Aralık 2019'da Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkarak Dünya geneline yayılan ve henüz tam olarak bir tedavisi bulunamayan Koronavirüse (COVID-19) karşı ile mücadelede bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen arı ürünlerinin virüs karşısındaki etkisi son günlerde merak konusu olmuştur. Bu konuya istinaden PİKOM bünyesindeki arı ve arı ürünleri alanında uzman hocalarımız bir araya gelerek arı ürünlerinin etkileri ve kullanımları hakkında bilgilendirme amaçlı bilimsel bir demeç hazırlamışlardır. Uzmanlarımız, COVID-19 enfeksiyonunu tedavi etmek veya önlemek için henüz tamamen etkili herhangi bir ilaç mevcut olmadığından bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi kapsamında bilgi verilen arı ürünlerinin takviye amaçlı olarak kullanımını ve bununla birlikte dengeli bir şekilde tüketilmesini önermektedir.
Bal, polen, arı ekmeği, arı sütü ve propolisin zengin besin içeriği ve yüksek biyoaktif bileşenleri ile insan sağlığını olumlu yönde etkilediğini ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirten uzmanlarımızın arı ürünleri hakkındaki bilimsel demeci şu şekildedir:
“Bal Koranavirüste İyileşme Sürecini Hızlandırıyor”
“Arı ürünleri arasında tüketiciler tarafından en çok bilinen ve tüketileni baldır. Bal çeşitli enfeksiyonlar, soğuk algınlığı ve öksürük için geleneksel bir ilaç olarak kullanılmıştır. Doğal balın, çörek otu ve bir papatya türü ile karıştırılıp tüketildiğinde bağışıklık sistemini arttığı ve koronavirüste iyileşme sürecini hızlandırdığı belirlenmiştir. Arı ürünlerinin viral enfeksiyonlara [kızamıkçık virüsü, Varisella-zoster virüsü (VZV) (su çiçeği), İnfluenza (grip), Rubella (kızamıkçık), Herpes (uçuk) ve anti-HIV-1 (AIDS)’e karşı etkili olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte son zamanlarda balın Koronavirüs hastalığına neden olan SARS CoV-2 virüsüne etkisine yönelik çalışmalara da literatürde rastlanmaktadır.”
Bal Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
“Bal, bazı istisnalar haricinde herkes tarafından rahatlıkla tüketilebilir. Yetişkin bireyler için günlük ortalama 50-80 g bal tüketimi tavsiye edilmektedir. 1 yaşından küçük çocuklara bal yedirilmemelidir. Bal alerjisi nispeten nadir görülmektedir. Polene alerjisi olan hastaların nadiren bal alerjisi olduğu bildirilmiştir.”
Kalp, Damar ve Sindirim Sisteminin Dostu: POLEN
“Polen, bal arılarının gelişimleri, üremeleri ve kovandaki faaliyetleri sürdürebilmeleri için gerekli bir besindir. Bal arıları tarafından kovana getirilen besleyici değeri yüksek bu polenler, çok eski zamanlardan beri özel yöntemlerle toplanarak insanlar tarafından da tüketilmektedir. Polen insan beslenmesi için büyük bir öneme sahiptir. Büyümeyi hızlandırır, yorgunluğu giderir, kansızlığı önler ve metabolizmayı düzenleyici etkilerde bulunur. Polenlerin kardiyovasküler (kalp ve damar), bağışıklık ve sindirim sistemi üzerinde tedavi edici etkileri de bulunmaktadır. Ayrıca polenin antitümör (iyi ve kötü huylu kitlelere karşı) etki gösterdiği, yaşlanmayı geciktirdiği ve iyi bir serbest radikal toplayıcısı olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bağışıklık sistemini öneminin bir kez daha anlaşıldığı koronavirüs sürecinde arı poleni tüketiminin bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalığa yakalanma riskini en aza indirgemesi, hastalıkla mücadelede ise vücut direncinin yükseltilmesine yardımcı olması beklenmektedir.”
