Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye genelindeki camilerin yanı sıra KKTC’de de “Mevlid Kandili Özel Programı” düzenlendi.
Mevlid Kandili münasebetiyle camilerde düzenlenen programlarda, Kur’an-ı Kerim okundu, salavatlar getirildi ve İslam dünyası için dualar edildi.
Diyanet İşleri Başkanlığının Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle belirlediği “Peygamberimiz ve Çocuk” teması çerçevesinde camilerde düzenlenen programlarda, Hazreti Muhammed’in bir baba, bir eğitimci, bir idareci olarak çocuklara yaklaşımına, onlarla kurduğu iletişimin ilke ve niteliklerine, çocukların ihtiyaçları, sağlığı, eğitimi, himayesi, güvenli ve huzurlu bir geleceğe hazırlanması hususunda toplumun bütün fertlerine ve kurumlarına düşen görevlere dikkat çekildi.
KKTC’deki Hala Sultan Camii’nde büyük bir coşku ile düzenlenen “Mevlid Kandili Özel Programı”nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde her zaman İslam’ın ve Hazreti Muhammed’in hedef alınmasını “akıl tutulması” olarak nitelendirdi.
“İnsanlık O’nun rehberliğiyle hakikate ve hidayete erişti”
14 asır önce yeryüzünde, haksızlık ve adaletsizliğin hayatı esir aldığını, insanlığın yolunu ve yönünü büsbütün kaybettiği karanlık bir dönem yaşandığını hatırlatan Erbaş, “İşte böyle bir zamanda Peygamber Efendimiz adeta insanlığın yeniden doğuşunun bir muştusu olarak dünyayı teşrif etti. İnsanlık O’nun rehberliğiyle hakikate ve hidayete erişti. O’nun örnekliğiyle merhametle, sevgiyle, saygıyla, şefkatle tanıştı.” dedi.
Hazreti Muhammed’in, Allah’ın insanlığa merhametinin bir tecellisi olduğunu belirten Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın “Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik” buyurduğunu, O’nun insanlık için ifade ettiği büyük manaya dikkat çektiğine işaret etti.
“Allah Resulü insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderildi”
Peygamber Efendimizin hayatını insanlığın iyiliğine adayan bir rahmet elçisi olduğunu dile getiren Erbaş, “Cahiliye çağında insanların birbirlerini köle pazarlarında satılığa çıkardığı ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömdüğü, tefeciliğin, sömürünün, faizin, ahlaksızlığın zirve yaptığı ve kabile savaşlarının, kan davalarının en üst seviyeye geldiği bir çağda Allah Resulü Efendimiz, etrafını aydınlatan bir kandil olarak insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderildi.” ifadelerini kullandı.
“Peygamber Efendimiz insanlığı iyiliğe, adalete ve merhamete davet eden bir davetçidir”
Kur’an-ı Kerim’de Hazreti Muhammed’in özelliklerinin anlatıldığına işaret eden Erbaş, şöyle devam etti:
“Ayetler bize gösteriyor ki O, hakkın ve hakikatin şahidi, hak yolunun delilidir. O, Allah’a kulluk bilinciyle, iyilik ve ibadet üzere bir hayat yaşayanların rehberi ve müjdeleyicisidir. O, Allah’ın dininden ve Resulünün yolundan sapanlara karşı, Allah’ı, mahşer gününü, azabı hatırlatan bir uyarıcıdır. O, insanlığı âlemlerin Rabbine, iyiliğe, adalete ve merhamete davet eden bir davetçi ve getirdiği ilahi mesajla yeryüzünü aydınlatan nurlu bir kandildir. İşte Peygamber Efendimiz, Allah’ın ona verdiği bu vazifeyle, cahiliye dönemini saadete asrına, mutluluk asrına dönüştürmüştür.”
Günümüzde, dünyanın yeniden bir cahiliye girdabına doğru sürüklendiği değerlendirmesinde bulunan Erbaş, “Savaşlar, zulümler yine yeryüzünün huzur ve barışına kastetmektedir. Çocuklar, kadınlar, yetimler ve kimsesizler, yine ihmal, istismar ve haksızlıklara maruz bırakılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“İslam’ın ve Hazreti Peygamberin hedef alınması tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır”
Erbaş, son zamanlarda yaptıkları açıklama ve yayınlarla İslam’ı ve Hazreti Peygamberi hedef alanlara dikkat çekerek, “Aklını ve vicdanını kaybeden bir takım kişi ve gruplar, insanlığın kurtuluş umudu olan İslam’a ve Hazreti Muhammed Mustafa Efendimize saldırmaktadır. Bugün özellikle Avrupa’da ahlaktan, insaftan, edepten yoksun bir şekilde İslam’ın muazzez elçisine dil uzatıldığına şahit olmaktayız. Sorumsuz ve basiretsiz söylemlerle camilerimiz ve Müslüman kardeşlerimiz, ırkçı terör guruplarının hedefi haline getirilmektedir. Açıkça ifade edeyim ki bu tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır. Batı’nın en temel insani değerleri yitirdiğinin bariz bir göstergesidir. Biliyoruz ki bu ayrımcı ve insanlık dışı uygulamaların temel amacı İslam’ı kendi toplumlarının gözünde itibarsızlaştırmak, yükselişine engel olmaktır.” diye konuştu.
