Kasım ayında önce Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal görevden alındı, sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı Beraat Albayrak beklenmedik bir şekilde sosyal medya hesapları üzerinde istifasını duyurdu. Bu istifa ve şekli alışılmadık, rutin dışı bir durumdu. Söz konusu teamül dışı bu istifa hala gizemini kuruyor.
Para ve ekonomiden sorumlu patronların değişikliğiyle piyasalarda iyimser bir hava hâkim oldu!
Bu değişime ilk olumlu tepki kurdaki düşüşle, Türk lirası bir kısım kayıplarını geri aldı.
Ardında Merkez Bankası Başkanının piyasaları rahattan konuşması geldi. Ve sonrasında 475 baz puan faiz artırımı finansal piyasalarda kısa sürede bayram sevinci yarattı adeta.
Özelikle faiz artırımı ile tetikte bekleyen yabancı yatırımcılar(!) Borsa İstanbul’da çokça ucuzlayan hisse senetleri ve devlet tahvili alımı yaptılar.
Ve önceki gün Merkez Bankası Başkanı/Guvernör Sn. Naci Ağbal; Ekonomistlerin, Yerli ve Yabancı sermaye sahiplerini ve finans çevrelerini memnun etmek ve duymak istedikleri bir dizi yeni(aslında eski sözleri tekrar edip durdu demek daha doğru olur) açıklamalarda bulundu. Bunlar;
1.Hesap verebilirlik, şeffaf ve güçlü iletişim içinde olunacak.
2.Para istikrarı ve Enflasyonla mücadeleye öncelik verilecek
3-Dalgalı kura müdahale edilmeyecek,
4-MB döviz alım ihaleleri şimdilik yapılmayacak.
5.Fonlamanın sadece politika faizi kanalından yapılacak olması,
6.MB. Rezervlerinin artırılacağının söylenmesi,
7.Swap işlemlerinin azalarak da olsa devam edeceğinin ifade edilmesi,
8.Para politikasında tereddüt etmeden sıkılaşmaya gidilecek…
9.Ters dolarizasyon vurgusu yapıldı.(Türk lirası mevduatları faizlerini artırıp yerleşiklerin dolardan kaçışını sağlayacaklarmış)
10. Ayrıca açıklamalar piyasaları çok cesaretlendirmiş ve iyimser bir hava oluşturmuş, piyasalar coşmuş, adeta (Maşallah Türkiye’yi yatırıma boğdular!)
Bunlar sermaye çevrelerinin itirafları ve pozitif beklentileri…
Leş/faiz yiyici akbabalar bu rüşvet gibi nimetlerele yetinmeyecekler, daha fazlasını isteyeceklerdir. En önemlisi piyasalarda yeni bir faiz artırım beklentisi oluştu.
Kısacası; Para baronlarıyla düzenli görüşmeler devam edecek, millet için sundukları acı reçeteler ve faiz artırımı devam edecek. Serbest piyasa koşullarına katı bir şekilde uyulacak. 2021 yılında ve sonraki yıllarda ÜRETİCİ, YATIRIMCI, İŞÇİ, ÇİFTÇİ, MEMUR ve EMEKLİ faiz borçları için daha çok çalışacak, aldıkları ücretler daha çok düşecek. Yaşam koşulları daha çok kötüleşecektir.
Unutmamak gerekir bu politikalar kısa sürede finansal piyasalara güven ve iyimserlik getirmiş olabilir, ancak ülke ekonomisi için orta ve uzun vade de bolca güvensizlik ve istikrarsızlık içermektedir. Kur, Faiz ve Enflasyon ile tekrar edilen “Bu nakarattan mangır çıkmaz”.
Görünen o ki hükümet faiz lobisine tam teslim olmuş. Faiz istikrasızlığın bizzat sebebidir.
Ülkenin güveni, istikrarı ve büyümesi ancak üretim, istihdam ve ihracatı artırmak, adil dağıtım/bölüşüm gibi enflasyonu düşürücü politikalar ile mümkündür.
Seleflerimiz “taşıma su ile değirmen dönmez” demiş. Evet yabancı ithal mal ve sermaye ile ülkede kalkınma, büyüme ve refah gerçekleşmez. Tek, etkili ve kalıcı çözüm; yerli ve milli EMEK, SERMAYE ve ÜRETİM HAMLESİ başlatmaktır.
