''Cemaatlere bir bakış''

İnsan sosyal bir varlıktır dertlerini sevinçlerini mutluluğunu her daim paylaşmak ister. Özellikle ruh fikir noktasında benzer özellikler gösterenler, mıknatıs gibi birbirlerini çekerler. Yaşadığımız coğrafyada asırlardır devam eden siyasi, sosyal ve kültürel sorunlar aynı dertlerden muztarip insanların bir araya gelerek örgütlü yapılar kurmalarına neden oldu. Bu yazımızda Bingöl’de ve Türkiye’de bulunan cemaatleri analiz edeceğiz…

1-Cemaatler sistemin dine karşı verdiği savaşta, dini muhafaza adına çok ağır bedel verdiler. Dini camilere gönüllere hapsetmeye çalışan sisteme karşı, dini hayatın her alanına taşımaya çalıştılar.

2-Şeyh Sait kıyamı geçen onca zamana rağmen bölgede babadan oğula anlatılan bir destan olarak hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Bölge insanının psikolojik altyapısında yer alan bu hadise, birçok insanın sistemle ayrışmasına neden olmuştur, üstüne kıyam döneminde yaşanmış zulümlerin benzerleri olunca, insanlar tepkilerini daha güçlü verebilme adına bu oluşumlara dâhil olmuştur.

3-Her cemaatin bir öncüye bir lidere ihtiyacı vardır. Sarmaşık ağacının üzerine örülüp yolunu bulduğu bir cisim gibi cemaatlerinde liderlere ihtiyacı vardır. Bu  itikadi noktadan ziyade teknik bir konudur.

4-Cemaatlerin efsaneleşmiş kişilere ihtiyacı vardır. Bulundukları cemaatlerde etkin rol alıp türlü merhaleler geçirmiş insanlar yeni yetişecek kişilere rol model olarak sunulurlar. Özellikle bölge cemaatleri örnek olabilecek birçok insan yetiştirmiştir.

5-Yeni bir hayat arayışındaki olan günahkâr tabakanın ilk uğrak noktası cemaatlerdir. Tüm cemaatlerin içinde önemli bir oranda tövbekâr diyebileceğimiz bir sınıf vardır. Cahili hayatın sillesini yiyen bu insanlar, cemaatlerine daha bir bağlılık gösterirler. Lakin fırtınalı bir hayatın akabinde selamet limanına sığınmış bu insanların kimisi, geçmişte yaşadığı bazı travmalar sebebiyle kontrolsüz bazı davranışlar sergileyebilirler.

6-Cemaatlerin toplumla bütünleşme noktasında bir çok  problemi vardır. Cemaat bireylerinin günah noktasında hassas olmayan toplumla ilişkileri nasıl olmalıdır; bence her cemaat bireyi bulunduğu yerdeki insanlarla ilişkilerini maksimum seviyeye çıkarmalıdır. İnsanların hatalarını kendilerinden sakladıkları hocaları değil; dertlerini sırlarını paylaştıkları arkadaşları olmalılar.  Günah işliyorlar diye uzak durduğunuz toplumun evlatlarının akidevi problemlerle karşımıza çıkabileceğini unutmamalıyız.

7-Bazı cemaatlerin toplumdan tamamen sıyrılarak kendine özgü bir yaşam benimsediklerini   görüyoruz. Toplumu ötekileştirip hatta aşağılayıp cehennem içinde cennet inşa ettiklerini zannediyorlar. Alemişumul İslam dinini kendi dünyalarına hapsetmeye çalışırlar .Hayatın gerçekleriyle yüzleşmekten çekinenen bu insanlar, dini bir kılıfla toplumdan uzaklaşıp uzlete çekilmişlerdir.

8-Cemaatler içinde belli  konumda olan insanlar, toplumdaki en saygın kişiler olarak karşımıza çıkarlar. Herhangi bir mevki sahibi olmadan bu kadar itibar görmek, ilahi kudretin sevdirmesinden başka bir şey değildir.

9-Cemaatler , bazı grupların üzerinde mücadele ettiği emek, işçi hakları, adalet gibi konulara yeterli ilgiyi göstermiyorlar. Sosyal adalet, kültürel adalet, ekonomik adalet noktasında dengeyi sağlamak için mücadele vermesi  gereken islam dininin öncüleri, fikri ayrılıklardan dolayı bu alanlardan elini çekmişlerlerdir.

10-Diyanet ve cemaatler rakip kuruluşlar gibi bir görüntü vermektedirler.  Sistemin güdümünde olan diyanet için, sistem tarafından belirlenmiş bir alan vardır. Dinin hüküm ve ahkam  bölümüne titizlikle girilmemektedir. İşte bu ve benzeri bir çok alan cemaatlerin çalışmalarıyla halka sunulmaktadır.