“Bugün dünya Peygamber efendimizin üstün şahsiyeti ve örnek ahlakı nezdinde İslam’ın hayat veren ilkeleriyle buluşmaya her zamankinden daha fazla muhtaçtır” diyen Erbaş, “Bu sebeple son Peygambere ümmet olmanın onurunu yaşayan müminler olarak bizler, bütün bu saldırılar karşısında güçlü bir duruş ortaya koymaya mecburuz. Millet, ülke, tüm Müslümanlar ve İslam âlemi olarak bunu yapmak zorundayız. Bunun için her platformda ve her vesileyle dünyayı İslam’ın merhamet, adalet, hakkaniyet ve güzel ahlak ilkeleriyle tanıştırmak için gayret göstermeliyiz.” şeklinde konuştu.
“Çocukların maddi ve manevi gelişiminde, ailenin işlevi son derece büyüktür”
Bu sene Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle düzenlenen programlarda “Peygamberimiz ve Çocuk” temasını işlediklerini anımsatan Erbaş, “Biliyoruz ki çocuklarımız Allah’ın bize emaneti, dünyanın neşesi, hayatın bereketi, neslin devamı ve geleceğin teminatıdır. Biliyoruz ki fert ve millet olarak çocuklarımıza karşı en temel sorumluluğumuz, onları hiçbir ayrım yapmadan en iyi şekilde yetiştirmek ve onlara güzel bir dünya bırakmaktır.” diye konuştu.
Her konuda olduğu gibi çocuğa yaklaşım noktasında da Hazreti Muhammed’in en güzel örnek ve en iyi rehber olduğuna vurgulayan Erbaş, çocukların maddi ve manevi gelişiminde, aile kurumunun işlevi ve etkisinin son derece büyük olduğunun altını çizdi.
“Çocuklarımızı İslam’la yoğrulmuş medeniyet değerlerimizle tanıştırmalıyız”
Çocuklarına Hazreti Muhammed’in örnekliğinde İslam’ı her yönüyle öğretmelerinin, Kur’an’ın en yüce rehber ve Hazreti Peygamber’in en güzel örnek olduğunu tanıtmalarının müminlerin en temel vazifesi olması gerektiğini belirten Erbaş, şunları söyledi:
“Çocuklarımıza kendi kimlikleriyle onurlu bir şekilde yaşamanın hazzına sunmalıyız. Peygamberimizin hayatına baktığımızda, O’nun çocuklara yaklaşımının temelinde sevgi, saygı, şefkat ve merhamet değerlerinin yer aldığını görüyoruz. O, her şeyden önce hiçbir ayrım gözetmeksizin çocuklara değer verir, ilgi gösterirdi. O, hayatı boyunca hiçbir çocuğa kötü bir söz söylememiş, yaramazlıklarını fıtratlarının gereği olarak değerlendirerek daima hoşgörüyle karşılamıştır. Başta kendi torunları olmak üzere bütün çocuklarla samimi ilişkiler kurarak onların dünyalarında eşsiz bir etki bırakmıştır. Hiç şüphesiz bizlerin de çocuklar üzerinde aynı etkiyi bırakabilmemizin ilk şartı Allah Resulünü sevmek ve onun eşsiz ahlakını kendi hayatımıza taşımaktır.”
“Hayatımızın muhasebesini yapalım”
Erbaş, “Bu itibarla Mevlid-i Nebi’yi, geçmiş ve geleceğimiz için bir tefekkür vesilesi yapalım. Rabbimize, kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımız ekseninde hayatımızın muhasebesini yapalım. Peygamberimizin sünneti çerçevesinde söz ve davranışlarımızı gözden geçirelim. Bu geceyi hata ve günahlarımızdan arınmaya vesile kılalım. Ömrümüzün kalan kısmında Rabbimize iyi bir kul, habib-i edibine güzel bir ümmet olmanın azmini kuşanalım.” diye konuştu.
Programdan sonra camiye gelen vatandaşlara Hala Sultan Camii avlusunda yemek ikram edildi.
Programa KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve çok sayıda vatandaş katıldı. (İLKHA)