CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi; İktidara gelince ilk işimiz Esed’le barışmak olacak
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri Bingöl’de basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, CHP Urfa Milletvekili Aziz Aydınlık açıklamalarda bulundu.
CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi; İktidara gelince ilk işimiz Esed’le barışmak olacak

CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, CHP Urfa Milletvekili Aziz Aydınlık, CHP İl başkanı Hasan Aktaş ve il yönetiminin katılımıyla bası toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan vekiller mevcut iktidara yüklenip çare ve kurtarıcının CHP iktidarı olacağını savundu. Toplantıda CHP Ankara milletvekili Hakverdi’nin bir gazetecinin mülteci sorunu ile alakalı olarak verdiği cevapta “İktidara gelirsek ilk işimiz Eset’le barışacağız” demesi toplantıya damga vurdu. Toplantıda dikkat çeken bir diğer açıklama ise CHP Şanlıurfa milletvekili Aziz Aydınlık’tan geldi. Aziz Aydınlık, katılımcılardan birinin kendisine yöneltilen, “Neden 30 yıldır doğuda yoksunuz, sormuyorsunuz unutmuşsunuz “ sorusuna karşın; “Bugün HDP’nin tamamı bizim partimizden kopan insanlar. Bizim partimizden milletvekilliği yapan insanlardır. Birileri siyaset yaparken dini, birileri de dili kullandı biz de ortada kaldık” demesi dikkat çekti.

“Ülkemizde olağanüstü bir durum yaşıyoruz”

Basın açıklamasında konuşan CHP il başkanı Hasan Aktaş; “Ülkemizde olağanüstü bir durum yaşıyoruz. Dolayısıyla genel başkanımızın talimatlarıyla bugün ilimize Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ve Urfa Milletvekili Aziz Aydınlık geldi. İlimizdeki esnafımızın sorunlarını, ilimizdeki problemleri esnaftan halkımızdan dinleyecek.” dedi.  

“Bingöl’de olan sorunlar aslında Türkiye’nin de sorunu”

CHP Ankara milletvekili Ali Haydar Hakverdi yaptığı açıklamada; “Dört günlük bir çalışama için Bingöl’deyiz. Bingöl’de belli başlı sorunları tespit ettik. Pazartesi gününe kadar yapacağımız ziyaretler ile de tespit etmeye devam edeceğiz. Bingöl’de özel belli başlı bazı sorular var ama Bingöl’ün sorunu aslında Türkiye’nin de sorunu. Ekonomik kriz, enflasyon, işsizlik, işçi alımlarındaki hukuksuzluklar, yokluk ve yoksulluk Bingöl’de yoğun şekilde görülüyor Türkiye’nin genelinde olduğu gibi.

“Vatandaş TUİK’in yaptığı açıklamalara artık itibar etmiyor”

Hakverdi;  “Bingöl’de benzin fiyatının çevre ille göre farklı olduğunu öğrendik. Bingöl’de benzin diğer illerden bir lira daha fazla. Ve bu bana ilginç geldi. Dün TUİK dün bir Açıklama yapı enflasyon %73,5 olarak belirledi. Vatandaş artık TUİK’in yaptığı bu enflasyon açıklamalarına hiç itibar etmiyor. Köklü bir kurum maalesef itibarsız hale getirildi çünkü doğruları söylemiyor.“ dedi.

 “Cumhuriyetin bütün kurumlarına bir saldırı ve bir çürüme var”

Hakverdi; “Cumhuriyetin bütün kurumlarına bir saldırı ve bir çürüme var. Gerçekten ülke iyiye gitmiyor. Biz bunu şakşakçılıkla değil, kaygıyla söylüyoruz ve iyiye gitmesi için mücadele ediyoruz. Özellikle ülkeyi yeniden kurma yeniden aydınlığa çıkarma, yeniden refaha erdirme, barış ve huzur ortamını yeniden tesis etmek için var gücümüzle çaba sarf ediyoruz.” dedi.

