Abdulhakim Beyazyüz: Ahlak, insanın Allah’a, topluma ve çevreye karşı sorumluluklarının farkında olmasını sağlar
Özgür-Der Bingöl Şubesi tarafından Abdulhakim Beyazyüz’ün katıldığı “Ahlakın İnşası ve Resulullah aleyhisselamı Modellemek ” konulu seminer gerçekleştirildi.
Abdulhakim Beyazyüz: Ahlak, insanın Allah’a, topluma ve çevreye karşı sorumluluklarının farkında olmasını sağlar

Sunuculuğunu Erhan Ozan’ın yaptığı program, Nurullah Hekimoğlu’nun Kuran tilaveti ile başladı. Programda konuşan Abdulhakim Beyazyüz, “Ahlakın kaynağı din mi, insan mı, yoksa toplum mu?” soruları ekseninde konuştu.

 

Günümüz ahlaki anlayışının şekillenmesinde toplum üzerinde çok önemli etkiler bırakan post-modern yaklaşımlar konuları üzerinde duran Beyazyüz, İslam’da Ahlakın neye karşılık geldiği konuları üzerinde durarak ahlakın mutlak teslimiyet olduğunu ve Kur’an’a ve Allah’a sıkı bir teslimiyet gerektiğini söyledi. Beyazyüz, Ahlakın insanın Allah’a, topluma ve çevreye karşı sorumluluklarının farkında olmasını sağlar diyerek ahlakın önemine vurgu yaptı.

 

“Rabbimiz bizi sorumlu varlıklar olarak yarattı”

 

Beyazyüz, “Ahlak, sorumluluk ile ilgili bir kavramdır. Allah ile bağı koparılan insan gün geçtikçe değer kaybeder. Günümüzde toplumsal cinsiyet tabiri ile kadınlar erkek, erkekler kadın olmak istiyor. Batı kültürünü taklit etmekle birlikte aile kavramı yok olmaya başladı. Boşanmalar, intihar vakaları arttı, tahammüller azaldı, merhamet duygusu yok olmaya başladı. Herkes kendi odasına çekildi, telefonlar bizi birbirimizden ayırdı. Geçmişini ve geleceğini düşünmeyen nesiller yetişti. Su içtikçe içen ve doymayan deve misali bir nesil yetişti. Rabbimiz, “Vahiy rahmettir.” buyuruyor. Bizler sahipsiz değiliz. Oyun eğlence olsun diye yaratılmadık. Rabbimiz bizi güzel bir fıtrat üzere iradeli varlıklar olarak yarattı. Hayatımıza anlam kattı. Bizi sorumlu varlıklar olarak yarattı. Sorumluluk sadece belli bir zaman dilimini kapsamaz. Bizler içinde bulunduğumuz zaman ile birlikte geçmiş ve gelecek zamanımızdan sorumluyuz. Allah’a karşı olan sorumluluğumuz bizi ailemize, çevremize, doğaya, tüm canlılara karşı sorumlu kılmaktadır.” İfadelerini kullandı.

 

Beyazyüz sözlerine şöyle devam etti:

 

“Ahlakın üç temeli vardır: Bunlar; vahiy, temiz fıtrat ve aklı selimdir. Bu üç temeli biraz daha açmak gerekirse yüce bir varlık vardır. Bu yüce varlık, iyilik ve güzelliklerin kaynağıdır. İnsanı da bu yüceliklere ve güzelliklere sahip olmak için var etmiş ve bunun için insanı bu özelliklere sahip olacak şekilde yaratmıştır.

Bu özellikler;

a) Temiz bir fıtrat,

b) Doğruyu yanlıştan ayırmaya imkân tanıyan akıl,

c) Tercihte bulunmaya imkân tanıyan bir seçim iradesidir.

 

İnsanın amacı da bu özelliklerini iyi kullanması ve tercihini de özgür iradesiyle iyilik ve güzellikten yana kullanmasıdır. Vahiy Allah’tan gelir; fıtrat Allah’ın eşyayı, canlıyı ve insanı üzerinde yarattığı ahenk ve normlar düzenidir. Akıl da doğru ile yanlışın, iyi ile kötülüğün arasını ayırmaya matuf ilahi bağıştır. Şu halde vahiy gibi fıtrat ve akıl da ilahi menşelidir yani Allah’tandır. Rabbimiz sonsuz bilgisiyle insana rehberlik yapmaya devam etmiştir. Bunu da en değerli iki kaynak olan kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim ve Peygamberimizin sünneti ile yapmıştır. Tevhidin son elçisi Hz. Peygamber’in(as) de ilk gayesi insanları şirkten, küfürden, kötü davranışlardan kurtarmak ve ahlaklı bir toplum oluşturmak olmuştur. Nitekim Peygamberimizin nasıl bir ahlaka sahip olduğu sorulduğunda Hz. Âişe annemiz şöyle cevap vermiştir, ‘Resûlullah (sav)’ın ahlakı Kur’an’dı’ Görüldüğü gibi, Hz. Peygamber’in ahlakı Kur’an’dı. Kur’an’da anlatılan ahlakî meziyetlerin hepsi onda mevcuttu. O, Kur’an’ın emrettiği bütün hususları en güzel şekilde yapmış, yasakladığı bütün kötülüklerden ve günahlardan da sakınmıştır. Allah’u Teâlâ, ‘Ve Sen (Resulüm), büyük bir ahlak üzerindesin” (Kalem, 68/4) diye övdüğü Hz. Peygamberimiz şöyle buyuruyor, ’Ben ancak ahlakın güzelliklerini tamamlamak için gönderildim.’ Mümin bireyler olarak nasıl bir ahlaki modeli örnek almalıyız sorusu içinse en güzel örnek olan Hz. Muhammed (sav)’ı örnek ve model almalıyız. O’nun sünnetine uymaya gayret etmeliyiz. Sünnet Hz. Peygamber’in dini yaşaması, uygulaması ve açıklamasıdır. Sahih Sünneti devre dışı bırakmak Hz. Peygamber aleyhiselamı devre dışı bırakmak anlamına gelir. Hz. Peygamber aleyhiselamı örnek almadan Müslümanca yaşamak mümkün değildir. Ticaretimizde, ailemizde, çevre ve temizliğimizde, iktisat ve tüketim ahlakımızda kısacası hayatın bütününde bu örnekliği kendimize düstur edinirsek toplumsal dönüşümdeki modelliği yani gerekli Sünnetullah’ı uygulamış oluruz. Hz. Peygamber (sav), Kur’an’ ın açık emriyle, kendisine uyulması ve hareketleri model alınması gereken en güzel örnek ve ideal bir şahsiyet olduğunu bize göstermektedir. İnsanlara dünya ve ahirette mutlu olmanın aydınlık yolunu gösteren Peygamberimiz; öğrettiği inanç, ibadet ve ahlak ilkelerini kendisi uygulayarak en güzel model olmuştur. Bu sebeple “Peygamberimizi her konuda örnek alırsak dünyamız mutlu, ahiretimiz de cennet olur.”

Program katılımcılardan gelen soruların ardından sona erdi. (Haber Merkezi)



Kategori: Güncel
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal

KATEGORİ HABERLERİ

-