Yapıcıoğlu: HÜDA PAR belediyelerinde rüşvete geçit verilmeyecek
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Bingöl'de gerçekleştirilen aday tanıtım programında, HÜDA PAR belediyeciliğinde, belediyenin imkanlarının ve parasının belediye başkanının reklamı ya da o koltuklarda oturan kişilerin şahsi çıkarları için değil, son kuruşuna kadar millete hizmet için kullanılacağına vurgu yaptı.
Yapıcıoğlu: HÜDA PAR belediyelerinde rüşvete geçit verilmeyecek


Bingöl'de HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun katılımıyla 31 Mart yerel seçimleri için Aday Tanıtım Programı gerçekleşti.

Düzenlenen programda, Yapıcıoğlu, 1 büyükşehir, 3 il ve 10 ilçe ve 1 belde olmak üzere toplam 15 belediye başkan adayını açıkladı.

Programda konuşan Yapıcıoğlu, Gazze'de yaşananlara, HÜDA PAR'ın belediyecilik anlayışına ve 12 Şubat'ta sona erecek seçmeli dersler hakkında açıklamalarda bulundu.

Gazze'de son dönemlerde en temel ihtiyaç olan temiz su ve gıda yokluğundan dolayı ölümlerin başladığına dair haberlerin geldiğini belirten Yapıcıoğlu, konuşmasına Gazze'de yaşanan soykırıma değinerek başladı.

"Gazze'ye ölüm yağıyor"

Bir avuç siyonistin, Filistin'de her türlü ahlak, hukuk ve savaş kuralını ihlal ederek insanlık adına ne varsa ayakları altına aldığını ifade eden Yapıcıoğlu, işgal çetesinin dünyanın gözünün içine baka baka zulümlerine, katliamlarına ve soykırımına devam ettiğini söyledi.

Gazze'ye ölüm ve ateş yağdığını ifadeden Yapıcıoğlu, "Türkiye'de seçim sathı mailine girildi. Türkiye'de artık seçimler konuşuluyor. Keşke bu satha girilmiş olmasından dolayı Gazze unutulmuş olmasaydı. Keşke orada kardeşlerimizin üzerine bombalar yağmaya devam ederken, keşke oradaki kardeşlerimizin arasından açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölümler devam ederken sadece onları konuşabilseydik. İçimiz yanıyor, fakat pratik olarak çok fazla bir şey yapamıyoruz. Gazze'deki saldırlar bugün de devam etti. Gazze'ye ölüm yağıyor. Gazze'ye ateş yağıyor. Bütün dünyaya meydan okuyan bir avuç siyonist, her türlü ahlak, hukuk ve savaş kuralını ihlal ederek insanlık adına ne varsa ayakları altına alarak, dünyanın gözünün içine baka baka zulümlerine, katliamlarına ve soykırımına devam ediyor. Orada katledilen, şehit edilen ve yaralanan insanların sayısı 100 bini aştı. Bunların 70 binden fazlası kadın ve çocuk. Enkazın altında hala binlerce ceset var. Bu nedenle şehit sayısının tam olarak kaç olduğu bilinemiyor. O bombalarla parçalanan, şehit edilen insanların üzerine son dönemlerde en temel ihtiyaç olan temiz suyun yokluğundan ve gıda yokluğundan dolayı da ölümlerin başladığına dair haberler gelmeye davam ediyor." ifadelerini kulandı.

"Dünya maalesef bu zulmü durdurmak için yeterince bir varlık, bir çaba ortaya koymadı"