“Gençlerimiz, kardeşlerimiz uyuşturucu ile zehirleniyor”

CHP Milletvekili Hakverdi, gençlerin uyuşturucu ile zehirlendiğini, bu duruma dur diyecek iktidarın kendileri olduğunu belirterek; “Gençlerimiz, kardeşlerimiz uyuşturucu ile zehirleniyor. Bunlara dur diyecek bir iktidar istiyorsanız bize katılın. Gerçekten yokluğu, yoksulluğu, açlığı bitirecek, adaleti getirecek bir iktidar istiyorsanız bize katılın.” dedi.

“Vatandaş Bingöl’de AK partiden vazgeçmiş”

Hakverdi; “Vatandaş Bingöl’de AK partiden vazgeçmiş. Yedisu ve Kığı yolu 10 yıldır yapılmıyormuş, böle bir şikâyet aldım. Sancak yolu çökmüş yapılmıyormuş, hastane ile ilgili “doktorlarımız yok”, özellikle “Elazığ’a gidiyoruz” diye şikâyetler var. Bingöl AK partiye buradan bakan vermiş. Hala bu sorunlar devam ediyorsa Bingöl halkı da bu dönem doğru olanı yapacağından eminim diyorum. İnşaallah tercihleri olmak isteriz, yeniden güzel, aydınlık ve adil bir ülkeyi kurmak için birlikte onlarla istişare ederek çalışmak isteriz.” dedi.

“Emperyalistler özel olarak dünyayı şekillendirme çabası yürütüyorlar”

Hakverdi konuşmasında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı; Bir gazetecinin; Malumunuz yakın zamanda ABD destekli Ukrayna Rusya ile savaştı. Şuanda Yunanistan’ın silahlandırılması yönünde iddialar var. Yunanistan’ın silahlandırılması Türkiye için bir tehdit olacak mı? Görüşlerinizi alalım. Bir başka soru da; Gaziantep’te bir yaşlı teyzemize bir şahsın tekme atması, bununla birlikte ülkemizdeki mülteci krizleri ile alakalı nasıl bir yol izleniyor, sizin bu konuda ki tavrınız nelerdir? Sorularına karşın Haksever yaptığı açıklamada; “Yunanistan’ın silahlandırılması konusunda dünyada bir gerilim siyaseti ve bu gerilim üzerinden de silah ticareti ve emperyalistlerin de özel olarak dünyayı şekillendirmesi çabası devam ediyor. Biz isteriz ki Atatürk’ün istediği gibi “yurtta sulh, cihanda sulh” gerçekten biz komşularımızla iyi olmak isteriz, onlarla iyi anlaşmak, ticaret yapmak isteriz. Onlarla sınır kapılarımız açık olsun, vatandaşlarımız birbirlerine gitsin gelsin, biz komşuyuz sonuçta. Gerçek anlamıyla komşularımızın vatandaşlarıyla bizim vatandaşlarımız kardeş olsun, barışık olsun, ticaret yapsın ve güvenlik anlamında da birlikte çalışsın. Bu he ülke için geçerli. Sınırlarımız içinde geçerli, dünya ülkelerinin tamamı için de geçerli.” dedi.

“Yunanistan tarafından yapılan ülkemiz karşıtı açıklamalar Türkiye’yi bir yerlere çekme adına bilinçli olarak yapılıyor”

