Ulu Camii'den başlayan yürüyüş, Telekom Kavşağına kadar devam etti. Yürüyüş boyunca siyonist işgalcileri tel'in eden sloganlar atıldı.
Yürüyüşün ardından toplanan kalabalığa hitaben basın açıklamasını, HÜDA PAR İl Başkanı Refik Alpaya okudu.
Konuşmasına Hücurat süresi 15.ayeti okuyarak başlayan Alpaya, "İman edenler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. Aksa Tufanı operasyonu ile başlayan direnişin altıncı ayını doldurmak üzere olduğu bu mübarek günlerin, tüm ümmet için hayırlara ve kurtuluşa vesile olmasını dilerim. Sabırla direnişin, mal, can ve tüm imkânlarla yürütülecek ihlaslı mücadelenin zafer için zaruri olduğu bilinciyle yılgınlık ve gevşeklik göstermeden her hafta Aksa davası için ahde vefasını ilan edip yenileyen siz değerli kardeşlerimizi tebrik ediyoruz. Mescid-i Aksa'nın muhafızlarına, murabıtlarına, Gazze'nin kahraman mücahitlerine ve izzetli halkına selam olsun. Bir an olsun Aksa'yı, Gazze'yi, Filistinli mazlumları gündemlerinden düşürmeyen dert ve vicdan sahiplerine de selam olsun. Mübarek Ramazan ayında, siyonist vahşet ve soykırım hız kesmeden devam etmektedir. Tarihte eşine az rastlanır barbarca saldırılarda şehit sayısı 33 bine, yaralı sayısı ise 75 bine dayanmış bulunmaktadır. Refah'ta daracık bir alanda muhasara altında tutulan kardeşlerimizin topyekûn imhası için siyonist planlar, hazırlıklar yapılmaktadır. Neredeyse tüm bina ve tesislerin, altyapının tahrip edildiği Gazze'de muhasara, katliam, açlık ve kıtlıkla topyekûn bir halk soykırımla yok edilmek istenmektedir. Yok edilmek istenen sadece Filistinlilerin maddi manevi varlığı değildir. Siyonistler, işbirlikçileri, yardımcıları ve hamileriyle birlikte tüm Müslümanların varlığına, değer ve mukaddesatlarına kast etmektedirler. Zira bir İslam beldesine yapılan saldırı tüm ümmete yapılmış demektir. Hele hele mübarek kılınmış, ilk kıblemiz söz konusuysa buna karşı birlik halinde karşı koymak tüm Müslümanlar için şeri görevdir.” dedi.
“Başta İslam ülkelerinin yöneticileri olmak üzere etkili ve yetkili tüm unsurlar, bu mekanizmaya dâhil edilmelidir”
Gazze, Aksa ve Filistin davasının zalim ve emperyalistlerin insafına terk edildiğine değinen Alpaya, “Ancak ne acıdır ki gelinen noktada Gazze, Filistin ve Aksa davası yalnız bırakılmıştır. Tecrit, açlık ve katliam uygulamalarıyla soykırıma tabi tutulan kardeşlerimiz; maalesef siyonistlerin, ortakları olan zalim ve emperyalistlerin insafına terk edilmiştir. Gazze’ye gıda, su, ilaç gibi temel ihtiyaç malzemelerinin yeterli ve düzenli şekilde ulaştırılması bile halen sağlanamamıştır. Yardım girişleri, siyonistler tarafından açık ve pervasızca engellenmektedir. ABD ve işbirlikçilerinin havadan yaptığı göstermelik onur kırıcı yardımlar, bu yardımlara ulaşmaya çalışanlara yönelik katliamlar ve paraşütle atılan yardımlara ulaşmaya çalışırken denizde boğularak veya ezilerek şehit olan kardeşlerimizin görüntüleri hala bizi harekete geçiremeyecekse vay halimize! İnsani yardımların siyonist ve işbirlikçilerinin inisiyatif ve izninden bağımsız şekilde sürekli ve yeterli sağlanması için gerekli mekanizmalar Müslümanların ortak girişimiyle oluşturulmalıdır. Başta İslam ülkelerinin yöneticileri olmak üzere etkili ve yetkili tüm unsurlar bu mekanizmaya dâhil edilmelidir. Refah'tan karayoluyla düzenli yardım girişleri sağlanmalı, denizden ve havadan da yardım koridorları