Kur'an-ı Kerim'de Maide Suresinin 90'ıncı ayeti ile kumarın haram boyutunu açıklayan Kılıçaslan, "Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor: 'Muhakkak ki içki, kumar, fal okları, dikili taşlar şeytanın amelidir, ondan sakının.' 'Şeytanın amellerindendir.' kelimesi Kur'an-ı Kerim'de çokça zikredilmiştir. Peygamberimiz buyuruyor: 'Her Müslümanın kanı, namusu ve malı diğer Müslümana haramdır.' Kumar, halkın malını yemektir. Maalesef devlet eliyle milyonlarca kişiden para toplanıyor ve bir kısmını kendisine alıyor, bir miktarını da birkaç kişiye veriyor. 10-20-30 lira ödeyen herkes o paranın kendisinin olmasını ister. Fakir ve fukaradan toplanan para üzerinde oluşan kazanma hırsından dolayı söz konusu getiriden hiç kimsenin hayır görmediği tecrübelerle sabittir." dedi.
Bu tür kumarların devlet eliyle meşrulaştırılmasını eleştiren Kılıçaslan, "Devletin, halkı ıslah etmesi, sahip çıkması gerekiyor. Devlet, bu halkın hak yolundan çıkıp uyuşturucu, sarhoşluk, pislik, fasıklık, fuhuş ve zinaya alışmalarına izin vermemelidir. Eğer devlet kendi eliyle zina, içki, faiz ve kumarı serbest bırakırsa bu durumda insanlar nasıl insani değerlerini muhafaza etsin, her gün ölümler nasıl olmasın?" diye sordu.
Kumardan kaynaklanan aile sorunlarına da dikkat çeken Kılıçaslan, "Kişi, çarşı ortasında eşini öldürdüğünde neden öldürdüğü sorulmuyor. Kadının suçundan bahsedilmiyor? Bu ölümlerin sebebi mevcut kanunlardır. Kanunlar insanların ıslahı için çıkarılmalıdır. Türkiye toplumu Müslümandır, Osmanlının mirasıdır. Bizler İslam hilafetinden gelmişiz. Bugün çıkan bütün kanunlar birer birer İslam'ın, ahlakın ve insanlığın aleyhinedir." şeklinde konuştu.
"Devletler ve aileler kumar yüzünden iflas etmişlerdir"
Yılbaşı geldiğinde milyarlarca, trilyonlarca para harcanarak içki ve zina gibi fiiliyatın işlendiğini hatırlatan Kılıçaslan, "Belki kazanmak için milyonlarca kişi milli piyango bileti almak için para ödeyecek. Bunlar, İslam'a, akla ve fıtrata aykırıdır. Devlet, kendi eliyle bunları kaldırması gerekirken maalesef kendisi yapıyor ve milleti de teşvik ediyor. Devletler, aileler kumar yüzünden iflas etmişlerdir." şeklinde konuştu.
Kılıçaslan, "Peygamberimiz, 'Eğer bir şahıs haram olarak başkasının bir lokma malını yerse ve o lokma onun bedenine girerse 40 gün boyunca onun ibadeti kabul olmuyor.' şeklinde buyuruyor." diye belirtti.
Huzurun ve refahın İslam'da olduğunu hatırlatan Kılıçaslan, "Kur'an ve sünnet peşinde gitmediğimiz sürece huzur ve rahatlık bulamayız. Bugün devletin bütün kanunları kadının özgürlüğünün aleyhinedir. Kadın ve erkek zina yaptığında herhangi bir cezai yaptırım öngörülmezken, erkek şeriata göre 14-15 yaşında evlendiği için cezaevine atılarak cezalandırılıyor. Bu; akıl, mantık, örf ve âdete bile uygun değildir." dedi.
"Devlete tavsiyemiz; Allah'ın dinine, kitabına ve tabiata muhalefet etmemesi"
Kumarın meşrulaştırılması hususunda devlet yöneticilerine tavsiyelerde bulunan Kılıçaslan, "Devlete tavsiyemiz; bu halka sahip çıksın, Allah'ın dinine, kitabına ve tabiata muhalefet etmesin, bizleri kitabımızdan uzaklaştırmasın. Yoksa bizler kıyamet günü boğazlarına yapışacağız." ifadelerini kullandı.
Halkın devlet yönetimine tabii olduğunu vurgulayan Kılıçaslan, "Hazreti Ömer Bin Abdülaziz zamanından beri bir söz vardır: 'Şahıs kendi devlet reisinin dini üzerinedir. Devlet ne hale düşerse insanlar da o hale düşecekler.' Eğer bugün devlet; içki, zina ve kumarın serbestliği için kanun çıkarırsa huzur ve haya kalmaz. Zinalar sebebiyle ihtilaf ve ölümler olacak." şeklinde konuştu.
Avrupa ülkelerinde artan gayri ahlaki durumlara da değinen Kılıçaslan, son olarak şunları söyledi:
"Şu anda Avrupa'da fuhuş ve fasıklık o kadar çoğalmış ki artık kadın ve erkek birbirinden nefret ediyor ve erkek erkekle, kadın kadınla evleniyor. Bu durum bize de bulaşıyor. Fatih Sultan Mehmet oğluna vasiyetinde, 'İzzetimiz ve zaferimiz İslam iledir. Kâfirlere karşı galip gelmemiz âlimler ile yaptığımız istişare iledir. Âlimlere değer verin ve onlarla istişareden uzak durmayın.' demişti. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra bizler ne hale düştük? Şu anda Amerika ve Avrupa'ya karşı bir şey yaparsak hemen ambargo tehdidi ile karşılaşıyoruz. Bu durumda da mecburen onların kanunlarını ve ahlaksızlığını kabul ediyoruz." (Ramazan Zeren, Gıyasettin Tetik-İLKHA)