BİNGÖL SÜT(AŞ) EFSANESİ!

 Bingöl tarihinde geçen bir hikâye, efsane vardır : “ab-i hayat” (hayat suyu) yani ölümsüzlük suyu olduğu rivayet edilir. Cansız bedenlere can katan  “hayat suyu” efsanesini okul sıralarından geçen hemen herkes duymuştur. Bu bir efsanedir; ancak her efsanenin bir gerçek yanı da vardır.

 Bingöl yüksek karlı dağları, havası, suyu ve enva-ı çeşit bitkileriyle hiçbir yerde bulunmayan nadir güzelliklere sahiptir. Hele güneşin doğuşu bir başkadır, Bingöl’de. Bingöl bu eşsiz doğa, iklim ve bitki güzelliği ve zenginliğiyle geçmişte yaylak olarak kullanılmış, hayatların sıhhati için nefes alma diyarı olmuştur. Yüksek karlı dağlarımız, yemyeşil  yaylalarımız “su ve süt” vermek için adeta işbirliği yapar. Su ve Süt burada “ab-ı hayat” iksiri olur  cansız bedenlere. Su ve süt ikisi de saftır, katıksızdır bu yönüyle  fıtrattır. İşte Bingöllüler kimliğini/özünü  bu fıtrattan alır.

 Ancak  1936 yılında il olan Bingöl, son zamanlarda ülke genelinde ve özellikle bölgemizde siyasetten ve idarece uygulanan yanlış politikalar neticesinde,  hem bu özünü/kimliğini, hem de doğal güzelliklerini ve zenginliklerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yaylaklarımız ve hayvancılık en büyük iktisadi zenginliğimiz ve geçim kaynağımızdır. Son zamanlarda bu iki zenginlik kaynağımız elimizden kayıp gitmektedir. Tedbirler alınmazsa yok olacaktır. Hiç şüphesiz idareciler kendince uygun ve elzem gördüğü bazı önlemler almaktadırlar. Özellikle ilimizin iktisadi kalkınma ve gelişmişliğini önceleyen bir dizi yatırımlar öngörülmüştür.

Yıl 2010

 “Bingöl'e yatırım yapmaya ikna edilen SÜTAŞ Yönetim Kurulu üyeleri  Bingöl'e gelerek tahsis edilmesi planlanan yer için incelemelerde bulundular. İlk olarak Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu'nu makamında ziyaret eden Sütaş Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Ulukaya ve beraberindekiler; “uygun bir mera alanı bulunduğu takdirde ortalama 500 kişiye sigortalı iş imkânı sağlayacaklarını, önümüzdeki birkaç yıl içinde hedeflerinin bin 200 kişi olduğunu söyledi.”

 Bu yatırımların en önemlisi olan  Sütaş projesi 2010 yılından itibaren siyasetçiler tarafından halkın yoğun olarak gündemine getirilmiştir. Proje için 5 Vali, 3 Belediye Başkanı değişti. Bingöl için varlık yokluk meselesi haline getirilen söz konusu  proje hakkında İlgili herkes çok iddialı sözler söyledi. Proje için on yılımızı konuşarak geçirdik. Söz değil, artık icraat bekliyoruz.

 Sadece bu proje değil, Bingöl için düşünülen her bir hizmet ve proje onlarca yıl sonra ancak halkın hizmetine sunuldu. Bunlar arasında;

 Şehirlerarası ve şehir içi köprü, kavşak yol ve ulaşım, Sağlık ve hastane, Doğalgaz, Havaalanı ve Üniversite sorunları yanı sıra  “Cazibe Merkezleri Programı” kapsamında öngörülen Sütaş, Etka Farma  İlaç Fabrikası  ve Tekstil Kent projeleri…

Sütaş için göz ile görülür hiçbir ilerleme yok,

Etka Farma İlaç Fabrikası için görkemli bir temel atma töreni yapıldı, inşaat demirleri çürümek üzere,

Tekstil Kent binaları yapıldı, ancak hala hiçbir faaliyet yok.

Hiç şüphesiz bu projelerin Bingöl ve Bölge ekonomisine çok büyük katkıları olacaktır.

 Bu proje için on yıl hep konuştuk. On yıl sonra da hizmet üreteceği öngürülmektedir.15-20 yıl sonra bu projenin hiçbir cazibesi kalmayacak artık; çünkü yeni nesil buna ihtiyaç duymayacak. Zira o gün ki neslin hobileri, ihtiyaçları ve öncelikleri değişecektir. Yeni farklı ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Belki buna gerek de kalmayacaktır. Tıpkı vakti zamanında ihtiyacımız olan doğalgaz, yol, köprü, hastane ve havaalanı gibi; tüm bunlar yapıldı, yapılmasına ama artık Bingöllülerin ihtiyacına cevap vermiyor. Kalite ve kapasite yeterli düzeyde değil. Tabir-i caizse modası geçti.

 Vatandaşların ihtiyaçları yeterli miktarda, uygun kalite ve vakt-i zamanında giderilmelidir. Halkın memnuniyeti ancak böyle sağlanır. Halkın mutluluğunu sağlayacak hizmetlere bugün ihtiyacımız var.

Yarın çok geç olabilir. Bingöl SÜT(AŞ) efsane olmasın!

 

foto
Yazar: Hamdullah Tasalı
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal