Teravih namazı erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir
​Ramazan gecelerini ihya etmek için kılınan teravih namazı, orucun değil vaktin sünneti olduğu için bir mazereti dolayısıyla oruç tutamayanlar için de sünnet-i müekkededir.
Teravih namazı erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir

Sözlükte rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, İslami bir terim olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaz demektir.

Hazreti Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını (Teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” buyurarak teravih namazına teşvik etmiştir. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir.

Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu hâlde, teravih namazının cemaatle kılınması Hazreti Peygamberin (Aleyhisselatu vessellem) uygulamasıyla sabittir. Nitekim Hazreti Peygamber teravih namazını birkaç defa cemaate kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaate kıldırmaktan vazgeçmiştir.

Hazreti Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp, tekrar cemaatle kılınmasının daha uygun olacağını düşünmüş ve sahabeyle istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “Ne güzel bir âdet oldu” diyerek memnuniyetini belirtmiştir. Hazreti Ali de bu uygulama sebebiyle “Ömer mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi, Allah da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın.” diye dua etmiştir.

Teravih namazı kaç rekâttır?

Yaşamış olduğumuz ülkede teravih namazı her ne kadar sabit 20 rekât olarak kılınıp aramızda fazla ihtilaf konusu olmasa da başka ülkelerde böyle değildir. Hatta bazen bu ihtilaf, karşıt tarafların birbirlerini bid'atçı olarak itham etmelerine dahi sebebiyet vermiştir. Bu hususta iki grup aşırıya kaçmıştır;

Birincisi; teravih namazını sadece sekiz rekât olarak görüp, daha fazla kılanları bid'atçı ve yanlış yolda bulunmakla itham edenler. İkincisi de teravihin 20 rekât olduğu görüşüne gidip, daha az veya daha fazla kılanları sünnete ve icmâa muhalif sayanlar...

Hâlbuki imani değil de ibadete taalluk eden bu mesele ümmet arasında kalbi ihtilaflara sebebiyet vermemelidir. İmam İbnu Teymiyye konuyla ilgili derki: “Her kim Efendimiz (aleyhissalâtu vesselam)'ın teravih namazını belli bir rekâtla sınırlandırır da kendisinin bundan ne eksik ne de fazla kıldığını iddia ederse muhakkak ki hata etmiştir."

Aralarında Şafi, Hanbeli ve Hanefi mezheplerinin de bulunduğu ehli sünnet âlimlerinin büyük çoğunluğuna göre teravih namazı 20 rekâttır. Cumhurun bu konudaki delili İmam Müslim'in rivayet ettiği Hazreti Ömer (radıyallahu anh) zamanında cemaatle kılınmaya başlanan teravih namazının 20 rekât olarak kılınması ve sahabelerden hiç kimsenin buna itiraz etmemesidir. Çünkü Hazreti Ömer (radıyallahu anh) burada yanlış yapmış olsaydı muhakkak sahabeler kendisine itiraz ederdi.

İslam âlimleri bu hususta, dört büyük halifen biri olan Hazreti Ömer'e tabi olarak onun sünnetini (yolunu) esas almışlardır. Zira Efendimiz (Aleyhissalâtu vesselam) bir hadisi şeriflerinde “Benden sonra ihtilaflar çıkınca, sünnetime ve Hulefa-i raşidinin sünnetine uyun! Onlara azı dişinizle ısırır gibi sımsıkı sarılın! (Buhari, Tirmizi) diye buyuruyor.

"Nafile namazlar için belirli bir rekât tayin etme zorunluluğu yoktur"

Maliki mezhebine göre ise teravih namazı 36 rekâttır. Bazı rivayetlere göre dört büyük halifeden sonra belli bir zaman Medine'de teravih namazı bu şekilde kılındı. Ömer Bin Abdülaziz de teravih namazını 36 rekât kılanlar arasındadır.

Teravih namazının sekiz rekât olduğunu söyleyenler ise delil olarak Hazreti Aişe validemizin şu hadisini getirirler: "Peygamber (Aleyhissalâtu vesselam), ne Ramazan'da ne de Ramazan dışında (vitir dâhil olmak üzere) 11 rekâttan fazla kılmazdı."

Özetle; teravih namazı sünnettir. Farz namazlara tabi olan revatip sünnetlerin dışında kılınan nafile namazlar için belirli bir rekât tayin etme zorunluluğu yoktur. Efendimiz gece ibadetlerini yaparken kıyamda kıraati çok fazla uzatırdı. Belki bu sebeptendir ki kendisi geceleri vitir namazı dâhil olmak üzere 11 rekât nafile namazı kılardı. Hazreti Ömer zamanında ise halkın durumu göz önünde bulundurularak kıraat kısaltıldı, rekâtlar uzatıldı. Her ne kadar sonrasında teravihin rekât sayısı 36'ya yükselse de mezhep imamları arasında 20 rekât kalıcı olarak yerleşmiş oldu. 

Teravih namazını 8 rekât ile 20 rekât kılan kimse hata etmiş veya bid'at işlemiş sayılmaz. Her iki durum da sünnete muhalif değildir. Eğer kişi uzun kıraatte bulunacaksa 8 rekât, kısa kıraatte bulunursa 20 rekât olarak teravih namazını kılabilir. Fakat teravih namazını camide kılmak ve orda kılınan rekât sayısını esas almak en faziletli olanıdır.

