Gülen, ergenlik döneminde ergenin karşı çıkma ve otoriteye karşı durma eğiliminde olduğunu söyledi.
Gülen, karşı çıkma eğiliminin normal bunun aksinin anormal olduğunu belirterek ergen kişi aksi davranışlar sergilemiyorsa asıl sıkıntı buradadır. Bu süreçteki aykırılıklara karşı ebeveynlerin duyarlı olmalarını ve bu durumu normal karşılamaları gerektiğinin altını çizdi.
“Ergenlik dönemi biyolojik, fizyolojik ve psikolojik ve duygusal açıdan farklı bir dönemdir”
Ergenlik dönemini bilmek ve tanımak gerektiğini söyleyen Gülen, “Çocuk doğduğunda ilk 6 ay anne sütü çok önemli. Bu, o dönemin gelişimi itibarıyla ihtiyacı olan şeydir. Çocuk zaman geçtikçe büyür ve ergenlik dönemine gelir. Ergenlik dönemi biyolojik, fizyolojik, psikolojik ve duygusal açıdan farklı bir dönemdir. Bu dönemi yaşayanlar bizim gibi düşünmezler, bizim gibi hissetmeler ve o dönemde de fiziksel anlamda çok hızlı bir büyüme dönemine giriyorlar. Bedenleri çok hızlı büyüyor, duygusal olarak farklıklar oluyor.” dedi.
“Tarihsel süreç içerisinde ergenler toplumda her zaman farklı olarak algılanmışlardır”
Bu dönemin ebeveynler için çok önemli olduğunu söyleyen Gülen, “Aristoteles bile binlerce yıl önce ergenlerden şikayetçi olmuş ve ‘bu günkü gençler çok saygısız ve kabalar. Bunlar gelecekte ülke yönetiminde nasıl görev alır?’ gibi söylemi var. Bu açıdan baktığımız zaman tarihsel süreç içerisinde ergenler toplumda her zaman farklı olarak algılanmışlardır. Ama bu farklılıkları onların bugüne özel bir durumları değildir. Biyolojik açıdan bu normal bir süreçtir.” İfadelerini kullandı.
“Ergenlik dönemindeki olması gereken bazı krizler yaşanmıyorsa asıl tereddüt oradadır”
Gülen, “Her dönemin gelişim özellikleri vardır ve o dönemin getirmiş olduğu bazı krizler vardır. Ergenlik dönemine de baktığımız zaman fizyolojik olarak çok hızlı büyümeleri var, duygusal farklılıkları var. Karşı çıkma eğilimleri çok fazladır. Otoriteye karşı gelme durumları vardır ve kendi akranları dışında diğer insanlarla bir şeyleri paylaşmaz ve pek güvenmek istemezler. Bu açıdan bakıldığında ergenleri anlamakla ilgili bazı zorluklar çekiyoruz. Bazen ebeveynlerin tepkisi şu oluyor, ‘odasına kapanıyor, bizimle bir şey paylaşmıyor’ gibi. Bu aslında çok normaldir. Ergen diğer taraftan çok sorgulayıcı olur. Kimliğini sorgular, inancını sorgular. Bunlara baktığımızda bunlar da normaldir. Eğer ergenlik dönemindeki bir çocuk karşı çıkmıyorsa, kimlik arayışı içerisinde girmiyorsa, çok uysal ise, o ergenlik döneminin getirmiş olduğu fizyolojik, duygusal ve ruhsal olarak o kriz dönemlerini yaşamıyorsa aslında bizim orada biraz tereddüt etmemiz gerekiyor ve o konuda kaygılanıp korkmamız gerekiyor. Ama ergen size karşı çıkıyor, odasına kapanıyor ve ergenlik döneminin getirmiş olduğu özellikleri yaşıyorsa bizim bu konuda mutlu olmamız lazım ve şunu düşünmeliyiz, ‘evet bizim çocuk ergenlik dönemine giriyor ve ergenlik döneminin getirmiş olduğu doğal süreçleri yaşıyor.’ Bu anlamda onları çok iyi anlıyor olmamız lazım.” İfadelerinde bulundu.
“Ergenle iletişimi sağlıklı bir şekilde yürütmemiz gerekir”
Ebeveynlerin ergenleri nasıl anlaması gerektiği hususunda ise Gülen, “Bu dönemin geçici bir durum olduğunu bilip onları çok iyi dinliyor olmamız gerekir. İletişimi sağlıklı bir şekilde yürütmemiz gerekiyor. Ama biz ne yapıyoruz, istiyoruz ki ergen kişi çok uysal olsun, evde olsun, her dediğimizi yapsın ama dışarıda da çocuk canavar gibi olsun, herkese karşı gelsin, kendi hakkını savunsun, kendini kimseye ezdirmesin gibi düşünürüz. İşte burada bir çelişki ortaya çıkıyor. Dışarıda istediğimiz davranışları neden evde istemiyoruz? Bu açıdan ve farklı bir bakış açısıyla ergene bakmak lazım.” dedi.
“Ergenle tartışmaya girdiğinizde ergen onu mutlaka kazanmalıdır”
Ergenle tartışmanın kazananının olmadığını söyleyen Gülen, “Siz bir ergenle bir tartışmaya girdiğinizde mutlaka onu kazanmak zorundadır. Kazanması da lazım çünkü kendini öyle ifade ediyor. Dolayısıyla siz onunla tartışır ve üstün gelmeye çalışırsanız, otoritenizi üstün kılmak isterseniz başarısız olacaksınız. Bu normal bir süreçtir, bunu kabul etmemiz ve bu dönemin geçici bir süreç olduğunu bilmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı. (Ömer Aşkın-İLKHA)