Seminerin açılış konuşasını Yetimler Vakfı gönüllüsü Elif Dursun yaptı. Programda TESSEP Bingöl il temsilcisi Rukiye Polat iman konulu bir konuşma yaptı. Programa çok sayıda hanım iştirak etti.
Polat Konuşmasında, imanın önemine vurgu yaprak kalpte bulunan imanın her zaman aynı derecede olmadığını vurgulayarak imanı besleyen ihlaslı ve hayırlı ameller yapılmasına dikkat çekti.
“Kalpler çabuk şekil alır”
Polat, “Her insan kendisine ayırdığı zamanı değerli kılmaya ihtiyacı var. Kendinizi dinlendirmeden ikinci bir işe başlamanız kalite ve başarı getirmez. Güçlü bir imana sahip olabilmemiz için kendimizi dinlendirmemiz gerekir. İman kalbimizde bir bütün olarak kalmıyor. İman hayırlı amellerle beslenerek yeşerir ve büyür. İmanı besleyecek amellerimiz olmazsa iman yok olmasa da zayıflar. Kalp, kelime kökü olarak birçok şekil alan demektir. Kalp çabuk şekil alır. Allah kalplerimizin çevreye göre şekillenmesini istemez. Kalbimizin alması gereken şekil imandır.” İfadelerini kullandı.
“Mezarlık ziyaretlerimiz maksadı kendi ölümümüz üzerine tefekkür içermelidir”
İmanın erimesinin göstergesi noktasında da uyarılarda bulunan Polat, “Harama bulaşmakla kişi günaha çabuk alışır. Günaha bulaşmak hızlandıkça kalpte iman zayıflıyor ve kalp katılaşması başlıyor demektir. Mezarlığa giden kişinin odak noktası mezar taşındaki bilgiler ise burada tefekkürden söz edilemez. Kişi mezarlık ziyaretin bulunduğunda bir gün kendisinin de oraya gideceğini düşünüp kendi ölümünü tefekkür etmesi gerekmektedir.” İfadelerine yer verdi.
“Sabah ve yatsı namazlarındaki gayret ve huşu imanı besler”
İbadetin inanılırlığının gitmesi noktasında Polat, “Kılınan namaz sıradanlaşıp huşu kaybolmuşsa ibadet inanırlığını yitirmiş demektir. Efendimiz aleyhisselam şöyle buyurmuştur; ‘Allah’a dua edenin ve dua ederken kesinlikle duanın kabul olunacağına inanın’ diyerek dua ve ibadette samimiyet ve inanca vurgu yapmıştır. İbadet Allah ile kulun rabıtası ve Allah ile kulun arasındaki bağın inşasıdır. İbadetlerde tembellik göstermek bir Müslümana yakışmaz, özellikle kişi sabah ve yatsı namazlarında kendisini tanıyabilir. Bu iki namazda gevşeklik münafıklık alameti iken, samimiyet ise imandandır. Allah’ın sabah namazına kaldırdığı kul için uyanış ikram iken, bu ikramı şeytanın vesveselerine kapılarak geri çevirmek doğru olmaz. Sabah ve yatsı namazındaki ihlas ve gayret kulluğun zirvelerindendir ve imanı besleyen iki önemli zamandır.” ffadelerini kullandı.
Polat, son olarak Müslümanın ibadetlerde ve sorumluluklarında gevşeklik göstermemesine dair uyarılarda bulunarak, “Allah’ın hükümleri ve insanlar için hayat olan çağrıları basite alınmamalı ve haşa bu çağrılar ve hayırlı ameller eksiklik görülmemelidir. Nefsimize ağır gelen hüküm veya ibadetleri eksik görmemeli ve haşa kibre kapılıp basite almamalıyız. Bazen önemsenmeyen ama kişiyi cennete götüren selam ibadeti bile nice kalpleri kıpırdatmaya yeterli olur ve kalpler arası ünsiyet oluşur. “ifadelerini kullandı.
(Ömer Aşkın-İLKHA)
