Dr. Mahsum Avcu, çocuklarda zararlı alışkanlıklar konusunda, onları yargılamamak gerektiğini aksine onlarla güçlü bir iletişim kurma yolunu tercih etmek gerektiğini belirtti.
Avcu, gelişim çağında olan çocukların potansiyel bir zararlı alışkanlık bağımlısı veya kullanıcısı olabileceği tehlikesini hatırlatarak, bu durumun özellikle boşanmaların artmasıyla parçalanmış ailelerin çocuklarında daha fazla öne çıktığını söyledi.
“Zararlı alışkanlığı olan çocuklarda fizyolojik ve psikolojik belirtilere dikkat edilmelidir”
Dr. Masum Avcu, “Çocukların zararlı alışkanlık edinip edinmemesi ile ilgili genelde uyku bozukluğu varsa, son zamanlarda davranışlarında özellikle anne babasıyla iletişiminde bir değişiklik olmuşsa, hatta bazen okul başarılarında bir değişiklik olmuşsa bunu buradan bulma şansımız var. Ama bazen özellikle tütün ve tütün mamulleri dediğimiz diğer zararlı alışkanlıklar gibi madde kullanımlarında bu durum temelde vücuda yansıyor. Gözlerdeki kızarıklık, yüzde buruşukluk gibi buna benzer durumlar çocuğun zararlı alışkanlar edinme veya kullanımıyla ilgili bilgi veriyor. Bu durum en fazla uykusunda belli olur. Geceleri sık sık idrara çıkma, uykusunda sıçrama, salya akması, dişlerini gıcırdatması gibi belirtiler olur ama bütün bunların yanında çocuk içine kapanmışsa, anne babayla iletişimi kesmişse burada da bir anormal durumun olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
“Çocukları yargılamayın”
Çocukta zararlı alışkanlıkları fark eden ebeveynlerin çocuklarına karşı tutumları noktasında da uyarılarda bulunan Avcu, “Çocuğumuzun bu durumda olduğunu ilk fark ettiğimizde hiçbir şekilde yargılamadan, eleştirmeden öncelikle durumunu onu anlayabileceğimiz iyi bir iletişimle ona ne olduğunu, nelerin yolunda gitmediğini sorup çocukla paylaşmamız gerekiyor. Biz çocuğa ne kadar şeffaf ve hoşgörülü bir şekilde onu anlayabileceğimiz şekilde yaklaşırsak, çocuğun da bize yaklaşması o oranda fazla olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Zararlı alışkanlıklara müptela olanlar daha çok parçalanmış ailelerin çocuklarında gözlenmekte”
Boşanmaların artığına dikkat çeken Avcu, bununla beraber ortada ilgisiz kalan çocukların potansiyel bir bağımlı olabileceğini hatırlatarak, “Tabi ki bütün bu süreçlerden önce şunu da yapmak lazım; zararlı alışkanlıklar edinen ya da edinme durumu olan çocukların bu alışkanlıkların nedenlerine baktığımızda burada parçalanmış aile çocukları ön plana çıkıyor. Bu, özellikle önemli bir konudur. Bilindiği üzere son zamanlarla boşanma oranları çok fazla. Parçalanmış aileden derken anne babanın birinin ölüm dolayısıyla olmayışı değil, ayrılıklar ve boşanmalardan bahsediyoruz. Çocuklar eskisi kadar olmasa bile onların yine anne babası olduğunu bilmek lazım. Anne babalar birbirleriyle boşansalar bile çocuklarından boşanamazlar ve aynı ilgiyi göstermemiz gerekiyor.” dedi.
“Aile içi çatışmalarda çocuk duygusal gerginliğini azaltma adına dışarı yönelir”
Avcu,”Aile içi şiddetli geçimsizlik ve çatışma durumunda çocuğun dışarı yönelip zararlı alışkanlıklara müptela olabileceğinin altını çizerek, “Bir diğer husus ise aile içi çatışmalar varsa çocuğun tekrardan zararlı alışkanlıklar edinmesi, dışarıya yönelmesi gibi süreçleri olabiliyor. Aile içi çatışmalar özellikle çocuğu dışarı yöneltebiliyor. Çocuk içerisinde bulunduğu duygusal gerginliği azaltmak adına dışarıya yönelir. Dışarıda sosyal çevresi varsa stres atma adına buraya yönelebilir. Buraya dikkat etmekte fayda vardır.” dedi.
