"Hamd, âlemlerin Rabbine; salat ve selam, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilen O Resul'e, pak ehl-i beytine ve kıyamete kadar onun yolunu takip eden müminlerin üzerine olsun." sözleriyle başlayan mesajda "(Ey Muhammed!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya-107) "(Resulüm!) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir." (Al-i İmran- 31)" ayet-i kerimelerine yer verildi.
Yüce Rabbimizin bizlere olan rahmetinden dolayı dünya ve ahiret saadetimizin mutluluğu için her biri rahmet tecellisi olan peygamberler gönderdiği, Hazreti Âdem'den (aleyhi's-selam) başlayan bu kutlu silsilenin son peygamber Hazreti Muhammed (aleyhisselatu ve's-selam) ile son bulduğunun ifade edildiği mesajda, şu ifadeler kullanıldı:
Tarih şahittir ki yeryüzü O'nun doğumuyla aydınlanmıştır. İlk vahiyle birlikte kendisine verilen nur ile tüm dünyayı aydınlatmıştır. O'nunla birlikte insanoğlu, eşref-i mahlûkat olduğunun farkına varabilmiştir. Kutlu Nebi'nin çağlar üstü evrensel mesajı kıyamete kadar bize rehberlik edebilecek güç ve kuvvete sahiptir. Bütün yeryüzünün esenlik diyarı olması, bütün şehirlerin güvenli belde olması için 'Muhammed'ül Emin' olan O kutlu insanın özelliklerine ve örnekliğine bugün Müslümanlar ve insanlık, her şeyden daha çok ihtiyacı vardır. O'nun örnekliği sadece şekle dayalı sünnetlerin yaşatılması değildir. Hazreti Peygamber'in (aleyhisselatu ve's-selam) her davranışı bize bir hikmeti öğretir. O bizim için her yönüyle örnektir. Baba olarak, eş olarak, öğretici olarak ve yönetici olarak en güzel örnektir.
Peygamber Efendimizin (aleyhisselatu ve's-selam) ırk, dil, renk, yaş, cinsiyet gözetmeksizin "insana" sorumluluklarını ve taşıdığı emaneti öğrettiğinin belirtildiği mesajda, "Bu emanet, fitne çıkarmak ve bozgunculuk yapmak yerine; bilgi, hikmet ve marifetle yeryüzünü imar ve inşa etmektir. Bu bilince erenler; insanları yönetirken zulüm, baskı ve zorbalık yerine adaletle ve merhametle yönetirler. Hiçbir zaman zulmün ve zalimin yanında değil, her zaman mazlumun ve mağdurun yanında olurlar." ifadeleri kullanıldı.
Mesajda, şu ifadelere yer verildi:
"Bugün körelmeye yüz tutmuş hassasiyetler, ubudiyeti unutmuş zihinler, hırs, tamah, kibir ve güç tutkusuyla kararmış kalpler, onun mevlidini idrak ederek Peygamber Efendimizin (aleyhisselatu ve's-selam) örnekliği ve rehberliğiyle yeniden bir doğuşa muhtaçtır. Peygamber Efendimizin (aleyhisselatu ve's-selam) hayatı bizim için vicdanın, affın, sabrın ve şefkatin örnekliğidir.
Müslümanların tefrikadan ve esaretten kurtularak izzet bulması, Hazreti Muhammed'in (aleyhisselatu ve's-selam) yoluna sımsıkı yapışmak ve aralarında İslam kardeşliğini güçlü bir şekilde tesis etmekle mümkündür.
İslam ümmeti, en büyük rehberi ve kurtuluş öğretmeni olan Hazreti Muhammed'i (aleyhisselatu ve's-selam) her yönüyle özümsemedikçe ve O'nun sünnetini yaşamadıkça aradan uzun yıllar geçse de bugün olduğu gibi insanlık zulüm altında kıvranmaya devam edecektir.
Hayatımızın her alanında sünnet-i seniyye'ye ittiba (bağlılık) arttırılmalı, yaşantımızda Resulullah'ın (aleyhisselatu ve's-selam) güzel ahlakını şiar ve düstur edinmeli, hasseten bugünlerde İslam âlemine daha çok dua etmeliyiz.
Çarşambayı perşembeye bağlayan gece, âlemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem Efendimizin (aleyhisselatu ve's-selam) dünyaya teşrifinin yıl dönümü olan Mevlid Kandilini idrak edeceğiz. Mevlid kandilinin, Peygamber Efendimizin (aleyhisselatu ve's-selam) sîretinin anlaşılmasına; İslam düşmanlarının birliklerinin bozulup darmadağın olmasına; Müslümanlar arasında da vahdet, kardeşlik, kurtuluş ve zafer getirmesine vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ederiz.
Peygamber Sevdalıları Vakfı" (İLKHA)