Solhan'a bağlı Asmakaya köyünde yaşayanlar, köyde oluşan ve günden güne büyüyen yarıklar nedeniyle geceleri uyuyamadıklarını, adeta diken üstünde olduklarını belirtiyor.
Solhan ilçesine bağlı Asmakaya köyünde demiryolu çalışmaları sebebiyle geçen yaz aylarında köy arazisinde oluşan çizgi şeklindeki yarıklar, yağışların başlamasıyla birlikte git gide büyüyerek, günlük hayatı neredeyse durma noktasına getirdi.
Köyün sınırında geçen demiryolundaki çalışmalar nedeniyle her geçen gün büyüyen yarıklar ve arazide oluşan heyelan sonucu hayatlarından endişe duymaya başlayan köylüler, köyde ve evlerinde rahat rahat uyuyamadıklarını söylediler.
Bu durumun, köyün alt kısmında geçen yeni demiryolu güzergâhından kaynaklandığını bildiren köy sakinlerinden Kenan Tügen, son 2-3 aydır köy arazilerinin kullanılamaz hale geldiğini belirtti.
Tügen, "Köyümüzdeki sorundan dolayı AFAD ekipleri geldiler. AFAD ekibi köyde incelemeler yaptı, şu ana kadar bize iletilen bir durum yok. Bin dönümlük köy arazimiz demiryolu çalışmaları nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Yetkililerin, buradaki durumu incelemesi için ekip göndermesini ve somut adımlar atılmasını istiyoruz. Köylü olarak çok mağduruz. 70 hanenin olduğu köyümüz tehlike ile burun buruna. Burada endişe içinde bekliyoruz. Bize bir çözüm bulunmasını istiyoruz." dedi.
"Yarıklar evime doğru ilerliyor"
Çalışmalar nedeniyle köylerinde oluşan yarıkların giderek büyüdüğünü dile getiren Abdullah Demir, şunları söyledi: "Kendi oturduğum evim de tehlike altında. Yarıklar evime doğru ilerliyor. Zor durumdayız. Burada hayvanlarımız otluyordu. Korkudan dolayı hayvanlarımızı bırakmıyoruz. Artık bu gördüğünüz yerde hayvan besleyemeyiz. Yaylamız var, hayvan beslemek isteyen oraya gider. Yayla yolu da yok. Şu an perişan durumdayız."
"Geceleri yatamıyoruz, adeta diken üstündeyiz"
Yaşadıkları zorluğu anlatan Mehmet Tahir Çetiner, "Geceleri yatamıyoruz, adeta diken üstündeyiz. Panik içerisindeyiz. Hayvanlarımız adeta esir durumda, ahır dışına bırakamıyoruz. Demiryolu çalışmaları yüzünden bu yarıklar ve heyelan meydana geldi. Devletimizden yardım istiyoruz, bir çare bulsunlar." şeklinde konuştu.
Asmakaya'da 70 ev ve 7 mezra bulunduğu bilgisini veren köyün eski muhtarı Atik Tügen, "Yapılan baraj nedeniyle 3 mezramız tahliye ediliyor. Şu an Asmakaya köyümüzün yüzde 70'i, demiryolu çalışmaları nedeniyle tahrip oldu. Köyümüzde tarım ve hayvancılık yapılıyordu. Şu an için köyümüz yerle bir oldu. Köy arazilerimiz bitti, artık burada kalmanın bir anlamı yok. Devlet büyükleri bize bir baksın, el atsınlar. Gördüğünüz gibi bu tarlalarda hayvanlar otluyordu, şimdi buraya bırakamıyoruz. Buraya gelen hayvanlar telef olur. Her gün birkaç metre arazi tahrip oluyor, yarıklar oluşuyor, kullanılamaz hale geliyor. Bize sahip çıkan yok. Birçok yere başvurduk, ilgilenen yok. Köyün geçim kaynağı hayvancılıktır, onu da beslemesek burada ne yapacağız?" ifadelerini kullandı.
Bölgede incelemelerde bulunan Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Vedat Avcı, Murat Vadisi'nin Asmakaya köyündeki bölümünde meydana gelen heyelan olayıyla ilgili olarak arazi çalışması yaptıklarını söyledi.
"Yamaç dengesinin bozulması burada heyelana neden olmuş"
Avcı, "Yaptığımız arazi çalışmalarında elde ettiğimiz bulgular şu yönde: Burası demiryolu inşaatından önce az eğimli bir alandı fakat demiryolu inşaatı sırasında yapılan yarmalar, yamacın eğim açısını yükseltmiş. Aynı zamanda burası sulak bir alandır. Köylülerin hayvanları için bir çayır alanı, hayvanlarını besledikleri bir alandır. Sulak bir alan olması ve demiryolu inşattı sırasında yamaç dengesinin bozulması burada heyelan olayına neden olmuş." dedi.
Türkiye'de ve bölgede çeşitli afet durumlarıyla sık sık karşılaştıklarını kaydeden Avcı, şunları söyledi: "Planlama yapılırken bulunulan alanın doğal afete karşı duyarlılığının pek dikkate alınmaması sonucunda kaynaklarımız heba oluyor. Oysaki demiryolu hattının yeri değiştirilirken, yeni hat doğal afetlere ne kadar duyarlı alanlardan geçiyor diye daha önce böyle bir çalışma yapılmış olsaydı bu sorunlarla karşılaşmazdık. Hem köylülerimiz mağdur olmaz hem de kaynaklarımız heba olmazdı. Birçok yerde yapılan tünellerin zarar gördüğünü biliyoruz ve arazi çalışmalarında kendimiz de bunları gördük. Bunun yanında bazı yerleşim yerlerinde demiryolu inşaatının tetiklediği heyelanlar var. Tarım alanları, yerleşim alanları ve mera alanları zarar görmüş."
"Doğal afetlerle alakalı olarak duyarlılık çalışmaları yapılmalı"
Planlama çalışmalarında çok dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Avcı, "Türkiye, ilimiz ve bölgemiz için doğal afetlerle alakalı olarak duyarlılık çalışmaları yapmalıyız. Büyük ölçekte doğal afet duyarlılığı haritaları oluşturup, buna bağlı olarak yerleşim alanlarımızın, kara yollarımızın, demir yollarımızın ve yeni yapacağımız barajlarımızın doğal afetler açısından hangi duyarlılık sınıfında olduğunu belirlersek olası ekonomik kayıplar ile can kayıplarını en aza indirebiliriz." şeklinde konuştu. (Nihat Kanat - İLKHA)