Bingöl’de “26 Ekim Dünya Hasta Hakları Günü” dolayısıyla Bingöl Devlet Hastanesi’nde bir etkinlik düzenlendi. Bingöl Devlet Hastanesi Hasta Hakları Birimi Sorumlusu Hüseyin Aşan tarafından, hastane personeline yönelik, "hasta hakları" konusunda günün anlam ve önemine binaen bir sunum yapıldı.
Aşan’ın sunumunun ardından konuşan Bingöl Devlet Hastanesi Başhekimi Ali Ekin, hasta hakları konusunun hakikaten önemsenmesi gereken çok ciddi bir alan olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanlığının son dönemlerde hasta hakları ile ilgili ciddi çalışmalar yaptığını ifade eden Ekin, “Biz kendimiz de hastane olarak hem hasta hem de çalışan hakları noktasında elimizden geldiğince hastalara ve çalışanlarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Doğrusu biz bunun istatiksel çalışmalarını yapıyoruz, analiz yapıyoruz, bunları siz görmüyorsunuz, perde arkasında yapıyoruz. Hatta en son bir kongre de 2 tane sözlü bildiri yolladık, kabul de ettiler. Bingöl Devlet Hastanesi olarak biz yolladık. Şimdi insan haklarının bir parçası hasta hakları, insan haklarının gelişimi, insanın var olduğu zamandan itibarendir. 3’üncü kuşak hakkı dediğimiz insan hakları kısmında hasta hakları var. Eğitim hakkı var, kadın olmaktan doğan haklar var. Hastaların hasta olmaktan doğan hakları, onları koruma içgüdüsüyle çıkarılmıştır. Bizim hekimlik nizamnamelerimizde, ilgili kanunlarımızda hastaların haklarına değinilir.” dedi.
Hastalar kendilerini daha özel hissetsinler kendileriyle ilgili olan tanı ve tedavi aşamalarında bireysel olarak katılsınlar, bilgilensinler, bilgilendirilsinler diye hastaların haklarıyla ilgili düzenlemeler yapıldığını dile getiren Ekin, şöyle devam etti:
“1998 tarihli hasta hakları genelgemiz daha sonra çıkarılmış, buna uygun yönergemiz var. Ben doğrusu yetersiz olduğunu düşünüyorum, günümüz şartlarına, çağın şartlarına, hastanelerimizin gelişmişlik düzeylerine, daha uygun daha geniş kapsamlı hem özel hukukun mevzuatını, hem kamu hukukunun mevzuatını, ikisini de beraber barındıran daha geniş bir hasta hakları yönetmeliğine ihtiyacımız var. Bu hastanın haklarını konuşurken çalışanlarımızın, hekimlerimizin, hemşirelerimizin hakları yoktur anlamına gelmiyor. Hepsinin kendine göre kanunu, yönetmenliği, genelgesi yönergesi vardır. Bundan sonrada muhtemelen daha yoğun bir şekilde çıkıp devam edecek. Biz çalışanlar olarak şöyle düşünmeliyiz; herkesin empati yapmasını isterim. Hakikatten yaptığınız iş takdire şayandır. Ben hiçbir hekim arkadaşımın yaptığı işi küçümsemem, küçümsemedim bundan sonra da küçümsemeyeceğim. Çünkü çok ciddi iş yapıyoruz. Zorlu şartlarda hizmet veriyorsunuz.”
“Hastanemize genel anlamda günlük 10 bin insan girip çıkıyor”
Hastaneye her gün 8- 9 bin insanın girip-çıktığını söyleyen Ekin, “Bu insanların yanlarına da birer kişi getirmeleri 7-8 bin kişi demek. Hadi iki kişi gelenleri, servisleri, randevuları sayarsanız buraya günde 10 bin insan girip çıkıyor. Siz 20 gün çalışın, 200 bin tane insan demek, senede belki bir milyon insan bu hastaneye girip çıkıyor. Hayatta en zor şey insan yönetmektir. En zor işlerden biri de hastane idaresidir. Bana sorarsanız hastanede en zor yer polikliniklerdir, poliklinikler de doktor arkadaşlarımın hastalarla olan mücadelesidir.” şeklinde konuştu.
Program, görevinde başarılı olan hastane doktor ve personellerine verilen başarı belgesiyle sona erdi. (Nihat Kanat-İLKHA)