Hakverdi; “Dünyada tabiki Rusya ve Ukrayna savaşı üzerinden şekillenen ve bir güç savaşı haline dönen, kendine bir şekilde taraf edinmeye, yer edinmeye çalışan, ekonomik çıkar elde etmeye çalışan büyüklü küçüklü birçok ülke var. Yunanistan’da da ülkemiz karşıtı açıklamalar yapıldı, kaç severdir yapılıyor. Bilinçli yapılıyor gibi şu süreçte. Türkiye bir yerlere çekilmeye çalışılıyor. Ama aslolan dış diplomasinin devamlılık arz etmesi, yani iktidarlar değişir. Ama hangi iktidar gelirse gelsin iktidar değişimi ile değişen bir politika olmamalı. Maalesef AK parti döneminde neredeyse bütün komşularımızla hiçbir sorunumu yokken, şimdi sorunu olmadığımız komşumuz kalmadı. Bu da AK partinin yanlış dış politikası sayesinde oldu. Dış politikada elbette biz ülkemizin yanında oluruz. Ama AK parti de dış politikalarda hata yapıyorsa bu hatalardan dönmesi için de var gücümüzle uğraşırız.” dedi.

“Sınırlarımız kevgir oldu, giren çıkan belli değil”

Hakverdi, CHP’nin mülteci karşıtı tavrı ve sınır dışı edilmesi görüşünü yineleyip mültecilere yönelik yaptığı açıklamaların devamında; “Mülteci krizi de bizim başından beri tavrımız aslında net.2015’te yayımlanan bir raporumuz var. Mülteciler bu kadar boyutlanmamıştı ülkede. Sayısı bu kadar değildi, kontrol altındaydı. 2015’teki o raporumuzda bir kontrollü sayı vardı ve bunlar mutlaka topluma adapte edilmeli, sosyal, ekonomik koşullar oluşturulmalı, kontrolsüz bir şekilde giriş çıkışları takip edilmeden veya daha sonra ülkemizdeki yaşantıları takip edilmeden, topluma adapte edilmeden herhangi bir uygulama yapılmamalı diye bir raporumuz var. Ama 2015’ten sonra çok şey değişti. Sınırlarımız kevgir oldu, giren çıkan belli değil. Ucu bucağı belli değil, kim geldi, ne amaçla geldi, nereye gitti takip edilmedi. Sayı da o kadar arttı ki artık kontrolü ve takip edilmesi mümkün olmadığı için ve hele de bir araya getirip topluma adapte boyutu misliyle artık çok ciddi boyutlara ulaştı için bugün itibariyle mültecilerin Suriye ile merkez hükümetle anlaşılarak karşılıklı bir uzlaşı ile davullu zurnalı göndermektir asıl niyetimiz.” dedi.

“Biz iktidara geldiğimiz gün Esat’la barışacağız”

Türkiye’nin Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönmeleri teklifini eleştiren Hakverdi, kendileri iktidara gelince aynı insanları kendilerinin göndereceğini savundu. Suriye’de sivil halkı katledip, binlerce masumun hayatını karartan ve ülkesinden göç edenlere karşı olumsuz tavır sergileyen Esed ile barışacaklarını söyledi. Hakverdi; “Türkiye bir milyon Suriye’liyi göndereceğiz dediğinde Esat dedi ki almıyoruz. Hadi gönderin bakalım. Nasıl göndereceksiniz? Niye Esat’la düşmanlar. Biz iktidara geldiğimiz gün Esat’la barışacağız. Merkezi hükümetle barışıp birlikte hem güvenlik politikalarını, hem ekonomik politikalarını hem mülteci politikalarını birlikte karar vereceğiz. İki ülkeyi ilgilendiren bir husus değil mi? Bunu Erdoğan hükümeti yapamaz ama bunu bizim hükümetimiz yapar. Mültecilere dair genel politikamız budur. 2015’teki raporu niye söyledim, bazen soru şeklinde geliyor; sizin 2015’te böyle bir raporunuz var. Evet, var, insan hakkı temelinde bir raporumuz var.” dedi.

