Diyanet-Sen Bingöl Şube Başkanı Çelik, “ bazı haber sitelerinde ve sosyal medyada Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında çıkan kasıtlı haberlerin Diyaneti ve başkanını karalama kampanyasının bir sonucu olduğunu belirtti.
86 yıl aradan sona yeniden ibadete açılan Ayasofya Camii’nde okuduğu hutbede “Atatürk’e lanet okuduğu” ileri sürülerek bazı internet haber siteleri ve sosyal medya mecralarında hedef alınan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında kasıtlı olarak karalama kampanyası başlatıldığını belirten Çelik, “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden ibadete açılması kararlaştırılan Ayasofya Camisi’nde ilk Cuma Namazı Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Erbaş’ın kıldıracağının açıklanması ile birlikte sosyal medya üzerinden linç kampanyaları da maalesef hız kazandı. Genelde dış kaynaklı ve sahte hesaplardan yürütülen linç kampanyasına içerden de bazı çevreler sosyal medya platformlarından destek oldu. Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını bir türlü içlerine sindiremeyenler Diyanetimize, Diyanetimizin başkanına saldırı dilini kullanarak karalama kampanyasına girişmişlerdir. Özellikle sosyal medya mecralarında hakkında karalamaya yönelik etiketler açılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hocamızda Diyanetimizde sahipsiz değildir, yalnız değildir.” dedi.
Çelik, “Bizim medeniyetimiz, vakıf medeniyetidir. Selçuklulardan, Osmanlıya sayısız vakıflarımız, vakfiyelerimiz vardır. Vakfiyelerin sonundaki bedduayı bilmeyen yoktur. Sayın Erbaş’ın Cuma hutbesinde herkes tarafından bilinen bu bedduayı okuyarak vakıf malının amacı dışında kullanılamayacağını vurgulamasını başka türlü yorumlamak iyi niyet sınırlarını aşan kasıtlı bir karamanın ta kendisidir. Üstelik bu sadece Ayasofya ile ilgili değil tüm vakıf malları için geçerlidir. Bunu milletimize Diyanet İşleri Başkanımızın hatırlatması kadar doğal ne olabilir.” İfadelerine yer verdi.
Çelik, açıklamasına şöyle devam etti: Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemize ve ümmet coğrafyasına hizmet eden, mazlumların çaresizlerin imdadına yetişen, iman ve hakikat ölçülerini her alanda ve herkese hatırlatmaya çalışan güzide bir devlet kurumumuzdur.
Bu güzide kurumumuza ve onun başkanına karşı saldırı dilini kullananları, iyi niyetten yoksun, ön yargılı insanlar olarak niteliyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nı itibarsızlaştırmayı bir yöntem olarak kullanmak hiçbir akıl ve vicdan tarafından kabul edilemez.
Aslında maksat Atatürk ve Dindarlık üzerinden toplumu germek ve bölmektir. Topluma zehirli bir hava pompalanıyor, daha önce defalarca işlediği görülmüş laik-dindar fay hattını harekete geçirmek için provokasyon peşinde olanlara bu millet fırsat vermeyecektir.
Diyanet İşleri Başkanının üzerinden kurumumuzu hedef aldıklarının farkındayız. Bizler bu davanın sahipleriyiz. Diyanet İşleri Başkanlığımızın dünyada ve Türkiye’de sergilediği misyon ve sorumluluğun bazı odakları rahatsız ettiğini iyi biliyoruz.
Müslüman dünyasının adeta ümidi durumuna gelmiş olan başkanlığımızın çalışmalarını sekteye uğratmak, itibarsızlaştırmaya kalkmak dünden bu güne alışıla gelmiş bir saldırı sistemi haline getirilmiştir.
Birliğin dirliğimizden geldiğini, dirliğimizi bozguna uğratmaya çalışanlara da izin vermeyeceğimizi dün nasıl ki kararlı bir şekilde dile getirdiysek, bugün yine aynı kararlılıkla dile getirmeye devam edeceğiz.
“Türkiye adına aydınlık yarınlardan bahsedebilmek için bizim bir ve bütün olmamız gerekir”
Diyanet İşleri Başkanlığı’na çamur at izi kalsın, diyenlerin çoğaldığı, şer için konuşanların günden güne arttığı bu günlerde, bilgi sahibi olmadan, fikir üretenlere inat, dünyanın en ücra yerlerine Türkiye’nin nişanesini taşıyan Diyanetine ve başkanına sahip çık!
Unutmayın siz doğru iseniz şer odakları size her zaman saldıracaklardır. Türlü kumpaslarla Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve onun başkanına yönelik yıpratma ve itibarsızlaştırma kampanyasını görüyor, yapılan saldırılar karşısında Diyanet alanında etkili ve yetkili sendika Diyanet-Sen olarak ‘Diyanetime Dokunma- Diyanetine Sahip Çık’ diyoruz.”