Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bahis Kanunu’na ilişkin HÜDA PAR Sosyal İşler Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, kumar çeşitlerinin meşrulaştırılıp teşvik etmenin toplumdaki ahlaki değerlerin sarsılmasına sebep olacağı ifade edildi.
"Gençliği zararlı alışkanlıklardan muhafaza etmeye çalışıyor görünüp, kumarı oynatarak teşvik etmeye çalışmak ahlakî ve samimî olmayan bir yaklaşımdır." denilen açıklamada, vatandaşların cebindeki son kuruşa da göz diken bir sistemin çökmeye mahkûm olacağı hatırlatmasında bulunuldu.
Kumarın maddi ve manevi zararlardan başka hiçbir şeyi kazandırmayacağına dikkat çekilen açıklamada, devletin ahlaki ve manevi değerleri güçlendirmeye yönelik çalışmalarda bulunması gerektiğinin altı çizildi.
Kumarı teşvik eden ve cazip hale getiren düzenlemelerin Resmi Gazete’de yayımlandığı belirtilen açıklamada, "Bahis Kanunu’nda bir takım değişiklikler içeren Torba Kanun Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yeni bahis yasasına göre; Canlı bahis oynanabilecek, iddaa oranları artacak, minimum bahis sayıları düşecek, tenis ve buz hokeyi gibi farklı spor dallarında bahis oynanabilecek. Bir önceki dönemin maliye bakanı tarafından; ‘Şans oyunlarında da cazibeyi artıracak çalışmalar yapılacak’ denilmişti. Ve bugün kumarı teşvik eden ve daha cazip hale getiren söz konusu düzenlemeler mecliste kabul edilip resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe kondu." denildi.
“Gençliği zararlı alışkanlıklardan muhafaza etmeye çalışıyor görünüp, devlet eliyle her türlü kumarı oynatarak teşvik etmeye çalışmak ahlaki ve samimî olmayan bir yaklaşımdır”
Devletin bir amacının da topluma yaşanılabilir bir ortamı hazırlamak olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Sosyal devletin temel amaçlarından biri toplumu ve bireyleri yoksulluktan kurtararak insanın şerefiyle yaşayabileceği şartları ve ortamı hazırlamaktır. Bu da insanı yücelten ahlaki ve manevi değerlere sahip çıkmakla mümkün olur. Çocuklara ilköğretimden itibaren, kumar ve hırsızlık gibi haksız kazanç yollarının doğru ve ahlaki olmadığını aşılayıp Yeşilay gibi faydalı cemiyetleri örnek gösterip, gençliği zararlı alışkanlıklardan muhafaza etmeye çalışıyor görünüp, devlet eliyle her türlü kumarı oynatarak teşvik etmeye çalışmak ahlakî ve samimî olmayan bir yaklaşımdır." ifadeleri kullanıldı.
"Kumar; oynayanlar açısından maddi ve manevi zarardan başka bir şey kazandırmaz"
Vakitlerini kumar illetine harcayanların ailesini ihmal ederek hayatlarını çekilmez bir hale getirildiği ifade edilen açıklamada, "Kumar; oynayanlar açısından maddi ve manevi zarardan başka bir şey kazandırmaz. Bu illete bulaşanlar, vakitlerinin önemli bir kısmını buna harcadıkları gibi, eş ve çocuklarını ihmal ederek hem kendileri hem de sevenleri açısından hayatı çekilmez hale getirirler. Ayrıca boş yere para harcama, stres ve gerginlik, tükenmeyen boş umutlar vs. ile de kişinin hayatı alt üst olur. Sonuçta kazanan yine yasal veya yasa dışı büyük kumar organizasyonları olur." denildi.
"Vatandaşının cebindeki son kuruşa da göz diken bir sistemin çökmeye mahkûm olduğunu hatırlatmak isteriz"
Bencil ve ferdiyetçi bir neslin ortaya çıkmasına sebep olacak her türlü girişimin telafisi zor sorunlara kapı aralayacağı hatırlatılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Toplumda alın teri, helal kazanç, dayanışma ve infak gibi değerleri yerleştirme yerine, oturarak para kazanma, kısa sürede köşeyi dönme, zengin olma gibi haksız kazanç ve menfaat hırsını kamçılayan kumar çeşitlerini meşrulaştırıp teşvik etmek, toplumdaki ahlaki değerlerin sarsılmasına sebep olacaktır. İnsanlarımızı sonu adavete varan haksız rekabete değil, paylaşmaya ve elbirliğine teşvik etmek gerekirken bizatihi devlet eliyle kumar oynatma olan piyango çeşitlerini artırarak, sporu dahi en büyük kumar organizasyonlarına alet eden bir zihniyet, topluma faydalı olamaz. Bozuk olan ekonomiyi düzeltme adına kıt kanaat geçinmeye çalışan vatandaşının cebindeki son kuruşa da göz diken bir sistemin çökmeye mahkûm olduğunu özellikle hatırlatmak isteriz. Toplumu bir arada tutan değerleri ayaklar altına alan, ahlaki değerlerden yoksun, bencil ve ferdiyetçi bir neslin ortaya çıkmasına sebep olacak her türlü girişim, telafisi çok zor sorunlara kapı aralayacaktır."
“Devletin suç ve suçlu ile mücadelesi en hafif tabiri ile abesle iştigal olacaktır”
Kumar illetinin neticesinde boşanma oralarının arttığına dikkat çekilen açıklamada, "Devletin teşvik ve güvencesinde olan kumar; insanlarımızı borç batağına, alkol ve uyuşturucuya, tefeciliğe, hırsızlığa, fuhşa kısaca her türlü günah, suç, olumsuzluk ve kanunsuzluğa zorlayacaktır. Neticesi boşanan çiftler, dağılan yuvalar, ortada kalan, rızkı elinden alınan eş ve çocuklar olacaktır. Böylesi bir durumda devletin suç ve suçlu ile mücadelesi en hafif tabiri ile abesle iştigal olacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.
“Devlet ahlaki ve manevi değerleri güçlendirmeye çalışmalıdır”
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"İnanç ve değerlere bağlılık vaatleri ile inançlı insanlardan siyasal destek alarak iktidara gelen hükümetin-gerekçesi ne olursa olsun- ister ekonomideki kötü gidişata ‘dur’ deme, isterse de yasa dışı bahsi kontrol etme adına devlet eliyle kumar illetine meşruiyet kazandırma veya kumarı teşvik etmesi kabul edilemez bir husustur. Devlet; halkın hizmetinde olan bir kurum olarak, toplumsal ilişkilerin hızla değiştiği, toplumun dünyevileştiği, gençliğin ahlaki değerlerden uzaklaştığı gerçeğini görmezlikten gelmemeli, ahlaki ve manevi değerleri güçlendirmeye çalışmalıdır."
Son olarak hükümetin üretime dayalı bir ekonomi modelinin oluşturması önerisinde bulunulan açıklamada, "Hükümet de insan onurunu zedeleyen, gayr-i meşru kazancı halkın umudu haline getiren bilumum kumar oyunlarını oynatıp teşvik etme ve haksız kazancı meşru gösterme yerine; herkesin onuruyla, şerefiyle, alın teriyle helalinden para kazanabileceği dışa bağımlı olmayan, üretime dayalı bir ekonomi modeli oluşturmalı ve vatandaşlarını buna teşvik edip, onlara her türlü imkânı sunmaya çalışmalıdır." diye belirtildi. (Ramazan Casuk-İLKHA)