Sözlükte "gücü yetmek; ölçü ile yapmak, planlamak; kıymetini bilmek; rızkını daraltmak" anlamlarına gelen kadr (kudret) kökünden sıfat olup "her şeye gücü yeten" demektir. Dini literatürde ise "leyletü'l-Kadr" şeklinde Kur'an- ı Kerim'in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97'inci süre bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur. Sürede Kur'an'ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir.
Allah'ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihai mesajı olan Kur'an'ı indirmesi insanlığın hidayetinde bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. Kadir gecesinin önemine işaret eden bir hadiste, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanma imkanına sahip bulunmalarına karşılık Müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir.
Kadr suresinde bildirildiğine göre bu gecede Allah'ın izniyle melekler ve Cebrail yeryüzüne iner ve gece boyunca yer yüzüne barış ve esenlik hakim olur.
Kadir gecesinin önemi ve bu gecede yapılması gerekenler noktasında tavsiyelerde bulunan Siyer Vakfı kurucularından Muhammet Emin Yıldırım, Ramazan'ın en önemli günlerinin son 10 günde saklı olduğunu söyledi.
"İlk birkaç günde camiler doludur, sonrasında boşalmaya başlar"
"Resulullah aleyhisselam Ramazan ayını, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olarak 3’e bölüyor. Buradaki son 10 gün, içindeki bulunduğunu anı itibariyle de çok önemlidir. Ramazan ilk 10 günü önemli, ortası artarak devam etmeli, son 10 günde ise zirveye çıkmalı. Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) Ramazan’a başlarken ilk 10 gününde farklı, ikinci 10 günde daha fazla, son 10 günde zirveye ulaşacak şekilde ibadetlerini arttırırdı. Bizde iş tersinden işliyor! Camiye gidenler bilir, ilk birkaç günde camiler doludur, sonrasında boşalmaya başlar. Bu Ramazan’ın ruhunu anlamadığımızı gösteriyor. Normalde zaman azaldıkça, süreç yürüdükçe heyecanımızın artması gerekir. Daha fazla ihtiyacımızın olması gerekir. Çünkü Ramazan Rabbimizin büyük bir ikramı ve o ikramın en önemli günleri de son 10 gündür." dedi.
"Ramazan'ın kalbi Kadir Gecesidir"
"Allah, her şeye bir kalp vermiş. Biz bu nazarla baktığımızda ayların kalbi Ramazan, Ramazan’ın kalbiyse Kadir Gecesidir" diyen Yıldırım, "Allah Resulü o geceyi bilindik bir gece olarak bize söylemiyor. Aslında biz o gecenin tarihi itibariyle hangi gece olduğunu bulabiliriz ama bizden istenen bu değil. Bizden istenen Ramazan’ın son on gününde Kadir gecesini aramak, bir işaret olsun diye de tekli gecelerde aramaktır. Onun için Kadir gecesini aramaya Ramazan'ın 19’uncu gecesinden başlanır ve sonuna kadar devam eder." diyerek konuştu.
"Allah Resulü Kadir gecesinde yapılması gereken en önemli şeyin dua olduğunu bize gösteriyor"
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Peki, biz bunu nasıl arayacağız? Elimizde bir el feneri alıp aramayacağız herhâlde! Peygamberimizde onun da adabı var. Onun da nasıl aranacağını söyledi. Hazreti Ayşe annemiz, Resulullah (aleyhisselama), 'Kadir gecesine ulaşırsam onu nasıl ihya edeyim?' diye soruyor. Peygamberimiz, 'Ayşe! Eğer ulaşırsan şöyle dua et: Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin. Beni affet.' diyerek tavsiyelerde bulunmuş. Eğer biz bu duayı cemaatle yapacaksak, 'Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin. Bizleri de affet' şeklinde yapılmalıdır. Allah Resulü bunu söyleyerek aslında Kadir Gecesinde yapılması gereken en önemli şeyin dua olduğunu bize gösteriyor. Ancak dua, o anda ellerimizi kaldırıp artık dilimizden ne, aklımıza ne geldiyse insan elinden geleni yapar. Elinden gelmeyen için Allah'a el açıp duada bulunur. Bugün biz eğer Kadir Gecesine hazırlanıyorsak, Kadir Gecesi için dua edeceksek bir kere bizim ellerimizle hesaplaşmamız lazım. Ellerimizin yapacağı işler var da biz yapamamış mıyız, bunları ortaya koyamamış mıyız? Bunları bir kere ortaya koymamız lazım. İnsan elinden geleni yapar; elinden gelmedikleri için Allah’a el açar"
"Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı davası üzerine sabit tutar"
"Ey iman edenler! Eğer siz, Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı davası üzerine sabit tutar" ayetine atıfta bulunan Yıldırım, "Kadir Gecesine yürüdüğümüz şu zaman dilimlerinde her Müslümanın kendisine sorması gereken soru şudur: Ben, Allah’ın dinine şu anda yardımcı oluyor muyum, olmuyor muyum? Yardımcı oluyorsam ne kadar oluyorum? Allah’ın bana vermiş olduğu nimetler çerçevesinde bu yardımı yapabiliyor muyum, yapamıyor muyum? Bunları sorgulayıp bir yönüyle bunların öylesine mi yapmak gerekiyor? Kadir Gecesinden önce ciddi bir muhasebeyle ne var ne yoksa işi teşhis etme adına ortaya koyarak, tedavisine yönelik bir şeyler yapmalı. Son olarak Allah’tan bu manada yardım istemek bu günlerin ihyası adına en önemli iştir. Allah hepimizi bunu yapanlardan eylesin." şeklinde konuştu.
