TEMA Temsilcisi Cuma Karaarslan Ülkenin ve özellikle Bingölün içine girdiği kuraklık dönemi bu yazın susuz ve zor geçeceğini belirti
Yaşanan küresel iklim değişimi ile Bölgemizin kuraklık ve su sıkıntısının her geçen gün arttığını belirten karaarslan,özellikle kar yağışının olmaması yeraltı su kaynaklarının yeterince beslenemeyeceği ve ,engebeli olan coğrafyamızdan dolayı suyun depolanamayacağını belirti Karaarslan "Başta kar olmak üzere Yağışın azalması ve coğrafi özelliklerimiz nedeni ile suyun akış ile alt havzaları besleyeceğini,ancak bizi besleyen kaynak suların azalacağını ve hatta kuruma riski barındırdığına” vurgu yaptı
Bu nedenle özellikle sulama ve inşaat alanında su ihtiyaçlarını ilkbahar döneminde su hasadı ile depolamamız gerekir.Bu dönemde bahçelere konacak pilastik bidonlar veya başka depolama araçları ile özellikle çatı sularını buraya doldurmak ve sulama,inşaat sezonu bu suların kullanımını sağlayarak kuraklık etkisini az zararla geçirebiliriz
Su hasadı Bingölün kurtuluşudur diyen karaarslan iklim değişimi ve sonuçlarının kaotik bir bilinmez sistem etkisi olduğunu vurgulayarak,yeşil yaşam ve carbon izlerini azaltan kentsel kırsal yaşamın yeniden güçlendirilmesi gerektiğini söyledi
Yağmur sularının kanalizasyonlara derelere akması yüksek coğrafi alanlar için büyük kayıplara neden olmaktadır
İklim değişimi ile değişen kış şartlarının birkaç defa tekrar etmesi su kaynaklarının kesinlikle kuruması anlamına gelecektir
Bu yıl yaşanan bu durumun 2-3 yıl devam etme riskine bağlı olarak kar ile damla damla beslenen yer altı sularının kuruyacağı beklenmektedir
Bu nedenle azalıyor, az yağan yağışı nasıl toplarız diye düşünmemiz lazım. Yağmur suyunu denize veya kanalizasyona göndermemek gerekiyor. Yağmur hasadına gitmeliyiz, eskiden Anadolu’da yaygın olan sarnıçları geri getirmeliyiz" dedi.
2017 yılı yağış değerlendirmesi raporu’na göre, Türkiye 2017 yılında normalin altında yağış aldı. 2017-2018 yılı kışında kar yağışındaki yetersizlik bu sorunu daha da arttırarak ortalama yağışın 506,6 mm olarak kaydedildiği gözlenmiştir
Yağışlar, normalinden yaklaşık yüzde 11,7, geçen yıl yağışından da yüzde 15,2 daha az gerçekleşmiştir
Bingölde yağış normallerine ve geçen yıla göre yüzde 20'nin,kar yağışının ise % 50 nin üzerinde azalma gösterdi. Yağışların bu nedenli azalması sonucu meteorolojik ve hidrolojik kuraklık olduğunun bir göstergesidir
Bu olay Tarımsal kuraklığın önümüzdeki aylarda etkisini göstereceğinin bir göstergesidir.Mart- Nisan-Mayıs aylarında arazilerde ekim-dikim başladığında kuraklığın etkisini tarımda da görebiliriz.
Bu bakımdan su hasadı ve Anadolu su temin sarnıçlarına dönmek gerektiğini belirten TEMA temsilcisi “Eskiden Anadolu’da yaygın olan sarnıçları geri getirmeliyiz. Yağışlarımız artık azalıyorsa, ’az yağan yağışı nasıl toplarız’ diye düşünmeliyiz. Yağmur suyunu kanalizasyona göndermemeliyiz. Yağmur hasadı çok önemli. Şehirlerdeki havuzlu, göllü, dereli bütün depolama sistemlerine ve bu depoları besleyecek her damla yağmuru hasat etmemiz gerekmektedir
Kuraklıkta su bitince yapacak bir şey kalmıyor, Bu nedenle kriz yönetimi yoktur. O yüzden risk yönetimine gitmemiz lazım. Elimizdeki sudan tasarruf etmek için önlemler almalıyız. Onu da hemen şimdi yapmalıyız" "Öncelikle iklim değişikliğinin Türkiye’nin nerelerini, nasıl etkileyeceğini toprak, su nemini, yağmur miktarını her şeyini şimdiden belirleyerek doğru bir arazi planlaması yapmak lazım. Yani nereler tarım arazisi olarak öne çıkıyor, nereler tarım arazisi olmaktan çıkıp kullanılmaz hale gelecek buna bakmak lazım. Ona göre binalarımızı, şehirlerimizi doğru yere kurmalıyız. İleride öne çıkacak tarım alanlarını şimdiden başka amaçlarda kullanmamak gerekiyor.sistematik bir topyekün çalışma ile idareci ve halkın birlikte ortak anlayışlar ile çaba içinde olması gerekmektedir.