oluşturulmalıdır. Bu mekanizma ve organizasyon için uluslararası bir konsey veya yapı kurulmalıdır. Bunun yapılmaması veya yapılamaması halinde asgari düzeyde bile yükümlülüğünü yerine getirememiş, zillet ve meskenet damgasıyla damgalanmış birey ve topluluklar olarak tarihe kaydedileceğimiz unutulmamalıdır. Bu aşamada siyonistlerle ticari ilişkilerini kesmeyen, buna mazeret uyduran kişi, şirket, yapı ve devletlerin başta Aksa ve Kudüs davası olmak üzere İslam'a ve Ümmete ihanet içinde oldukları açıktır. Bizimle savaş halinde olan, kardeşlerimizi soykırıma tabi tutanlarla hiçbir şey olmamış gibi ticaret yapmanın; hele hele onlara silah yapımında kullanılan malzemelerin, yakıtın, gıda ve sair lojistik malzemelerinin teminini sağlayan ticari ilişkilerin hiçbir mazereti ve maslahatı olamaz. Tüm kamuoyu baskısına ve itirazlara rağmen siyonistlerle ticaretlerini kesmeyenlere açık çağrımızdır; Bir an önce bu rezalete son verin! Aksi halde bu ısrarınız ihanet olarak hanenize yazılacaktır. “ ifadelerini kullandı.
“Ateşkes görüşmeleri siyonistlerin ve hamisi ABD'nin inisiyatifine terk edilmemelidir”
Siyonistlerin ve ABD'nin şeytanca planlarına, diplomatik oyunlarına, zulüm ve katliamın devamı için oyalama taktiklerine karşı uyanık ve bilinçli olunması gerektiğini vurgulayan Alpaya,”Gazze'de kalıcı ateşkes için yapılan görüşmelerde sonuç alınamamıştır. Siyonistlerin habis emellerini hayata geçirecek, Müslümanların zilletini ve nihai noktada esaretini netice verecek, HAMAS ve direniş güçlerini tasfiye edecek siyonist tezler şart olarak dayatılmaktadır. Bu şartlarla adil ve onurlu bir ateşkes yapılamaz. ABD'nin geçen günlerde Birleşmiş Milletlere sunduğu ve kabul edilen ateşkes tasarısı bu çerçevede siyonist hedeflere hizmet etmektedir. Ayrıca Gazze'ye denizden yardım bahanesiyle ABD tarafından Gazze'de yapılması düşünülen, kontrol ve idaresi siyonistlere verilmesi düşünülen iskele veya limanın Gazze'de kalıcı işgale hizmet eden bir adım ve hile olacağı unutulmamalıdır. Siyonistlerin ve ABD'nin şeytanca planlarına, diplomatik oyunlarına, zulüm ve katliamın devamı için oyalama taktiklerine karşı uyanık ve bilinçli olunmalıdır. Yapılacak ateşkes görüşmeleri siyonistlerin ve işbirlikçisi, hamisi ABD'nin inisiyatifine terk edilmemelidir. Gazzeli, Filistinli kardeşlerimizin izzet ve onurunu, varlığını garantiye alan kalıcı bir ateşkes için ümmetin tüm imkanları seferber edilmelidir. Etkili bir kamuoyu baskısıyla diplomatik girişimler başlatılmalı ve siyonist katliam ve abluka bir an önce sona erdirilmelidir. HAMAS ve direniş güçlerinin tasfiyesine yönelik hiçbir anlaşma kabul edilmemelidir. Aksa ve Kudüs davasının sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların derdi ve davası olduğu asla unutulmamalıdır. Bu mübarek ayda yapılacak hayırlı işlerin affa ve mağfirete vesile olacağı bilinciyle dualarımızla birlikte Gazze için daha fazla yardıma ve desteğe koşalım. Siyonizme, zulme olan öfkemizi, boykotumuzu sabırla sürekli direniş haline getirelim. Seçim veya diğer gündemler bizi asla Gazze'den, Aksa davasından uzaklaştırmamalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ayının manevi ikliminin mazlum Gazze'nin kurtuluşuna, ümmetin dirilişine, vahdetine vesile olması temennisiyle Allah'ın selamı hepimizin üzerine olsun.” şeklinde konuştu.
Program, yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)