11-Siyasetten uzak duran cemaatlerin varoluş gayelerini merak ediyorum.  Hayatın en etkin alanı olan ve düşlenilen yaşam biçiminin ancak yönetime gelebilmekle olabileceği gerçeği görmüyorlar mı?.  Yıllarca davet ve tebliğle üç beş insanı uzaklaştırabildikleri günahların bir yasayla tamamen kaldırılabileceğini bilmiyorlar mı. Akide noktasında aşırıya gidip türlü vesveselere kapılanlar, hakkı haykırmanın sadece çarşı pazarda olacağını zannedenler İbrahim (a.s )ve Musa (a.s) hangi meclislerde hakkı haykırdıklarını bilmiyorlar mı.

12-Cemaatlerin  fakirlere yönelik yaptıkları yardım faaliyetlerin artı eksi bir çok yönü vardır.  İslami harekete dahil  olma gibi bir ihtimali kalmamış zengin kesimden hiç olmasa islami hizmetlere ekonomik destek olmasını sağlamak ,bu kişilerin zayıf bir bağla da olsa İslami hareketlerin manevi enerjisinden istifadesi sağlanır. Zengin tabakada cimriliğe çabuk alışma gibi bir eğilim vardır. Yardım faaliyetlerine katılmalarını sağlamakla  zenginlerin infak ruhu canlı tutulmuş olur.

Ayrıca insanlarda iyilik gördüğü kişilerin fikirlerine meyletme gibi bir durum vardır. Böylece aracıda olsa islami camialara karşı bir sempati belirir. Yardım faaliyetlerinin olumsuzluklarında şöyle sıralayabiliriz. İslami hareket ve bireyleri bu tip faaliyetlerle azametlerine gölge düşürür.

Cemaatlere yardım eden bir çok kişide artık amel ve fikir noktasında cemaatlerin davet çalışmalarından muaf tutulur.  O yaptığını yapmıştır gibi bir atmosfer oluşur.

Ayrıca bu tip faaliyetlerin üzerinde hep zaman bir şüphe vardır. Yardım dağıtımlarında adaletsizliklerin olduğu ,yardım toplayanların paraları kendi namı hesaplarına kullandıkları gibi dedikoduların önü alınamaz.

13- Cemaatlerin kültür sanat alanında eser üretemediğini görüyoruz. Davet tebliğ araçlarından en etkilisi olan bu alanların üzerinde halen helal haram tartışmaları yapılmaktadır. Batıl ideolojilerin her türlü vasıtayı devreye koyduğu günümüzde, islami kolaylıklardan ve  fetvalardan istifade edilmesi gerekir. Ayrıca bazı fikir akımlarının etkisiyle zahiriciliğin yaygınlaştığı günümüzde manaya yoğunlaşan, fikri derinliği olan eserlere ve kişilere ihtiyaç vardır.

14- Cemaatlerin cemaat içinde özgün düşünce alanlarını açması  gerekiyor.  Fitne fesat kaynaklı olmayan aykırı düşüncelere tolerans gösterilmesi bu kişilerin cemaat içinde kendini ifade etme olanağı sağladığından bünye içerisinde kalmalarını sağlar. Partilerde var olan kişisel düşünce mantığı geliştirilmelidir.  Böylece aynı düşünceleri benimseyen  cemaat içindeki ve dışındaki kitleler bu kişiler sayesinde temsiliyet hakkına kavuşmuş olur.

15-Hayatın her alanında lazım olan siyaset  ilmi, cemaatlerin belli kademelerinde olan herkese lazımdır.  Katı ilkeleri yerine hikmeti ve maslahatı öncelemeleri lazımdır. Tabi ki kırmızı çizgilere kadar.

16-Cemaatlere dahil olan bazı insanlar hasım oldukları bazı gruplara, kişiler yada durumlara cemaat  cephesinden saldırarak deşarj olurlar. Cemaatlerin bu kişilere engel olması lazımdır. Çünkü bunların amacı üzüm yemek değil, bağcı dövmektir. Öfkeleri ,nefretleri orantısızdır. Cemaatlere düşman üretirler.

17-Cemaatlarin neden ayrı çalıştığı yönünde bir çok eleştiri vardır. Bu hususun gerçekleşmesini imkan dâhinde görmüyorum.

Zira her biri bir gayeyi gerçekleştirmek üzere yola çıkan cemaatlerin fikir birliği yapması çok zordur.  Bir insanın cemaat seçiminde en belirleyici olan faktörün doğuştan gelen fıtri özellikler olduğunu düşünüyorum. Munis yapıya sahip kişiler genelde insanın iç dünyasıyla ilgilenen cemaatleri seçerken, cesur ve atılgan insanların ise dış dünyaya yönelmiş cemaatleri tercih ederler. Cemaatler içinde problemli insanların çoğu , yanlış cemaat seçen insanlardır. Dolayısıyla farklı ruh ve fikirler sahip insanları bir araya getirmeye çalışmak o insanları kavgalı gürültülü bir maceraya sürmekten öteye geçmez.

18-Cemaatler yıllarca periyodik  şekilde yapılan çalışmalarını  güncellemeleri  lazımdır. Değişen dönüşen hayat şartlarına uyumlu davet metotları ve çalışma usulleri geliştirmelidirler.  Aynı şekilde yapılan tekrarlar zamanla tadını kaybeder.

Selametle..

foto
Yazar: Nebi Bozaba
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal