Kılıçdaroğlu’na gönül veren Bingöllü var mı?
Bingöl Basın- Analiz haber
Kılıçdaroğlu’na gönül veren Bingöllü var mı?

CHP Bingöl İl başkanlığı ‘Yeter Artık Yeter’ sloganıyla Bingöl’deki seçim startını vermiş oldu.

 

Yeter demişler onaylamak lazım elbet…!

 

Evet, yeter artık. Bu halkın aklıyla alay etmeye, acılarına acı katmaya, kabuk tutmuş yarayı söküp tuz bandırmaya yeter. 100 yıldır Kemalizmin baskısına yeter, her fırsatta medrese, alim, cami, cemaat, tesettür gibi kutsallara ve değerlere karşı savaşa yeter!

 

Evet yeter, camileri ahıra çeviren, medreselerde ders veren ve şapka takmadı diye alimleri asan, İslami direniş ve uyanışlara karşı darağaçları kuran zihniyete artık yeter.

 

Evet yeter, bu cemaatleri kökünden kazmak lazım diyen dış güçlerin maşalarına artık yeter.

 

Açıklamayı okumaya devam edelim;

 

CHP Bingöl il başkanlığından yapılan açıklamada, “Ülkemizde iki ay sonra genel seçim var. Bu seçim partililer arasında bir yarış değil, bu seçim parlamenter sistemle tek adam sistemi arasında bir tercih seçimidir.” denilmiş.

 

Sormak lazım, tek adam değil midir ki o cenahta 100 yıldır heykeline bile saygısızlığın cezasının olduğu?

 

Tek adam değil miydi ki Çanakkale’de mücadele verenleri sonrasında hiçe sayan tek adam!

 

Açıklamada, “Bu seçim ülkesini sevenlerle rantçıların seçimidir. Bu seçim hak hukuk diyenlerle; akraba, arkadaş kayıranların seçimidir.” denilmiş.

 

Evet hak hukuk diyenlerle akraba ve arkadaş kayıranların seçimidir. El hak doğrudur.

Burada bir parça haklılık var ancak bu da akraba ve arkadaş kısmı.

 

Hak hukuktan en son bahsetmesi gereken bu zihniyet, bir gecede harf inkılabıyla bir ülkeyi cahil statüsüne koyan bu zihniyet değil miydi?

 

Dışardan düzmece yasa ve kanunlarla aile, sosyal hayat, ekonomik ve daha birçok özgürlüğe pranga vuran bu zihniyet değil miydi?

 

Türkçülük adı altında bölgedeki diğer etnik unsurları yok sayan bu zihniyet değil miydi?

Sormazlar mı adama hangi yüzle özellikle doğu güneydoğuna halkın arasına çıkıp adaletten bahsediyorsunuz diye?

 

İslami karşıtlıkları tüm yurtta boy gösterirken, etnik unsur ayrımcılıkları ve ırkçılık sopaları özellikle doğu güneydoğu halkının kafasından hiç inmedi!

Bu bölge sizin zihniyetinizi de adaletinizi de cibilliyetinizi de çok iyi biliyor.

 

Açıklamada, “Partimiz Bingöl'de Millet İttifakı partileri ile seçime girecektir. Kapımız, gönlümüz ahlaken ve siyaseten dürüst, şaibesiz, cebi için değil halkı için çalışan herkese açıktır, belirleyeceğimiz ortak adaylarımızda bu değerlere hizmet edecek toplumun her kesimini kucaklayacak, bir zümreyi değil bütün Bingöl halkını temsil edecek adaylar olacaktır. Hangi ittifak ortağı partiyle seçime girersek girelim kriterlerimiz bu ilkeler olacaktır, bu ilkeler doğrultusunda adaylarımızın etrafında kenetleneceğiz ve kazanacağız.” denilmiş.

 

Bak bak kriterlere bak, ahlaken ve siyaseten dürüst, şaibesiz… Yaldızlı kelimelere bak, pek de büyüleyici. Ya siz hangi adımınızda ahlaki değerleri öne aldınız? Hangi görüşmenizde şaibe yok. Altılı masanın üzerinde bile kavga varken masa altındaki gizli saklı görüşme, şaibe ve soru işaretlerini nasıl açıklayacaksınız?

Mesela; Merak Akşener’in hışımla masadan ayrılışı ve 20 saat içinde geri dönmesini neyle izah edebilirsiniz?

Hangi güçlü el bu kararı bıçak gibi yok sayıp irade ipini bıçak gibi kesti?

Meral Akşener masadan kalkınca HDP’de fırsat bu fırsat diye göz kırptı masaya ancak Akşener duvarına tosladı. Şu günlerde siyaseti okuyabilen HDP tabanı da bunu görmüş olacak ki partisine de masaya da tepkili. Saadet tabanı ise açıklamalarında Cumhur ittifakında destek vereceklerini açıklamıştı. DEVA ve Gelecek Partisinin tabanı ise yok desek küçük görmüş olmayız. Zira tutunduğu ağaçtan çürük meyve gibi kopan ve henüz ayakları toprağa oturmamış bir daldan meyve beklemek abesle iştigaldir. Geriye kalan CHP ve İYİ Parti ise kendi çaplarında bir takım siyaset yapacaklar ama pek etkili olacağını zannetmiyorum. Yani Bingöl halkı gibi mütedeyyin bir halkı temsil edecek CHP’li bulmak çok zor. Eskilerin bir lafı vardır, babaların düşmanlığından evlatlara dostluk çıkmaz.