Teravih namazını dörder rekât olarak kılmak caiz midir?

Sünnet olan nafile namazların ikişer rekât olarak kılınmasıdır. Efendimiz (aleyhissalâtu vesselam) nafile namazlarını daima iki rekât olarak kılar sonunda selam verirdi. Bu konuda Sevgili Peygamberimizi örnek almamız gerekir. Efendimiz (Aleyhissalâtu vesselam) bir hadis-i şeriflerinde "Benim namaz kıldığım gibi siz de namaz kılınız." (Buhârî) diye buyuruyor.

Hanefi mezhebine göre teravih namazını, dört rekât bir selamla kılmak caiz olmakla birlikte mekruhtur. Şafi mezhebine göre ise bir kimse bilerek dört rekât olarak teravih namazını kılarsa namazı geçersiz olur. Fakat ikinci rekâtta selam vermeyi unutur da ayağa kalkarsa namazını dört rekât olarak tamamlayarak kılabilir. Maliki ve Hanbeli mezhebine göre ise efdal olan teravih ve diğer sünnet namazlarının iki rekât olarak kılınmasıdır. Dört rekât kılınırsa da caizdir ama sünnete muhaliftir.

Kaza namazı dururken teravih kılınmalı mıdır?

Kişinin kaza namazları dururken nafile namazı kılmasının caiz olup olmaması hakkında fıkıh âlimleri arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Şafi ve Hanbeli mezhebine göre bir kimsenin kazaya kalmış namazları varsa ne teravih ne de diğer nafile namazlarını kılabilir. Hanefi mezhebine göre ise kişi, önceliğini kaza namazlarına vermelidir. Bu durumda olan kimsenin farz namazlara tabi olan revatip sünnetleri dışında nafile namaz kılması mekruhtur.

Şafi olan kimse, eğer kaza namazları varsa teravih namazı kıldığı zaman bu kazalara niyet getirmelidir. Kazası sabah namazı gibi iki rekâtsa imamla birlikte selam verir. Yok, eğer daha fazlaysa geriye kalan rekâtlarını tamamlar sonra selam vererek imama yetişir.

Teravih namazında Kur'an'ı yüzüne okumak caiz midir?

Teravih namazının hatimle kılınması sünnettir ve Kur'an'ın indirildiği mübarek Ramazan ayının ruhuna daha uygundur. İmam, ezberinden Kur'an'a bakmaksızın hatimle teravih namazını kıldırabilecekse, o şekilde cemaate imamlık yapması çok daha faziletlidir. Yok, eğer kıldıramayacaksa Mushaf'a bakarak münferit veya cemaate imamlık yaparak kılabilir. Konuyla ilgili Şafi mezhebinin önemli imamlarından biri olan Nevevî (rahmetullahi aleyh) şunları söyler:

Kur'an'ı ezbere olarak bilse dahi kişinin Mushaf'a bakarak namaz kılması (veya kıldırması) namazı bozmaz. Bilakis Fatiha suresini ezbere bilmeyen kişinin Mushaf'a bakarak namaz kılması vaciptir. Bu, bizim görüşümüz, İmam Malik, Ahmet Bin Hanbel, İmam Ebu Yusuf ve Ebu Muhammed'in görüşüdür. İmam Ebu Hanife'ye göre ise namaz kılarken kıraati Mushaf'tan okumak namazı bozar.

Kadınlar ve Teravih Namazı

Kadının erkeğe imamlık yapması âlimlerin ittifakıyla caiz değildir. Bu kadının mahrem olup olmaması bir şeyi değiştirmez. Fakat sahih olan görüşe göre kadınlar kendi aralarında birbirlerine imamlık yapabilirler. Rivayet edildiğine göre Hazreti Aişe ve Ümmü Seleme validemiz kadınlara imamlık yapmışlardır. 

Şafi mezhebine göre kadın, kadına imamette bulunabilir. Maliki mezhebine göre ise kadınların kendi aralarındaki imamlığı geçersiz olurken Hanefi mezhebi mekruh olmak birlikte caiz olduğu görüşüne gitmektedir.

Mahremiyet hususuna dikkat edildiği sürece kadınların camide erkek imama uyarak teravih namazını kılması en uygun olanıdır. Fakat caminin bulunmadığı yerlerde, kadınlar belirlemiş oldukları bir evde kendilerinden birini imam yaparak namazlarını eda edebilirler. İmam olacak kadın, erkeklerde olduğu gibi birinci saftan uzak bir yerde değil de cemaati sağına ve soluna hizalayarak onların ortasında durur. Eğer kendisine uyan tek kişiyse, onu erkeklerde olduğu gibi kendi sağına alır.

Şeyh Yusuf El Kardâvî derki: Teravih namazını hem kadının hem de erkeğin evde veya mescitte eda etmeleri caizdir. Ama genel olarak kadının evde kılması daha efdaldir. Bunun yanında kadın mescide gittiğinde ders ve sohbetlerden istifade edecekse namazını mescitte kılması kendisi için daha iyidir. Çünkü ilmi ve dini öğrenmek kadın üzerine farzdır. (İLKHA)



Kategori: Güncel
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal

KATEGORİ HABERLERİ

-