Tıpta özet olarak tanımlanmamış hücre olarak bilinen kanser hastalığı ile ilgili mücadele sürüyor. Çağdaş tıpta henüz net bir tedavisi bulunmayan kanserle ilgili araştırmalar sürerken bu sinsi ve amansız hastalığın farkında olmak ve uzmanların konu ile ilgili uyarılarına kulak vermek gerektiği belirtildi.
“Kanser sebebi bilinen ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alan önemli bir halk sağlığı sorunudur”
Mesajda, “Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölüm nedenleri sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Gelecek yıllarda dünya nüfusunun artması, yaşlanması ve kansere yol açabilecek risk faktörlerine daha çok ve daha uzun süre maruz kalınması ile birlikte gerek tanı konacak kanser olgu sayısının artışı, gerekse yüksek tedavi maliyetleri nedeniyle kansere bağlı ekonomik, sosyolojik ve psikolojik yükün artması beklenmektedir. Oysa erken teşhis edildiğinde tedavinin mümkün olduğu ve yaşam kalitesinin artırılabildiği kanser türleri olduğu düşünülürse korunmanın önemi daha da artmaktadır.” ifadelerine yer verildi.
“Kanser maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren bir hastalıktır”
Mesajda kanserin etkileri noktasında, “Teknolojinin ve tıbbın ilerlemesi ile elde edilen sonuçların daha etkin kullanılması ve halkı bilgilendirme/bilinçlendirme/farkındalık kazandırma çalışmalarına yoğunluk verilmesi amacıyla düzenlenen “1- 7 Nisan Ulusal Kanser Haftası” etkinlikleri, kanser mücadelesinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Kanser beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılı verilerine göre; küresel bazda 19.2 milyon yeni kanser vakası tespit edilmişken, kansere bağlı 9.9 milyon ölüm gerçekleşmiştir. Dünya genelinde 75 yaşına kadar her 5 kişiden 1 kişinin kansere yakalanacağı ve her 10 kişiden 1’inin ise kanser nedeniyle hayatını kaybedeceği tahmin edilmektedir. Dünyada ve ülkemizde ilk sıralarda yer alan kanser türleri akciğer, meme ve kolorektal kanserler olarak benzerlik göstermektedir.” ifadeleri yer aldı.
Kanserin nedenleri noktasında Kanserin gelişiminde, yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörler etkili olduğu belirtilerek, “Çevresel faktörler arasında yer alan; tütün kullanımı, alkol tüketimi, fazla kilolu ve/veya obez olma ve enfeksiyonlara maruziyet gibi risklerin engellenmesi yolu ile gelişmekte olan kanserlerin günümüzde yüzde 30, yüzde 50 oranında önlenebileceği bilinmektedir. Özellikle tarama programları ve kanser belirtilerinin erken fark edilmesi, teşhis ve tedavi hizmetlerine erken dönemde erişilmesi yolu ile uygulanan tedavinin yaşam kalitesine çok şey katabildiği kanser türleri göz önüne alınırsa, korunmanın önemi daha da artmaktadır. Yapılan çalışmalar yirmi birinci yüzyılda kanser konusunda en önemli kontrol stratejisinin korunma ve erken teşhis olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu kapsamda; kanserojen maddelerin tespiti, risk faktörlerinden kaçınma, tarama ve erken tanı en önemli kanser kontrol stratejileri arasında yer almaktadır.” İfadeleri kaydedildi.
Mesajda kanserle ilgili şu bilgiler yer aldı:
Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) bünyesinde hizmet veren Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’nde;
40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir meme kanseri taraması
30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir rahim ağzı kanseri taraması
50-70 yaş arası kadın ve erkeklere 2 yılda bir kalınbağırsak kanseri taramaları
Ücretsiz olarak yapılmaktadır.
Tarama sonrası sonucu pozitif ya da şüpheli çıkan kişiler, tarama sonrası teşhis merkezlerine yönlendirilmekte ve ileri tetkikleri yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleri ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yürütülmektedir.
Kansere karşı mücadelede “Farkındalık ve Bilinç Düzeyinin Artırılması” önemli diğer bir strateji olup, ülkemizde “Kanser Haftası” olarak kabul edilmiş olan Nisan ayının ilk haftası boyunca düzenlenen çeşitli etkinliklerle konuya dikkat çekilmektedir. Her yıl 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftasında, sağlıklı bir toplum için önemi giderek artan kanser hastalığına karşı halkta farkındalık oluşturmak, taramalara katılımı artırmak için düzenlenen bu etkinliklerle halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek hedeflenmektedir. Ancak tüm bu çalışmaların yılın bir haftası ile sınırlı tutulmayıp yıl boyunca sürdürülmesi kanserle mücadelede akılda tutulması gereken bir unsur olup önemli kazanımlar sağlayacaktır.” (Ömer Aşkın-İLKHA)