 

Açıklamada bir başka başlık ise, “Artık omuzlarımıza basarak siyaseten zengin olanlarla akrabalarını iş para sahibi yapanların bu toplumda yeri olmayacaktır, Bingöl halkı bu zihniyete fırsat vermemelidir.” denilmiş.

 

Biraz samimi olmak gerekirse hangi parti başa gelince kendi etrafındaki kişilerle çalışmaz. Etrafını sağlama almayan bir yapı kurtlar sofrasında nasıl yer alır? Çalışma samimiyet ve güvendir. Tabi ki bu samimiyet ve güven liyakatin önüne geçmemelidir. Liyakat samimiyet ve güvenden ötedir bazen. Zira işi ehline teslim etmek en doğrusudur.

 

İşte mevcut hükümetin de içine düştüğü yanlış da buradadır. Birçok alanda liyakatli olanlar değil yandaş ve samimi olanlar işe alınıp pastadan pay alıyor. İşe alma kriterlerinde parti üyelikleri, akrabalıklar, herhangi bir değil olmaksızın kanaate dayalı saçma sapan güvenlik soruşturması, Bu, kimden hangi partiden gelirse gelsin yanlıştır. Örneğin bir özel kalem müdürü değişir ancak bir inşaat mühendisin yerine bir çiftçi veya bir gıda mühendisi getirilmesi zulümdür. Gerçekçi olmak gerekirse elbette herkes kendi ekibiyle çalışır ancak meslek gruplarında bu durum farklılık arz eder. Yeni yönetimin de eskilerini işten çıkarması zulüm olur ancak birimleri değişir. Memurun işteki itaati amirinedir fikre değil.

 

Açıklamada son olarak, “Seçimin barış ve kardeşlik ortamında geçmesini temenni ediyoruz. Partimize, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na gönül veren, bize inanan Bingöl halkından herhangi bir provokasyona gelmemeleri konusunda dikkatli olmalarını istiyoruz. Kavga için değil, birleştirmek için GELİYORUZ. Ayrıştırmaya değil birleştirmeye GELİYORUZ. Başlıyoruz..! Yeter artık yeter..! Ülkemize memleketimize hayırlı olsun.” İfadeleri yer alıyor.

 

Barış ve kardeşlikten dem vuranların doğu ve güneydoğuya yaptıkları üvey evlat muamelesi unutulmuş değil. Batıda ‘nerelisin’ sorusuna doğudan bir il söylendiğinde ‘olsun olsun orası da Türkiye’ cevapları unutulmuş değil. Olsunlar, kardeşlik söylemi, doğu batı söylemindeki duyar kasmalar hepsi anlık ve geçici bir zaman diliminin kandırmaca söylemleridir. Peki Kemal Kılıçdaroğlu’na gönül verenler hitabına doğu güneydoğuda ve dahi ülke çapında müspet bir cevap bulunabilir mi doğrusu o da merak konusu. Kaos ve kavgadan beslenenler, her fırsatta ülkenin mahremini dış güçlerle dışarıda toplantılarla aktaranlar farklı kapılardan aynı binalarda yer alan karanlık odalarda karanlık güçlerle paylaşanların bu ülkeye ne faydası olacak? Denenmemiş, iktidar olmamış, yönetmemiş olsalardı belki bir ihtimal denilebilirdi ancak denenmişleri tekrar denemenin faydası yok. Zihniyet aynı zihniyet, güç ellerinde olunca hedefleri belli olanların karşısında hedefte durmamak için bu zihniyetin atış poligonunda eline silah tutuşturmak mantıklı durmuyor.

 

İktidara gelince; Mevcut iktidar sahipleri çevresini iyi tanıyıp tahlil etmeli. Daha önce düştüğü yanlışlara düşmemeli. İstanbul sözleşmesi, aile kanunlarındaki açıklıklar, özellikle başörtüsü mağduriyetiyle bir yerlere gelmişlerin elinde tüm imkânları olmasına rağmen hala başörtüye bile anayasal güvence verememiş olması manidardır. Yine Filistin üzerinde yapılan siyasetin vücut bulabilmesi için İsrail ile ilişkilerinin gözden geçirilmesi kaçınılmazdır. Gelir dağılımındaki eşitsizlikler, ÖTV zulmü, kanaate dayalı güvenlik soruşturmaları zulmü gibi birçok konuda mevcut hükümetin karnesi oldukça zayıf. Zalimine benzememek için ibretliklerden ders ve ibret almak lazım aksi taktirde ibret ve ders almayan ibretlik olur. Baki olan Allah’tır. Her mevki makam ve üstünlük geçicidir. İnsani ve İslami değerler esas alınarak atılacak olan her adım başarı ve kabul görür gayrısı zulümdür.


Ömer Aşkın/Bingöl Basın Analiz

Kategori: Siyaset
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal

KATEGORİ HABERLERİ

-