Siyasilerden sonra insanları yönlendirme ve etkileme noktasında  en  etkili grup olan imamlar enerjilerini devletin eline vererek pasif bir duruma düşmüşlerdir. Siyasilerin politikalarını dinin emirleri noktasında kontrol edip uyarıcı görevi görmesi gereken imamların çoğu, siyasilerin politikalarına araç olmuşlardır. Mevcut sistemin laik yapısını bilerek bu görevi seçen imamlardan en azından itikadı konularda, zulüm ve haksızlık konularında, adalet noktasında, toplumun hassasiyetleri noktasında doğru adımlar atmalarını beklemek bizim hakkımız olsa gerek. Peki imamlardan beklentimiz nelerdir;

1-Yaşadığımız bölgenin dil, kültür ve siyasal alandaki beklentileri orta yerde dururken, milliyetçi söylemlerle yoğrulmuş hutbelere  tavrınızı ne zaman ortaya koyacaksınız?

2-Katı bir şekilde uygulanan cami içi disiplin ilkelerini; kokulu çoraplar, gürültü, gülme gibi nedenlerle bozdukları için çocuklara gösterdiğiniz olumsuz tavırlardan ne zaman vazgeçeceksiniz?

3-İlmin izzetini, veren el olup ne zaman kurtaracaksınız?

4-Bir bütün olarak hayat nizamı olan; tevhidi düşüncenin yeryüzünde hakim olması için bir ömür mücadele etmemiz gerektiğini söyleyen dini; fıkıh dini olarak sunmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz?

5-Komedi filmlerine konu olma nedeni olan hurafe ve bidatlerden ne zaman vazgeçeceksiniz?

6-Müftü bir yana herhangi bir diyanet çalışanının yanında bile vaziyet alıp herhangi bir isteğinizi en şirin ve en tatlı cümlelerle ifade etmekten ne zaman kurtulacaksınız?

7-Hayatınızı ev,  cami, taziye üçgeninden çıkarıp toplumun ıslahı için ne zaman çalışacaksınız?

8-İbadetlerde huşuya neden olan cami ve cemaati sevdiren tecvit, kıraat, hitabet gibi ilimlere haiz olma noktasında ne zaman çaba vermeye başlayacaksınız?

9-Memurluk mu imamlık mı kararını ne zaman vereceksiniz?

10-Sistemle barışık olmayan kesimleri öcü  olarak  görmekten ne zaman kurtulacaksınız?

11-Çeşitli toplantı ve programlara tasvip etmediğiniz halde amir direktifiyle gitmekten ne zaman vazgeçeceksiniz.?

12-Cennetin etrafının sıkıntılarla dolu olduğunu söyleyen Efendimizin(a.s) bu sözüne binaen başınızı ne zaman ağrıtacaksınız?