Bingöl'deki 73 STK da adliye önünde bir araya gelerek amiraller hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından konuşan Memur-Sen Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava, gece yarısı deklare ettikleri “muhtıra çağrışımlı” bir açıklamayla siyasete ve millet iradesine müdahale etme niyetlerini beyan ettiklerini ifade etti. Kava, açıklamasında şunları söyledi: “Milletin inancından, iradesinden, medeniyet değerlerinden kopmuş, millete yabancılaşmış bir zihniyetin taşıyıcısı olan bu asker emeklilerinin aktif görevde oldukları dönemde neye hizmet ettikleri herkesçe bilinmektedir. “Deniz kuvvetleri emeklisi” sıfatıyla yayınladıkları bildiri içerik itibariyle göstermiştir ki bunlar olsa olsa “amiral eskisi”dir. Eski düzenin kafasını konuşturan bu 103 vesayet mankurtu; Kanal İstanbul ve Montrö anlaşmasına dair cümleler üzerinden “fikir beyanı” adı altında çeşitli iletişim kanallarından gece yarısı deklare ettikleri “muhtıra çağrışımlı” bir açıklamayla siyasete ve millet iradesine müdahale etme niyetlerini beyan etmişlerdir. Kimi çevrelerin içeriğindeki darbe hevesini örtmeye, tahfif ederek masumlaştırmaya ve üstelik sahiplenmeye kalkıştığı bu açıklama, her ne kadar darbeci kafanın sefaletini gösterse de görmezden gelinebilecek bir durum değildir. Bu milletin bırakın açıktan darbe çağrısına, iradesine yönelik hiçbir vesayet imasına dahi tahammülü yoktur. Bu nedenle emekli de olsalar siyasete müdahale etme hastalığı nüksedenlere milletin sessiz kalması düşünülemez. Milletimiz, açıklamayı yapanlar ve yazanlar kadar yazdıranların ve yayanların da farkındadır. 15 Temmuz'da kursaklarında kalan heveslerini FETÖ ayarlı açıklamanın satır aralarına gizlenmiş bir şekilde görüyor, kirli niyetlerini not ediyoruz. 15 Temmuz gecesi bütün vahşetiyle uygulanan ihanet planlarının milletimizin çelik göğsüne çarparak nasıl suya düştüğünü hatırlatıyor, bu açıklamayla aşikâr edilen kirli niyetlerin de aynı şekilde milletin maşeri vicdanında mahkûm edilerek tarihin kirli sepetine gönderildiğini, gönderileceğini ilan ediyoruz. Amiral eskilerinin bu açıklaması, Silahlı Kuvvetler bünyesinden vesayetçileri ayıklama, hainleri temizleme politikasının doğruluğunu teyit ve te'kit etmiştir. Vesayet virüsünden kurtulamamış, ihanet zehrini damarlarından atamamış bir kısım mütekait askerin sözde beka endişesi kisvesiyle siyasete müdahale etme cüretleri; milletin gözünde ihanetin, akılsızlığın ve ahlaksızlığın göstergesidir. Hâlbuki ülkenin bekasını, milletin egemenliğini tehlikeye sokan şey 10 yılda bir yapılan darbelerdir. Bu darbelerle milletin kayaklarının nasıl sömürüldüğü, ülkenin dış mihrakların operasyon sahası haline nasıl getirildiği milletin malumudur. Unutulmamalıdır ki 15 Temmuz gecesi darbeyi önleyen, darbecilere meydanları dar eden millet, Türkiye'nin tarihinden vesayetin izlerini, yarınından muhtıra ve darbe fikrini söküp atmıştır. Bütün darbe heveslileri, vesayet sevdalıları bilmelidir ki, 250 şehidimizin kanıyla 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı yazılan manifesto bu ülke için sadece bir milat değil, kanla imzalanmış bir ahittir. Bizler, darbenin kendisi bir yana imasına dahi tahammülümüzün olmadığını; şehitlere verdiğimiz ahdimizin arkasında, millet iradesinin yanında, darbelerin ve ihanetin karşısında durmaya devam edeceğimizi herkese ilan ediyoruz. Türkiye artık darbecilerden hesap sorulan bir ülkedir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 103 amiral eskisi ve açıklamaları hakkında soruşturma başlatmış olmasını yerinde buluyor, faillerle birlikte iştirakçileri ve azmettiricileri de ortaya çıkaracak bir hukuki sürecin işleyeceğine inanıyoruz. Biz de Bingöl'deki STK'lar olarak 81 ilde milletin iradesine karşı bir müdahale hevesi olarak gördüğümüz bu meş'um açıklama ve o açıklamaya imza atanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Hazırladığımız dilekçeyi savcılığa teslim etmek için bir araya geldik. Millet olarak, irademize uzanmak isteyen elin ve arkasındakilerin ortaya çıkarılmasını, yargılanmasını, cezalandırılmasını istiyoruz. Vesayet sevdalılarına hadleri bildirilmeli, darbe heveslileri yargı önünde hesap vermelidir. Öte yandan bu bildiriye imza atanların siyasete müdahale aracı olarak kullandıkları rütbeleri ellerinden alınmalı, o rütbeler üzerinden elde ettikleri kazanç ve imtiyazlar sona erdirilmelidir.” |