Gazze'de yaşananları durdurmak için dünya kamuoyuna ve İslam ülkelerinin idarecilerine seslenen Yapıcıoğlu, "İnsanlık vicdanı topyekûn ayağa kalkması gerekirken o aciz seyirciler evet hani Ubu Ubeyde demişti ya 'Bu Aksa Tufanı ve sonrasında Gazze'de meydana gelen katliamlar dünyayı ikiye böldü. Vicdansız suçlular ve aciz seyirciler' diye. Evet o aciz seyircilerin bir kısmı artık gözlerini ve kulaklarını da tıkamaya başladılar. Hâlbuki ki zulmün ve soykırımın varmış olduğu bu raddede, bu merhalede körlerin, sağırların duyması, görmesi ve herkesin en kudretlisinden en âcizine kadar herkesin ayağa kalkması gerekirken, sanki ölü toprağa serpilmiş gibi gözleri açık ama kör. Hakikate ve zulme kör. Artık seyirci de olmak istemeyen bazı insanlar, sanki Gazze'de bu zülüm yaşanmamış, sanki yaşanmaya devam etmiyor gibi bir haleti ruhiye içerisine girdiler. Ama inşallah biz unutmayacağız ve unutturmayacağız. Dünya maalesef bu zulmü durdurmak için yeterince bir varlık, bir çaba ortaya koymadı, koyamadı. Evet gayretli insanlar bir şeyler yapmaya çalışıyorlar fakat hala bu zulmün devam etmesi de tek başına gösteriyor ki bugüne kadar yapılanlar yetersiz. Eğer yeterli olmuş olsaydı bu zülüm sona ermiş olacaktı. Bu vahşet bitmiş olacaktı. Dünya kamuoyuna seslendik. İslam ülkelerinin idarecilerine seslendik. Buradan bir kez daha seslenelim; vicdansız suçlular ve aciz seyirciler. Bu aslında güzel bir tanımlama. Ama İslam coğrafyasının yöneticilerine, bu topraklardaki idarecilere de herhalde şöyle bir sınıflandırma yapmak mümkün. Hain idareciler, korkak idareciler ve aciz idareciler. Tek tük de gayretli idareciler. Rabbim gayretlilerin sayısını artırsın. Bazılarının içi sızlıyor, kanı kaynıyor; elinde güç yok imkân yok. Bazılarının elinde güç var, imkân var ama yürek yok. Allah'u Teâlâ cesurlarımıza imkân versin, elinde imkân olanlara da birazcık cesaret nasip etsin inşallah." dedi.

"Aksa Tufanı İslam ümmetine ayna tutu, bakın kedi halinize ne haldesiniz görün dedi"

Gazze'ye yardım elinin uzamasını, oradaki vahşet ve soykırım bitesini Müslümanların birliğiyle mümkün olacağını belirten Yapıcıoğlu, "Ne olur israile tepki koyarsak, ne olur israile tavır alırsak, bütün ilişkilerimizi koparırsak ne olur? Filistinlilerden beter mi oluruz? Acımızdan mı ölürüz? Endonezya'dan, Fas'a kadar, Kafkasya'dan, Yemen'e ve Güney Afrika sınırlarına kadar bütün bu İslam coğrafyası işgal mi edilir? 2 Milyar Müslümanın evi başına mı yıkılır? Ne olur? Ben size söyleyeceğim ne olacağını. Topluca hareket edebilirseniz hiçbir şey olmaz. En fazla dünyanın ticaretini ve finansını elinde tutan insanlar, ellerinde ki bu imkanları kullanarak sizin ticaretinizi birazcık kesata uğratırlar o kadar. Ekonominiz birazcık geriye gider o kadar. Peki bir tarafta ekonomik olarak zarar etmek var, öbür tarafta insan hayatını, üstelik bu insanlar günahsız bebeler, masum kadınlar, beli büküşmüş ihtiyarlar ve bu insanlar açlıktan, soğuktan ölüyorlar. Eğer biz bunlara sessiz kalsak, bunlar yokmuş gibi davransak vallahi biz bunun hesabını veremeyeceğiz. Eğer bu hesap bilinci olsaydı dünya bugün bu halde olmazdı. Eğer Müslümanlar zayıf düşürülmüş olmasaydı, bugün dünya bu halde olmayacaktı. Eğer İslam toplumsal, sosyal, ticaret, idari hayatımızdan geri doğru itilip sadece mabetlere ve kalplere hapsedilmeseydi bugün yeryüzünde adalet hâkim olacaktı." şeklinde konuştu.

