Çevre Bilimci Yazar Akyüz, Bingöl'de kuraklık riskine dikkat çekti
İklim değişikliği üzerine bilimsel çalışmalar yürüten Çevre Bilimci ve Yazar Dr. Emrah Akyüz, Bingöl’de iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık riskini gündeme taşıdı
Çevre Bilimci Yazar Akyüz, Bingöl'de kuraklık riskine dikkat çekti

"Dünyayı Kurtar: Temiz Çevrenin Bilimsel Sırları”, “Çevre Sorunlarına Bilinmeyen 100 Bilimsel Gerçek” ve “Çevresel Adalet” gibi çevre üzerine çok sayıda bilimsel kitabın yazarı olan Dr. Akyüz, yaptığı değerlendirmede, Bingöl ve çevre illerde iklim değişikliğinden dolayı kış mevsiminin önceki yıllara göre daha yumuşak geçeceğini ve bu durumun kuraklığı tetikleyeceğini belirtti.
"İklim Değişikliği Tüm Dünyada Şiddetini Arttıracak"
Dr. Akyüz, Sanayi Devrimi sonrası yaşanan iktisadi ve toplumsal dönüşümle birlikte özellikle Avrupa bölgesinde ekolojik dengenin hızla zarar görmeye başladığını, 1950’li yıllarda dünya nüfusunun artması ile birlikte küresel ölçekte çevre sorunlarının ortaya çıktığını hatırlattı.
Bu çevresel sorunların başında ise iklim değişikliği gelmekteğini ifade eden Akyüz, "Tüm dünyada yaşanan çarpık kentleşme, fosil yakıtların aşırı tüketimi, çiftlik hayvancılığı ve aşırı tarımsal faaliyetler nedeniyle sera gazlarının salınımı artmaktadır. İnsan eylemleri neticesinde atmosfere salınan sera gazları, yeryüzü ortalama sıcaklığının artmasını tetikleyerek iklim değişikliğine neden olmaktadır. Sera gazlarının salınımının artarak devam etmesi nedeniyle, iklim değişikliği önümüzdeki dönemlerde daha belirgin olarak kendini gösterecektir." diye konuştu.
"Türkiye, İklim Değişikliğinden En Fazla Etkilenecek Ülkelerden Bir Tanesidir"
İklim değişikliğinin küresel bir sorun olmasına rağmen, tüm ülkelerin aynı oranda etkileneceğini söylemenin mümkün olmadığını savunan Akyüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belli ülkeler sahip oldukları coğrafi ve iklim koşullardan dolayı küresel iklim değişikliğinden daha fazla etkilenme riski ile karşı karşıyadır. İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden bir tanesi de Türkiye’dir. Çünkü Türkiye’nin içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası, iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden bir tanesidir."
"Türkiye’de Orman Yangınları, Sel Felaketleri ve Kuraklık Daha Fazla Görülebilir"
Dr. Emrah Akyüz, iklim değişikliğinin etkileri bölgeden bölgeye farklık gösterdiğini, iklim değişikliğinin Türkiye’deki etkilerini de üç kısma ayırmanın mümkünlüğüne değindi.
"Birinci olarak iklim değişikliği Akdeniz ve Ege bölgelerinde orman yangınlarını tetiklemektedir." diyen Akyüz, "İkinci olarak iklim değişikliği yağış miktarının fazla olduğu Karadeniz bölgesinde su taşkınlarına neden olmaktadır. Üçüncü olarak ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış miktarının azalmasına bağlı olarak kuraklık sorununu tetiklemektedir. Bu nedenle iklim değişikliği ile mücadelede bölgesel politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir." dedi.
"Bingöl, Elazığ ve Malatya Kuraklık Riskinin En Fazla Olduğu Bölgeler"
Doğu Anadolu Bölgesinde bulunan Bingöl ve komşu illerin iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık sorunundan en fazla etkilenmesi muhtemel yerleri oluturğunu savunan Akyüz, Doğu Anadolu'nun batısı yarı kurak iklim tipinin özelliklerini göstermediğini aktardı.
İklim değişikliği nedeniyle bu bölgelerde yağış ve kar miktarında azalmalar meydana geldiğini dile getiren Akyüz, "Yakın gelecekte şiddetini daha da arttıracak olan iklim değişikliği, yarı kurak iklim içerisinde yer alan Bingöl’ün çölleşme riski ile karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Nitekim son zamanlarda kış mevsimlerinin önceki yıllara göre daha yumuşak geçmesi, Bingöl kentinin karşı karşıya kaldığı kuraklık riskini daha net bizlere göstermektedir." ifadelerini kullandı.
"İklim Değişikliği İle Mücadelede Etkili Politikaların Hayata Geçirilmesi Gerekiyor"
Dr. Akyüz, değerlendirmesinin son bölümünde, Bingöl’ün iklim değişikliğinden dolayı karşı karşıya kaldığı kuraklık riskine karşı etkili çevre politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Akyüz, şunları kaydetti:
"Bunun için atılması gereken ilk adım mevcut su kaynaklarının korunması ve rasyonel bir şekilde kullanılmasıdır. Türkiye tatlı su kaynakları açısından zengin bir coğrafyaya sahip değildir. Temel ihtiyaçlar dışında tatlı su rezervlerinin kullanımının kısıtlanması gerekmektedir. İkincisi, bölge halkının iklim değişikliği hakkında daha fazla bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Toplumun iklim değişikliğinin neden olduğu riskler ve bu risklere karşı yapılması gerekenler hakkında bilgilendirmesi lazım. Üçüncüsü, tarımsal faaliyetlerde daha az suya ihtiyaç duyan ürünlerin tercih edilmesi gerekmektedir. Tatlı su kaynaklarının önemli bir kısmı tarımsal faaliyetlerde kullanılmaktadır."

Kategori: Güncel
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal

KATEGORİ HABERLERİ

-