Polen Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
“Günlük 15 g (yaklaşık bir çorba kaşığı) polenin insan vücudu için gerekli minimum amino asit ihtiyacını karşılamaktadır. Polenin yaygın yetişkin dozu günde 3-4 kez yaklaşık 450-580 mg’dır. Polenden en iyi şekilde yararlanabilmek için polenin boş mideye, öğünlerden 15-20 dakika önce alınması gerektiği çeşitli araştırmacılar tarafından tavsiye edilmiştir. İlk defa tüketiliyorsa güvenlik amacıyla bir miktar dirsek içerisine sürülerek test edilmeli, herhangi bir kızarıklık görülmesi durumunda tüketilmemelidir. Ayrıca tüketime başlanırken öncelikle birkaç gün ufak miktarlarda alınmalı, beklenmeyen bir etki görülmezse kullanım miktarı kademeli olarak artırılmalıdır.”
Doğal Antiseptik: ARI EKMEĞİ
“Arı ekmeği bal arılarının poleni işleyerek meydana getirdikleri besin değeri yüksek olan bir arı ürünüdür. Arı ekmeğinin besin değeri polenden daha yüksektir, fermente olması sebebiyle daha iyi sindirilir ve kimyasal bileşimi daha zengindir. İnsanlarda hekim kontrolü ile anemi (kansızlık), pnömoni (zatüre) ve buradan yola çıkarak, zatürreye neden olan koronavirüse karşı koruyucu özelliği olabilir. Arı ekmeği, içerdiği asetilkolin ile tansiyon ve kronik kabızlık tedavilerine yardımcı olur. Bireylerin bedensel ve zihinsel gücünü arttırmada yardımcı olur. Antiseptik ve mikrop öldürücü özelliği de vardır. Kanamalı diş eti koruma tedavisinde ve üreme hormonlarına katkısı ile erkeklerin cinsel yaşamını geliştirmede ve kas gücünün arttırılmasına da yardımcı olur. Arı ekmeği, kanseri önleyici, sinir sistemini koruyucudur ve virüslere karşı etkilidir.”
Arı Ekmeği Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
"Arı ekmeğinin kullanımı polene benzemektedir. Yetişkinler için günlük doz yaklaşık 20-40 g olmalıdır. Bir organizmayı yenilemek ve güçlendirmek için her gün bir çorba kaşığı arı ekmeği yemek yeterlidir. Arı ekmeği, polenden daha güçlü olduğu için genellikle daha küçük miktarlarda veya kısa bir süreliğine uygulanır. "
Propolis Koranavirüs Kaynaklı Akciğer Sertleşmesini İyileştirmede Etkili
“Propolis hem antibakteriyel hem de antiviraldir. Propolisin gram-pozitif bakterilere, mayalara ve bazı virüslere karşı antimikrobiyal özellik gösterdiği, bağışıklık sistemi ve kardiyovasküler sistem üzerinde olumlu etkileri olduğu görülmüştür. Farklı coğrafi bölgelerden propolis örneklerinin Adenovirüs (üst solunum yolu rahatsızlıklarına neden olan bir virüs), İnfluenza A ve B virüsleri (grip), Newcastle hastalığı (Yalancı tavuk vebası) virüsü, Çocuk felci virüsü, Çiçek hastalığı, Rotavirüs, koronavirüsü gibi virüslere karşı etkili olduğu pek çok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Propolis akciğerlerin koronavirüs kaynaklı fibrozunu (sertleşmesini) bloke etmek ve bağışıklık sistemini uyarmak için yararlıdır.”
Propolis Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
“Yapılan çalışmalarda çeşitli doz önerileri veriliyor olsa da son derece kompleks bir arı ürünü olan propolisin kullanım dozu hakkında çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu için tıbbi olarak önerilen bir doz yoktur. Bala ve polene alerjisi olan kişilerin propolis tüketmesi önerilmez. Propolis içeriğinde kanın pıhtılaşmasını yavaşlatıcı bir madde bulunduğundan cerrahi operasyon geçirmesi planlanan kişiler propolis tüketimini sonlandırmalıdır. Propolis çok etkili ve kompleks bir bileşik olduğundan gebelikte ve emzirme döneminde hekim onayı alınmadan kullanılmamalıdır. Diğer doğal ve bitkisel ürünler gibi propolisin de uzun süreli ve yüksek miktarda kullanımı çeşitli alerjik reaksiyonlara ve yan etkilere neden olabilir.”