"Meclis'te sesimiz yükselmeye başlayınca bazıları hazımsızlık çekmeye başladı"

Yapıcıoğlu, "Yürüyüşümüz devam ediyor. Yola çıkarken ilk başta birileri bizi görmezden geldi, bizi yok saydı. Sonra birileri bizi gördü, konuşulmaya başlandık. Birileri bizi küçümsemeye, önemsiz göstermeye başladı. Belediye seçimleri derken meclis seçimleri ve parlamento seçimlerinden sonra Meclis'te sesimiz yükselmeye başladı. Bazıları hazımsızlık çekmeye başladı. Tahammül edemiyorlar. Birileri bir taraftan korku pompalıyor, birileri bir taraftan kökümüzü kazımaktan bahsediyor. Öbürü kin kusuyor. Bir başkası tahammülsüzlüğünü, hazımsızlığını, rahatsızlığını hemen her fırsata dile getiriyor." dedi.

"1 Nisan günü memleket HÜDA PAR'ın geniş manada belediyecilik anlayışıyla tanışacaktır"

Hedeflerinde insan odaklı siyaset ve adaleti gerçekleştirmek olduğunu belerterek Yapıcıoğlu;
"Şimdi diyoruz ki HÜDA PAR'ın belediyecilik anlayışı ve pratiği nedir inşallah onu ortaya koyma ve onu gösterme zamanı gelmiştir. İnşallah 31 Mart bu işin miladı olacaktır ve inşallah 1 Nisan günü memleket HÜDA PAR'ın geniş manada belediyecilik anlayışıyla tanışacaktır. O yer Bingöl niye olmasın. Nedir HÜDA PAR'ın belediyeciliği? Bizim siyasetimizin merkezinde insan var. İnsan odaklı siyaset ve hedefimizde de adaleti gerçekleştirmek var. Her şarta, her halde ve her zamanda adaleti gerçekleştirmek için bütün çabayı ortaya koymak. Nedir adalet? Her şeyi yerli yerine koymak. Her hak sahibine hakkını teslim etmek. Eğer Rabbim lütfeder biz bunu pratik olarak gösterirsek ben inanıyorum ki bu dava o kadar hızlı büyüyecek ki belki o hızın karşısında sizler bile şaşıracaksınız. İnanmak gerekir önce. İnanacaksınız ki başarasınız. Allah'ın izniyle bunu başarabileceğimize inanıyoruz." dedi.

"Toplumun ıslahına çalışmak bizi Rabbimizin rızasına götürür"

İnsan merkezli siyasette; insanın canının, malının, dininin, aklının ve neslinin gerektirdiği bütün tedbirlerin alınması gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu "6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıla yakın bir zaman geçti. 6 Şubat depremlerinde 11 ilimiz ciddi hasar aldı. En ciddi yıkım yaşayan illerimizden bir tanesi de Malatya'ydı. İnşallah bugün buradan Malatya Büyükşehir Belediye başkan adayımızı da ilan edeceğiz. Yine Elâzığ hasar gören illerimizden birisiydi. İnsan merkezli siyasete insanın, canının, malının, dininin, aklının ve neslinin gerektirdiği bütün tedbirler alınmalıdır, alınmak zorundadır. Deprem kuşağında olan illerimiz, bu yerdeki kardeşlerimiz HÜDA PAR'ın belediyeciliğiyle tanışırsa insan merkezli siyasetin, Hakkın rızasını gözeterek yapılacak olan hizmetin, diğer hizmetlerden ve diğer anlayışlardan farkını net bir şekilde göreceklerdir." dedi.

"HÜDA PAR belediyelerinde rüşvete geçit verilmeyecek"

Belediyenin imkânlarını ve parasını belediye başkanlarının reklamını yapmak için harcanmayacağını belirten Yapıcıoğlu, milletin malının son kuruşuna kadar millete hizmet için harcanacağını ifade etti.

