Başbağlar Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya tarafından karşılanan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük ve beraberindeki heyet, yaptıkları görüşmede aradan geçen 27 yıllık süreye rağmen failleri hala bulunamayan katliamla ilgili süreç hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Ziyarette konuşan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, Başbağlar'da yaşanan katliam sonrasında yüreklerde oluşan yangının hala sönmediğini ve katliama maruz kalanların yaşadıkları acının aynısını yüreklerinde hissettiklerini söyledi.
"Başbağlar Katliamı'na giden süreç 1992'de Susa köyündeki camide şehid edilen Müslümanlarla başladı"
Elibüyük, "90'lı yıllar Türkiye'nin karanlık yıllarıydı maalesef. Siyasi cinayetlerin, eylemlerin yıllarıydı. Başbağlar Katliamı'na giden süreç 1992'de Susa köyündeki camide şehid edilen Müslümanlarla başladı. Bu, Sivas Madımak'ta yaşanan katliamla devam etti. Nihayetinde bu süreç 3 gün sonra Başbağlar köyündeki katliamla devam etti." dedi.
Toplum olarak önceleri acıların ayrıştırıldığını ancak gelinen süreçte Susa için de Başbağlar için de, Sivas için de hemen hemen herkesin ortak bir ses çıkardığını hatırlatan Elibüyük, toplumun her kesiminden ortak tepki gelmesinin olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti.
"Maalesef ne Susa Katliamı ne Başbağlar Katliamı'nın arka planı çözülmedi"
Son zamanlarda ortaya çıkan bu ortak anlayışın farklı bir evreye taşınması gerektiğini vurgulayan Elibüyük, "Ortada madem katliamlar var, bu katliamları ortaya çıkarmak, toplum vicdanını rahatlatacak adımlar atmak gerekir. İktidarından muhalefetine her kesimden gelen tepkilerin ortak bir eyleme dönüşmesi gerekir. Hükümet bu işin üstüne gitmelidir. Lafı eğip bükmeden şunu net olarak ifade etmeliyiz: Katliamcılar ortaya çıkarılmalı, içerideki bağlantılar deşifre edilmeli, dış mihraklarca bu işin arka planında olanlar ortaya çıkarılmalıdır. Bu soruların cevap bulmasıyla hem Başbağlar'daki kardeşlerimizin acısı hafifleyecek hem de toplum vicdanı rahatlayacak. Maalesef ne Susa Katliamı ne Başbağlar Katliamı'nın arka planı çözülmedi. Bu cinayeti işleyenler belli ama ortada onlarca şehid olmasına rağmen tek bir tutuklu yok. Diğer taraftan Sivas Katliamı sebebiyle ilgisiz alakasız kişiler onlarca yıldır insanlar cezaevinde ömür çürütüyorlar." diye konuştu.
"Hem muhalefet hem de iktidar partisi birlikte hareket ederek bu işin üstüne gitmelidir"
3-4 yıldır Başbağlar ile ilgili yapılan anma etkinliklerine katıldığını ve yapılan etkinliklere katılan iktidar partisinin milletvekilleriyle birlikte köyde yapılan etkinliklere katılan bakanların da adalet diye haykırdıklarını söyleyen Elibüyük, "Ancak bu konuda tek bir adımın dahi atılmadığını bu konunun meclisin gündemine gelmediğini, bu konunun üzerine gidilmesi için hem iktidar hem muhalefet hem de diğer siyasi partilerin birlikte hareket etmesi gerekir." şeklinde konuştu.
Bir daha ki yıla kadar konuya ilişkin yargılama dosyalarının başlatılması temennisinde bulunan Elibüyük, Başkan Dikkaya'ya hem kendisi ve partisi adına hem de HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam adına taziye dileklerini sundu.
Başbağlar Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya ise, tüm parti teşkilatı ve Genel Başkan İshak Sağlam'a taziye dilekleri için teşekkür etti.
"90'lı yıllarda gündeme bile gelmeyen birçok katliam yapıldı"
90'lı yıllarda yaşanan katliamlarda her kesimden insanların katledildiğini belirten Dikkaya, "Sivas Katliamı'na bir gün kala yakalanan itirafçı sanık 'Biz 22 kişi Doktor Baran'ın telsiz emriyle Sivas kırsalından Tunceli kırsalına geçtik.' diyor. Yolda geçerken Erzincan İliç CHP ilçe Başkanı İsmet Türkmen'in kaçırılıp katledilmesi var. Bu da hiç gündeme gelmedi. Sonra Sivas'ta bir katliam oluyor. Ardından Başbağlar'da katliam oluyor. Sonra İliç'in Kapıkaya köyünde katliam ve evlerin yakılması var. Ardından Tercan ilçesine bağlı Edebük köyünde evleri yakıp 9 kişiyi şehid ediyorlar. Bunlar gündeme bile gelmiyor. Ondan 13 gün sonra Van'ın Bahçesaray ilçesinde, Sündüs Yaylası'nda 24 kadın ve çocuğu bir çadırın içerisine doldurup katlediyorlar." şeklinde konuştu. (İLKHA)