"Müslümanları inançlarından mahrum bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlar"
Siyonistler ve İslam düşmanlarının özellikle Ramazan ayına denk gelecek şekilde İslam ülkelerinde kan ve gözyaşının dökülmesine sebep olan olaylara imza atarak, asıl yoğunlaşmamız gereken işlerden bizi uzaklaştırdığını da vurgu yapan Yıldırım, bu durumun ehli küfrün bir karakteri olduğunu söyledi.
Yıldırım "Ramazan ayında ehli küfrün oyunu bugün ortaya çıkmış bir oyun değil. Tarih boyunca bunların genel anlamdaki özellikleri, karakterleri artık bu olmuş. Müslümanları kendi değerlerinden kendi inançlarından, o dönem içerisinde var olan maneviyattan mahrum bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hatırlanacağı üzere Peygamber aleyhisselam döneminde, bazı sahabeler Kur’an-ı Kerim okuyordu ve o gün Mekke müşrikleri bunların sesi sedası duyulmasın ve mesajı anlaşılmasın diye ellerine tenekeler alır ve o tenekelere bir şeyler vurarak ses çıkarırlardı. Şu anda yaptıkları da bu. Her sene Ramazan’ın başında ortasında sonunda İslam coğrafyası bir tarafını kanatırlar, orada biraz daha zulümlerini arttırırlar. Ya Gazze’ye bomba yağdırırlar ya Arakan’a zulüm ederler, ya Suriye gündemi olur ya Kudüs, El Halil gibi yerler gündem olur. Oraları karıştırmak için ellerinden geleni yaparlar ve Müslümanların dikkatini oraya çekerler." dedi.
"Müslümanlar ehli küfrün fitnelerine ve oyunlarına karşı yeni oyunlar kurmalı"
İslam coğrafyalarının problemli olan yerlerini gündem etmenin, oralarla ilgilenilmesi gerektiğinin önemine dikkat çeken Yıldırım, "Eğer bu, Ramazan’da olursa biz Ramazan’daki sorumluluğumuzu yaparsak Allah’ın izniyle o dünya mazlumlarının derdini çekmek de bir ibadettir. Bu ibadete ait bazı şeyleri ortaya koyarız ama tabii ki bizim yapmamız gereken çok daha farklı şeyler var. Nasıl ki onlar oyunlar kuruyorsa, stratejiler geliştiriyorsa, ne yaparsak İslam coğrafyasını karıştırırız diye üzerinde düşünüp ona ait şeyler yapıyorlarsa, biz Müslümanların da onların fitnelerine, fesatlarına, oyunlarına karşı yeni oyunlar kurmak gibi bir sorumluluğumuz var. Onların gündemimizi işgal etmelerine karşı bizim de yeni gündemler oluşturmamız lazım. Mümkün mertebe onlara yönetmeyi bırakmamak lazım. Ne sevinçlerimizi, üzüntülerimizi ne de acılarımızı asla zalime yönetmeleri için terk edemeyiz. Sevinçlerimiz de üzüntülerimizi de acılarımız da bizimdir. 3’ü de bize Allah’ın bir imtihanı ya da bir ikramıdır. Netice itibariyle biz ona göre değerlendiririz ve onu kendimiz yönetiriz, gerektiği şekilde de sahip çıkarız. Cenab-ı Hakk'tan o manada niyazda bulunalım ki, bu ümmete feraset versin inşallah. Daha fazla, bu manada kaybettiğimiz o 'farukiyet' sıfatını, 'furkan' vasfını gelin üzerimizde tecelli etsin ki sıkıntılarımızı biraz daha gidermiş olalım." ifadelerini kullandı.
(Nizamettin Aşkın- İLKHA)