "Okula düşen görevler de özellikle öğretmenler hangi davranışın zorbalık hangi davranışın zorbalık olmayacağını çok iyi ayırt edemiyorlar. Bununla ilgili okullarda öğretmenlere eğitim verilebilir. Bu noktada öğretmenler bilinçlendirilebilir. Bazen basit bir zorbalık davranışı ‘bir şey olmaz, geçer, bir kereliktir’ gibi görmezden gelinebiliyor. Zorbalıklar görmezden gelinip üstü kapatıldığı zaman artarak devam edebiliyor. O yüzden bütün zorbalık davranışları değerlendirilmeli, önemsenmeli ve zamanında müdahale edilmeli ki arkası daha çabuk kesilebilsin. Bunun dışında da öğrenciler bu noktada bilinçlendirilmeli. (Seyirci kalan kesin bir kesim var.) Bazen mağdur olan zorbalığa uğrayan kişi bunu söylemekte çekinebilir zaten daha çok asosyal içine kapanık kişiler zorbalığa uğradığı için daha çok bunlarda söyleme davranışı ya da şikâyet etme davranışı görmüyoruz. Seyirci olan öğrenci kesimi bunu öğretmenlerine ya da çocuğun ailesine bildirebilirler. Rehberlik sevisiyle paylaşabilirler. Bu şekilde bu davranışların önüne geçilebilir." dedi. (İLKHA)

Kategori: Eğitim
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal

KATEGORİ HABERLERİ

-