“Mültecilerin ne yaptığını bilmiyorum,  artık evimden çıkmasını istiyorum”

Her fırsatta mülteci karşıtlığını yineleyen CHP şaşırtmadı ve mültecilerin sınır dışı edilmesini söyleyip, yaşam tarzlarını eleştirerek; “Bugün yedi yılda gelen mülteci mi dersiniz, sığınmacı mı dersiniz, kaçak dersiniz, ne olduğunu biz de bilmiyoruz mevcut hükümet de bilmiyor. Çünkü kontrol altında tutmadık ki. Bu yüzden gelen yabancıların mutlaka ama mutlaka kendi ülkelerine gönderilmesi lazım. Şöyle bir örnekle bitireyim bunu; “Ben evimde kaç kişiye bakabilirim, ekonomim belli, gelirim belli, ailem belli, çocuk sayım belli. Bir kişiye baktım, iki kişiye baktım. Ben evimde on kişiye bakamam ki. Bakabilir miyim, besleyebilir miyim, kabul edebilir miyim? Ülkemizde bu kadar sığınmacıyı kaldıracak ekonomik durumumuz var mı? Bir de gelen ekonomik sığınmacıların ne yaptığını göremiyorsam, ne yaptığını takip edemiyorsam, benim evime uyumlu davranmıyorlarsa, lavaboyu değil de başka yeri ihtiyaç için kullanmaya başlamışlarsa mesela ben evime kabul edebilir miyim? Ülke bu hale geldi. Evime giren çıkanın haddi hesabı yok. Ne yaptıklarını bilmiyorum, o yüzden ben artık onların evimden çıkmasını istiyorum. Bu ülke için de geçerli.” dedi.

“Doğu ve Güneydoğu’da çok büyük eksikliklerimizin olduğunu kabul ediyoruz”

CHP Urfa milletvekili Aziz Aydınlık ise yaptığı konuşmada; “Doğu ve Güneydoğu’da çok büyük eksikliklerimizin olduğunu kabul ediyoruz. Bundan dolayı bölgede daha ağırlıklı çalışmamız gerekiyor. Çiftçi ve sanayiciyi bitirdiler. Sanayici esnaf kalmadı. Bölgede hayvancılık da önemliydi o da kalmadı.  Zaten fabrikalar yok, sanayi yok. Olmadığı için de bizim bölgenin çok büyük sıkıntıları var.  Şuan et ithal ediliyor, hâlbuki bu bölgede yapılan hayvancılık Türkiye’yi iki katına besleyecek durumdaydı ama maalesef bunu bitirdiler. Bugün GAP Urfa’da on iki milyon dönüm arazi var, Türkiye’yi besleyecek bir şekilde. Ama bitiremediler, 12 milyon dönüm araziden 2.5 milyon dönüm arazi sulu ama bunun 7-8-9,5 milyon dönüm araziye daha su yetiştirilemedi. Doğu ve Güneydoğu’nun tamamında elektrikler günde 3-5 saat kesiliyor. Çiftçi, esnaf ve sanayi de bu durumdan sıkıntı çekiyor. “ dedi.

“Bugün HDP’nin tamamı bizim partimizden kopan insanlar”

Katılımcılardan gelen “yaklaşık 30-35 yıldır bu bölgede yoksunuz,  görünmüyorsunuz, bu bölgeyi niçin unuttunuz” sorusuna Urfa milletvekili Aydınlık cevaben; “Unutmak değil de zamanında Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugün HDP’nin tamamı bizim partimizden kopan insanlar. Bizim partimizden milletvekilliği yapan insanlar. Biz bölgeyi boş bıraktığımız zaman ikinci bir parti kuruldu ve biz dinle dil arasında kaldık. Bir tarafı din, bir tarafı dil. Diğer partiler buraya geldiler mi yok, onlar din üzerinden gittiler, diğeri dil üzerinden gitti. Biz ne din üzerinden gidebildik, ne de dil üzerinden gidebildik, ortada kaldık. Meydana çıkıyordu o günkü konjonktüre göre o günkü insanlar ile bu günkü insanların çok farklı olduğunu. Ama biz bu bundan sonra bölgeden çıkmayacağız gelip gidecez, siz de bize milletvekili verip göndereceksiniz.” dedi. (Ömer Aşkın-Bingöl Basın)

Kategori: Siyaset
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal

KATEGORİ HABERLERİ

-