Bağışıklık Sisteminin Enfeksiyonla Savaşmasında Yardımcı: ARI SÜTÜ
“Arı sütü işçi bal arılarının baş kısmında bulunan salgı bezleri tarafından üretilen bir salgıdır. Arı sütü kraliçe arının gelişmesi için gerekli olan bir besindir, ancak farklı biyolojik fonksiyonları nedeniyle, bu ürün 30 yıldan fazla bir süredir birçok ülkede insanlarda sağlığa yararlı bir gıda olarak kullanılmaktadır. İnsan sağlığına olumlu etkileri üzerindeki izlenimler ve yapılan çalışmalar nedeniyle arı sütü uzun yıllardır insan gıdası olarak tüketilmektedir. Güçlü bir hücre yenileyici niteliğe sahip olması, antibakteriyel, antiviral, fungusidal, sinir sistemi destekleyici, antidiyabetik, deri, iskelet ve sindirim sistemi koruyucusu, bağışıklık sistemini aktive etmesi nedeniyle “Apiterapi” uygulamalarında önemli bir yer tutmaktadır. Arı sütünün bağışıklık sisteminin enfeksiyonlarla savaşmasına yardımcıdır. Arı sütünün, virüslere ve kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisinden sorumlu olan T-lenfosit (bağışıklık sistemi hücrelerinin bir tipi) oluşumunu uyardığı ve iltihaplanma süreçlerinde önemli bir rol oynadığı saptanmıştır.”
Arı Sütü Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
“Arı sütünün sağlıklı tüketilebilmesi için tazelik büyük önem taşımaktadır. Hasattan hemen sonra ışık almayacak bir kaba konmalı ve 0-5 °C’de saklanmalıdır. Bu şekilde maksimum 6 ay bozulmadan saklanabilmektedir. Tavsiye edilen tüketim miktarı, çocuklar için 20-100 mg/günde; yetişkinler için 200-500 mg/günde şeklindedir. Arı sütü bir doktora danışıldıktan ve nihai bir alerji testi yapıldıktan sonra alınmalıdır. Arı zehri alerjisi, astımı veya alerjik bir bünyeye sahip olan kişiler arı sütü kullanımından kaçınmalıdır. Hamile veya emziren kadınlar ve çocukların arı sütü tüketiminde dikkatli olmaları gerekmektedir. Çağımızın vebası olan ve henüz herhangi bir koruyucu ilaç ve aşısı bulunmayan COVID-19’a karşı arı ürünlerinin kullanımı bağışıklığı destekleyici olması nedeni ile önem arz etmektedir. Bu virüse karşı bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için arı ürünlerinin tüketimi, belirtilen dozlarda ve uyarılar dikkate alınarak yapılmalıdır.”
Bingöl Florası Bingöl Balını Farklı Kılıyor
Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı kapsamında Üniversitemizde Bingöl Menşeili Arı Ürünlerinin özelliklerini ortaya koymada önemli adımlar atılmış olup, gelinen noktada bazı Bingöl Arı Ürünlerinin biyoaktif özelliklerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bilindiği üzere, Bingöl sınırları içerisinde birçoğu endemik olan bitkiler yönüyle zengin bir floraya sahiptir. Bununla birlikte bahsi geçen arı ürünlerinin birçoğunun biyoaktif özelliğinin flora kaynaklı olduğu da bilinmektedir. Bingöl ilinde yetişen bitkilerin ( özellikle endemik bitkiler) Bingöl menşeili arı ürünlerine katkısı ürünleri hem daha zengin hem de farklı kılmaktadır.
Bu kapsamda Bingöl Üniversitesi Pilot Üniversite Koordinasyon Merkez (PİKOM) Birimi ile Arı ve Doğal Ürünler Ar-Ge ve Ür-Ge Merkezi, Arı ve Arı Ürünleri konularında bilimsel, doğru ve faydalı ürün geliştirme çalışmalarına devam etmekte olup, arı ve arı ürünleri konusunda merak ettikleriniz hakkında ilgili uzmanlarımızdan bilgi almak için telefon mail ya da sosyal medya aracılığı ile bizlere ulaşabilirsiniz."