Meşal, İstanbul'da düzenlenen Kuala Lumpur Düşünce ve Medeniyet Forumu'nun 7. Yıllık Konferansına bir mesaj gönderdi.
İslam ümmetinin yerine getirmesi gereken 2 görevin olduğunu söyleyen Meşal, şöyle konuştu:
"Birincisi, yeni direniş cepheleri açmak: Bu, sadece Filistin'de değil, özgürlük ve onur savaşının şiddetlendiği her yerde tüm ümmet için meşru ve cihadi bir görevdir.
Ayrıca bu siyonist oluşumu uluslararası düzeyde takip etmek ve suçlu ve parya bir varlık olarak gerçek imajını ortaya çıkarmak için siyasi ve hukuki cepheler açmalıyız.
Amaç, sadece Filistin'de değil, uluslararası toplumda da siyonist oluşumun yeri olmadığını tüm dünyaya göstermektir."
7 Ekim'in savaş tarihinde yeni bir aşamaya işaret ettiğini vurgulayan Meşal, Gazze halkının ve direniş gruplarının bir destan yazdığını ve yazmaya devam ettiğini söyledi.
İşgalci siyonist rejimin 7 Ekim'de mağlup olduğunu ve şu an yaptığı soykırım ve katliamlara rağmen bu mağlubiyetini hafifletemeyeceğini ifade eden Meşal, "Aksa Tufanı bu oluşumun tarihinde kara bir nokta olarak kalacak ve Allah'ın izniyle yakında ölümünün habercisi olarak kalacaktır." dedi.
Bu dava uğruna direnişin İsmail Heniyye gibi liderlerini şehit verdiğini vurgulayan Meşal, Allah uğruna, vatanın kurtuluşu ve Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne kavuşması için en değerli varlıklarını feda etmeye hazır olduklarına dikkat çekti. Meşal, nitekim kadın ve erkek, genç ve yaşlı her yaştan ve gruptan insanın bu dava uğruna şehit olduğunu kaydetti.
Lübnan, İran, Yemen ve Irak başta olmak üzere Gazze'ye silahla destek veren herkesi selamlayan Meşal, "Bunlar bizim için fedakarlık yaptılar ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın başını çektiği uzun bir şehitler kervanı ortaya koydular." dedi.
Meşal, meydanlarda haykıran milyonlarıyla, elçilikler etrafında oturma eylemleriyle, maddi ve yardım desteğiyle, parayla cihadı ve medyalarıyla, sosyal platformlarla, doğu ve batıdaki öğrenci hareketiyle, akademisyenlerin rolüyle Aksa Tufanına desteğini esirgemeyen halklara da selam ve teşekkür etti.
Aksa Tufanı'nın, çatışmada yeni bir aşamayı ve büyük bir değişimi temsil ettiğini belirten Meşal, "Bunu böyle görmeliyiz, çünkü Tufan'ın kazanımları ve sonuçları çatışmanın seyri üzerinde derin bir stratejik etkiye sahiptir, eğer Tufan'ı bu şekilde ele almazsak, hakkını küçümseyeceğiz ve kendimizi onun geleceğinden yararlanmaktan mahrum bırakacağız." diye konuştu.
Aksa Tufanı'nın ümmeti sabır ve birliğe çağırdığını söyleyen Meşal, "Direniş cepheleri birleşip düşmana karşı tek sesle ve tutarlı bir birlik içinde savaştığında onu yeneriz. Düşmanın imha araçları olmasına ve uçaklarının her yeri bombalayabilmesine rağmen, birliğimiz bize karşı zafer kazanmasını imkansız kılıyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)