“Zararlı alışkanlıklara yeni başlayan çocuklarda önleyici ve koruyucu çalışmalar yapılmalıdır”
Avcu, “Zararlı alışkanlıklar noktasında çocuk buna yeni başlamışsa ya da tütün mamulü veya alkol gibi alışkanlıklar edinmişse, yeni başlayan durumlarda genellikle önleyici veya koruyucu çalışmalar yapıyoruz. Hemen bir uzmandan yardım almak iyi ve faydalı olur. Kullanıcı ayrı bağımlı ayrıdır. Eğer yeni başlamış ise okula devam ediyorsa okul rehber öğretmenden, okul psikolojik danışman servisinden destek almakta fayda vardır. Eğer okul psikoloji danışmanını aşan bir durum ise çocuk ve ergen psikiyatri bölümünden destek almak lazım. Bunun yanında öncelik olarak anne ve baba olarak çocuğumuzla bu konuyu paylaşmamız, konuşmamız ve nasıl bir yardım süreci geçireceğimize dair fikir alışverişinde bulunmamız iyi olur. Ama diyelim ki çocuğumuz bağımlıysa ve biz far etmedik o zaman öncelikle çocuk ve ergen psikiyatristi devreye girer ve çocukta bir arındırma işlemi olması gerekiyor. Arındırma işlemi de psikiyatri kliniğinde yapılıyor. Üniversitemizden de destek alma şansımız var ama öte yandan YEDAM yani YEŞİLAY klinikleri ya da danışmanlık merkezleri var. Buralardan veya okul psikolojik destek bölümlerinden de destek alma şansımız var. Bunun yanında devlet hastanelerinde psikologlarımız var onlardan da destek alma şansımız var.” şeklinde konuştu.
“Benim çocuğum yapmaz diye bir lüksümüz yok”
Zihinsel, psikolojik, sosyal veya fizyolojik olarak gelişim çağında olan her çocuğun zararlı alışkanlıklar edinme potansiyeline sahip olduğunu söyleyen Avcu, “Gelişim çağında olan her çocuk zararlı alışkanlıklar edinme potansiyeline sahiptir. ‘Benim çocuğum yapmaz’ gibi bir durum yoktur. Her çocuk içinde bulunduğu sosyal çevre ya da içinde bulunduğu ortamda buna müsaittir. Burada ‘benim çocuğum yapmaz’ diye bir lüksümüz yok. Temelde baktığımızda her çocuk bu potansiyele sahiptir. Anne babaların çocukla sağlıklı iletişim kurmalarında fayda vardır. Anne babalar mutlaka çocuğunu daha iyi anlamaları açısından anne baba okullarından destek almaları ya da anne babanın çocuğunun gelişim düzeyiyle ilgili mutlaka bilgi sahibi olmaları gerekir. Çocuklarının hangi yaş döneminde hangi davranışları sergileyebileceğini, nereye ve nelere yönlenebileceğini, sosyal çevresiyle ilgili bilgileri, uykusuyla ilgili durumları bilmesi gerekiyor. Bunun yanında varsa herhangi bir patolojik ve psikolojik problemiyle ilgili mutlaka tetikte olmalı ve erkenden önlem alması gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.
“Üniversitemizde de psikolojik destek sunmaktayız”
Üniversite bünyesinde çocuklara ve ailelere psikolojik destek sunduklarını belirten Avcu, “Üniversitemizde bağımlı olmayan çocuklarda özellikle zararlı alışkanlıklar konusunda psikolojik destek hizmetlerimiz var. Rektörlük bünyesinde psikoloğumuz da var, psikoloğumuz aracılığıyla da bu tür vakalarda hem ailelere hem de çocuklara desteğimizi sunuyoruz." dedi. (Ömer Aşkın-İLKHA)