HÜDA PAR belediyelerinde ter döken, emek veren çalışanların asgari ücret değil insani ücret alacaklarını belirten Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR'ın belediyeciliğinde birkaç cümleyle de olsa nelerin olmayacağını söyleyelim. Allah'ın izniyle HÜDA PAR'lı bir belediye yönetiminde israfa ve yolsuzluğa zinhar yol verilmeyecek. Yolsuzluk yapan, hırsızlık yapan, adaletsizlik yapan kim olursa olsun onun gözünün yaşına bakılmayacak, mutlaka engel olunacak. HÜDA PAR'ın belediyelerinde rüşvete geçit verilmeyecek. Ve inşallah hür adayların belediye başkanları olduğu her belediyenin girişine 'Rüşvet alan da veren de melundur' Hadisi Şerif'i asılacak. HÜDA PAR belediyeciliğinde şu mahallede benim taraftarlarım oturuyor, şu mahallede filanlar oturuyor onlara hizmeti boş ver asıl hizmeti buraya götür anlayışı olmayacak. Zerre kadar kimseye haksızlık yapılmayacak. Kimsenin emeği de sömürülmeyecek. İnşallah HÜDA PAR belediyelerinde az laf çok iş olacak. Belediyenin imkânları ve parası belediye başkanının reklamını yapmak için harcanmayacak. Belediyenin parası belediye başkanının, belediye meclisinin ya da orada ki memurların kendi şahsi malları değildir. Milletin malıdır ve milletin malı son kuruşuna kadar millete hizmet için harcanacak." şeklinde konuştu.

"Milletin emaneti asla ihanet görmeyecektir"

"Belediyeleri alırsak biz bileceğiz ki o makamlarda, o makamlardaki kişilerin harcamaya yetkili olduğu mal da bize emanettir" diyen Yapıcıoğlu; "Allah'ın izniyle HÜDA PAR belediyeciliğiyle tanışan şehirlerin sokakları güvenli ve huzurlu olacak. İnsan eşrefi mahlûkattır dedik. İnsanlara zararlı hiçbir şeyin olmasına fırsat ve izin verilmeyecek. İnsan merkezdeyse, insanın dışındaki diğer bütün mahlûkat insanın emrine amadeyse, onun hizmeti için var edilmişse o zaman var oluş amacına uygun kullanılacak. Eğer milletimiz teveccüh gösterir, Rabbimiz lütfederse, belediyeleri alırsak biz bileceğiz ki o makamlarda, o makamlardaki kişilerin harcamaya yetkili olduğu mal da bize emanettir. Milletin emaneti asla ihanet görmeyecektir." ifadelerini kulandı.

"Kardeşliğin ölçüsünü değiştirmeye çalışmalara pirim vermeyeceğiz"

Son olarak 12 Şubat'ta sona erecek seçmeli dersler hakkında vatandaşlara çağrıda bulunan Yapıcıoğlu, bütün çocukların kendi ana dillerini seçmeleri gerektiğini vurguladı:

"Dil insanın kimliğidir ya da bazılarının deyimiyle aslında insanın evidir. İnsanının yurdudur. Memleketimizde dilleri farklı farklı olan insanlar var. Ben de buraya çıkarken üç farklı dilde hoş geldiniz dedim size. Çünkü memleketimizde farklı farklı dilleri koşuşan kardeşlerimiz de var. Bizim bu farklılıklarımız, bizim ihtilaflarımız, muhtelif renklerde ve dillerde oluşumuz rahmettir bizim için. İnşallah biz onu rahmet vesilesi kılmak için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Kardeşliğin ölçüsünü değiştirmeye çalışmalara prim vermeyeceğiz. Farklı dilleri konuşan bütün kardeşlerimize de diyoruz, kendi dillerinize değer verin ve kendi dilinizi öğrenin. Şimdi okullarda farklı farklı dillerle ilgili olarak bir imkân var. Seçmeli olarak bazı vatandaşlarımızın konuştuğu diller onlara okullarda öğretiliyor. Daha önce bu sadece özel kurslarda mümkündü. Hata bir dönem yasaktı. Sokakta bile konuşmak yasaktı. Çok şükür o günler geride kaldı. Şimdi 12 Şubat'a kadar seçmeli derslerin seçilmesinin son dönemi. Biz vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz. Diyoruz ki, çocuklarınız kendi dilini unutmasın. Çocuklarınız için bu dersleri seçin. Çocuklarınıza bu dersleri seçmeleri için telkin edin. Kendi dillerini unutmasınlar inşallah." (İLKHA)







Kategori: Siyaset
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal

KATEGORİ HABERLERİ

-