Okumaya Dair Bir Mülahaza

 İnsanoğlunu sair canlılardan ayıran ve onu özel kılan en önemli vasfı, düşünme yetisine sahip olmasıdır.  Bunun içindir ki yaratılmışlar içerisinde hilafet vasfı, bu vasfa haiz özellikleri fıtratında taşıması hasebiyle insanoğluna verilmiştir.

 İnsanoğlu, mefkûreler ve namütenahi gaye-i hayallerle donatılmış şerefli bir mahluktur.  İnsan müdakkik bir nazarla kainata ve kainat içinde cereyan eden hadisata bakar ve bu tefekkürü üzerine hayati mefhumlarını inşa edebilirse işte o insan halife-i zemin olma yolunda bir mesafe kat etmiştir.  İnsanoğlu mefhumlar üzerinden düşünür, mefhumlarını ise okuma eylemi sayesinde  anlamlandırır.  Okumak ise çok boyutlu bir eylemdir.

 Okuma hayatı anlamlandırma mücadelesidir aslında.  Xalık-ı kainatın, resulü ekremin vasfından tüm insanlığa vermiş olduğu ilk mesaj “oku” emridir. Xalık-ı kainatın, resulü ekremin vasfından tüm insanlığa vermiş olduğu ilk mesaj “ikra” emridir.  Kur’an üç çeşit okumadan bahseder. Kıraat, tilavet ve tertil. Kıraat; aklederek yapılan okuma,  Tilavet; dil ile yapılan okuma, Tertil ise kalb ile yapılan okumadır.  Cay-ı dikkattir ki vahyin ilk emri;  “Yaratan Rabbinin adıyla oku!”(Alak-1)  Soru şu ; Ya Rabbim neyi okuyayım?  “O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.”(Alak-2)  Dikkat edin kevni bir ayet nazara veriliyor. İnsanın yaratılışını  oku…  İnsanın yaratılışındaki Xallaqiyeti,Rububiyeti,Rahimiyeti,Musavviriyeti…vs. oku. 

 Üstad varlık alemini “ kitab-ı kebir-i kainat”diye tanımlar. Yani; mücessem lafızlardan müteşekkil şu varlık alemi devasa bir kitaptır.  Bahar bu kitab-ı kebirin bir sahifesi, ovalar o sahifenin bir paragrafı, ağaç o paragrafın bir cümlesi, meyve o cümlenin bir sözcüğü, tohum ise noktasıdır. Oysa tohum dahi derununda nice kitapları barındıran bir noktadır… ilaahir...

 Anlayacağınız kainat kompleks eserler mecmuasıdır.  Eser, her yönüyle müessirini tanıtan ve bildiren bir ayinedir.  Mesela; Fizilali okuyan zat anlar ki, böyle güzel  bir  tefsirin müfessirinin; müthiş bir ufku, korkusuz bir imanı, tavizsiz bir akidesi  ve fevkalade muhteşem bir feraseti…vs. vardır. Çünkü eser muhtevası itibariyle müellifinin ayinesi mesabesindedir.  Aynen öylede şu kâinat kitabına bakan mütefekkir anlar ki, şu kâinatın xalıkının mükemmel bir rububiyeti, eşsiz bir kudreti,  sınırsız bir ilmi, sonsuz bir rahmeti, tükenmez bir sehaveti, fevkaladenin fevkinde bir adaleti ve daha saymakta sözlerin ve kalemlerin aciz kaldığı vasıfları bulunmaktadır. 

 Rahmanın rahmet eserlerini okurken ve temaşa ederken ona olan imanımız ilmel yakin, aynel yakin belki hakkel yakin  mertebesine ulaşabilir, böylelikle marifetullah yolunda bir adım daha atmış oluruz.  Hz. Ali şöyle der, “Şu perde-i gayb açılsa yakinim artmaz”.  Yani şuan cennet ve cehennem gözüme görünse imanım artmaz, çünkü ben onları görür gibi inanıyorum.  Bir aslanın ALLAH ALLAH dediğini duyduğu zaman gözleri yaşarıp, imanlarının arttıklarını söyleyenlerin kulakları çınlasın.  Oysa kâinatta ALLAH ALLAH demeyen mahlûk mu var sanki?  “Yusebbihu lillahi ma fiyssemavati ve ma fiyl’ardı”  “Göklerdekiler ve yerdekiler Allah’ı tespih ediyor”(Teğabun-1)

 İşte insanoğlu okuyuculuk vasfı itibariyle, bin bir çiçekten polen toplayıp , topladıkları özleri midesinde nimetlerin en tatlısı olan bala dönüştüren arıya benzemektedir. Zira ka’ra’a kelimesinin lügat anlamlarından biri de ce’ma’a yani toplamaktır. Çünkü halife-i zemin makamına talip insan, arı misali müdakkik nazarlarını kainata saldırtır ve kainat kitabından edindiği tevhid özlerini kendi kalbinde muhkem bir imana dönüştürür.  Bu ise maddi nimetlerin en tatlısı olan baldan bin derece daha tatlı olan bir nimettir.  Kâinat kitabını okuyunca kalbine ılık ılık imanın aktığını hissedersin. İşte o zaman tahkike doğru bir yol almış yakinini muhkemleştirmektesin.  Allahualem  insanoğlunu muhatap makamına çıkaran en önemli özelliği; engin bir tasavvur ve müdakkik bir tefekkür kuvvesine sahib olmasıdır. 

Hakiki imanı elde etmenin yolu, kainatı ve kainat içerisinde cereyan eden hadiseleri vahyin bakmamızı istediği bir nazarla okumaktan geçer.  Unutmayın, okumasını bilene her şey bir kitaptır.                                                  

Bilal MUHACİROĞLU/Bingöl Basın

foto
Yazar: Bilal MUHACİROĞLU
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal