BİNGÖL HALKI OLARAK DEPREME HAZIR MIYIZ?

Yoktan var eden, varlığından haberdar eden, yaşatan ve öldüren, öldürdükten sonra tekrar diriltecek olan Allah’ın adıyla…

Yazımıza başlamadan önce 24 Ocak 2020 tarihinde 20.55’te Elâzığ ilimizde meydana gelen, merkez üssü Sivrice olan ve yaklaşık 40 saniye kadar süren 6.8 şiddetindeki depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa ve depremzede yakınları başta olmak üzere tüm halkımıza başsağlığı ve sabır diliyorum.

Doğal afetler denilen grupta yer alan depremler gerçekten çok ürkütücü bir afettir.  Klişe bir söz vardır; “Deprem öldürmez ihmal öldürür” diye. Öncelikle kâinatta “O’nun izni olmaksızın bir yaprak dahi kendiliğinden düşmez” ayeti celilesi gerçeği ile depremlerin de yüce Rabbimizin ilmi ve izni dâhilinde olduğunu bilmeliyiz ve bu şekilde iman etmeliyiz.  Bingöl halkı olarak depremlere pek de uzak değiliz.  Bingöl Doğu Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu fay hatlarının kesiştiği tek il. Karlıova ilçemizde bulunan bu kesişim Karlıova ilçemiz başta olmak üzere Bingöl ve çevresi için büyük bir tehdittir. Hal böyle iken tedbiri elden bırakmamalı ve rehavete kapılmamalıyız.  Bir adam Resulullah aleyhisselamın yanına gelir ve dışarda bıraktığı bineği için; “Ey Allah’ın Resulü, devemi dışarda bağlamadan mı tevekkül edeyim yoksa bağlayıp da mı tevekkül edeyim.” Diye sorunca, efendimiz aleyhisselam, “Önce bağla tedbirini al, sonra tevekkül et.” Buyurarak tedbirin tevekkülün ön koşulu olduğunu vurgulamıştır. Bizler de elbette deprem vb. doğal afetlerde bazen aciz kalabiliriz ancak sağlam ve güçlü yapılar ile zararı asgariye indirebiliriz. Denetim mekanizmasının güçlü olması insanları tedbire sürükleyecek ve depremlerde çok can yanmamış olacak. İhmal ve bilinçsizlik her olayda olduğu gibi depremde de çok önemlidir. Depremin ne zaman geleceği belli değildir. Deprem tahminleri hava durumu tahminlerine benzemez. Bu iş ciddidir can alır, yakar, yıkar yok ve eder…

Dilerseniz deprem öncesi kişisel, toplumsal ve hükümet nezdinde başlıca ne gibi tedbirler alınmalı veya almalıyız sıralayalım. 

Kişisel olarak alınması gereken başlıca tedbirler:

-Öncelikli olarak mutlaka en az bir veya iki defa deprem tatbikatına katılmalıyız.

-Evimizde veya işyerimizde kısaca kaldığımız mekânda deprem çantamız olmalı.

-Yaşadığımız mekânın fiziki şartları ile alakalı deprem dayanıklılık raporu çıkartılmalıdır.

-Eşya dizaynı konusunda olası bir devrilmede giriş ve çıkıları kapatacak şekilde düşmeyecek şekilde yerleştirilip sabitleştirilmeli.

Toplumsal olarak yapılması gerekenler:

-Deprem tatbikatlarına duyarlı olmak.

-Deprem sonrası açık alanlara veya toplanma alanlarına gitmek.

-Enkaz üzerinde çalışan ekipleri meşgul etmemek,  kendilerinden yardım talep edilmediği sürece enkaza yaklaşmamak.

-Olası bir gaz kaçağı olacağı tehlikesine karşın enkaz yakınında sigara içmemek ateş yakmamak.

-Deprem çadırları temini için seferber olmak, depremzedeler için toplanma yeri yok ise bu konuda yetkilileri harekete geçirmek.

-Hasar tespit ve enkaz çalışmaları konusunda alışanlara fiziki şartlar, adres ve enkaz altındaki kişi sayısı hakkında bilgi vermek.

-Enkaz altında olan kişilerin sesini duyma adına olabildiğince sessiz olmak.

Hükümet Belediye veya Kurtarma ekiplerinin yapması gerekenler:

-Belediyeler İmar konusunda ruhsat vermede zemin uygunluğu başta olmak üzere, beton ve demir oranının sıkı denetlenmesi gerekir.

-Belediyeler deprem bölgesi gereği belirlenen kat sayısı üzerinde asla ruhsat vermemelidir.

-Binaların denetimi yapılırken acil çıkış merdiveni şartı getirilmelidir.

-Hali hazırda olası bir depreme karşı dikili binalar denetlenmeli hasar tespiti yapılmalı, yıkım kararı alınan binalar “Kentsel Dönüşüm Projesi” kapsamına alınmalı ve bu karar ivedilikle uygulanmalıdır.

- Her eve bir çadır kampanyası ile çadırsız ev kalmamalıdır.

-Depremzedelerin topluca kalacakları güvenli bölgeler belirlenmeli, bu bölgeye yakın çadır kentler kurulacak alt yapı geliştirilmelidir.

-Olası bir depremde gerekli maddiyat temini için halkın bağışlarından müteşekkil şimdiden bir kaynak oluşturulmalı. Ve bu kaynak ilk andan itibaren devreye girmeli ve halk mağdur edilmemeli.

-Olası bir yağmanın önünün alınması adına kolluk çevre illerden takviye kolluk kuvvetleri ile beraber asayiş ve güvenlik tedbirleri arttırılmalıdır.

-Afet durumlarında ilgili ekiplerin okullar başta olmak üzere halkla iç içe omuz omuza verip bir dizi etkinlikler ve tatbikatlar yapmalıdır. Bunu mahalle ve köy muhtarları aracılığıyla yapmalı, eğitim almayan kişi kalmamalıdır.

- Aile hekimleri başta olmak üzere sağlık personelleri her insana ulaşma gaye ve gayreti ile ilk yardım eğitimi seminerleri vermelidirler.

 

Netice itibari ile kendimizden başlamak suretiyle toplumun her kesimi bilinçli bir eğitimden geçmeli. Duyarlı olmalı ve bu konuda elinden geleni yapmalıdır. Yetkililerden bu doğrultuda talepte bulunmalı ve bu türden faaliyetlere katılma konusunda duyarlılık göstermelidir. Ölümün zamanı ve adresi belli değildir. Nerede ve nasıl öleceğimizi bilememekteyiz. Tüm tedbirler ölümümüzü öne almaz veya ertelemez. Ama bize kalacak olan bizim tedbir ve vicdan muhasebemiz olacaktır. İnsanların acı ölümleri, sakat kalmaları, çocukların yetim kalması, maddi kayıplar ve bütün bunlar bizim ihmalimiz ile olmamalıdır. Bu konuda üzerimize düşeni yapmakla mükellefiz.

Yazımıza Kuranın gölgesinden birkaç cümleyle son verelim: Rabbimiz Zariat suresi 55. Ayetinde “Nasihat et nasihatte mümin için fayda vardır” buyurmuştur. Deprem, sel, yangın, çığ vb. afetler yüce Rabbimizin ilmi ve iradesi dâhilindedir. Onun izni olmadıkça bütün bunlar olmaz. Elbette bütün bunların bilimsel bir açıklaması vardır.  Zira biliminde Rabbi Allah’tır. Ayeti Kerimede belirtildiği gibi “Allah haddi aşanları sevmez.” Günahlarımızda ısrarcı olmamalıyız. Rabbimizin bu uyarı ve kendisini hatırlatan afetlerinin hikmetini tefekkür etmeliyiz. Rabbimiz bu vesile ile bizlere ölümü ve sonrasını hatırlatmakta ve bu konuda hazırlık yapmamız gerektiğine dair uyarılarda bulunmaktadır. Yine bu vesile ile ölümün bize çok yakın olduğu şuuruna varmaktayız ve sevdiklerimizin kıymetini bilmemiz konusunu bir kez daha düşünmüş oluyoruz. Tekrardan depremde ölenlere Allah’tan Rahmet diliyorum. Rabbim bizlere bir daha böyle acılar göstermesin. Rabbim depremin maddi ve manevi hikmetlerini ve öğretilerini fehmetmeyi bizlere bahşeylesin. Âmin. Kalın sağlıcakla. Selamunaleykumverahmetullah…

Ömer Aşkın

 

foto
Yazar: Ömer Aşkın
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal