Nasıl bir seçmen?

Malumunuz yerel seçimler yaklaşmakta… Tüm partilerde bir yarıştır sürüyor. İl/İlçe Belediye Başkan adayları, encümenler, muhtarlık seçimleri vs.

Seçimlerde partilerin politikası ne kadar önemliyse, gösterecekleri adaylar da o kadar önemlidir. Ama ben bu yazımda parti, politika ve aday konusundan ziyade seçimlerde karar sahibi olan SEÇMEN profilinin nasıl olması gerektiği konusunu ele almaya çalışacağım. Zira seçmenin tavrı seçilecek olanı etkiler. İlkeleri olan partiler hakkı ve halkı gözetip seçmen profiline göre aday belirlerler. Ancak Ülkemizde ilkeli olmayan, hakkı gözetmeyip halkın maslahatını düşünmeyen, sermayesine sermaye katmak, ideolojik veya fikri yapısını halka dayatma veya aşılama amaçlı aday seçiminde olan partiler de var maalesef. Öte yandan Türkiye'de birçok seçim kazanmış, hatta iktidar olmuş, politikaları halkta karşılık bulmamasına rağmen para veya korku ile halkın iradesini etkilemiş partiler de var. Dürüst olup da etrafında kalabalıklar olmayan iyi niyetli cesur, hak ve halk için siyasetiyle ülke içi ve dışında müspet projeleri olup, denenmemiş partiler de var ülkemizde. Seçmen öncelikle kendi kişiliğini tanımalı, ona göre hareket etmelidir. Bu anlamda safını belirlemede daha cesur ve atılgan olmalıdır. Kararlarıyla öncelikle kendi şahsına değer verdiğini hissetmeli, Allah'ın kendisine bahşeylemiş olduğu irade nimetini kullanabilmelidir. Kişiliği onu karar sahibi kılacaktır. Etkilenen değil bilakis etkileyen olmalıdır. Elindeki oy silahını iyi kullanmalı, iyi nişan almalı ve hedefi şaşırmamalıdır. Sapkın anlayışlara destek vermek, oy vermek yakın mesafeden duvara ateş açmak gibi olacaktır ki bu durumda kurşunun sekmesi sonucu kendisini vuracağını bilmelidir. Tercihler önemlidir, zira kişi tercih ettiği yolun yolcusudur.

Aslında Türkiye'deki seçmen bilinçli ancak mevcut siyasi partiler arasında seçim yaparken kendilerini bir partiye kilitliyorlar ya da seçim yaparken kötünün iyisini tercih ediyorlar. İyi olanı aramak, bulmak, oluşturmak çok da zor değil. Normal Şartlarda! Hiç bir parti kurulduğu gibi hemen Türkiye partisi olamamıştır. İyi bir karne sahibi olmayan denenmişleri tekrar tekrar denemek akıl kârı değildir. Seçmenler kendilerini ve iradelerini birkaç parti arasında sıkıştırılmış olarak görmemelidir. Sürekli değişen dünyada değişmez denilenlerin de değişeceğini veya değiştirilebileceğini kabullenmeli ve mükemmele doğru ilerlemede kararlar alabilmelidir.

Bu konuda seçmenlere birkaç hatırlatmada bulunacak olursak;

Resulullah(as)'ın sözü ile başlayalım;

Peygamberimiz (as) buyuruyor ki; “Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz”

Geçmiş kararlarımızı gözden geçirmeli, artı ve eksilerin analizini iyi yapmalıyız.

Karar verirken ilkeli olunmalı!

En önemlisi seçmenin bir duruşu olmalı!

Kendinden emin olmalı!

Geleceğe ümit verecek bir kararı olmalı!

Sadece kendine değil, geleceğine oy vermeli!

Kendisine temsilci olarak gördüğü partinin kararlarını, parti tüzüğünü ve programını akıl süzgecinden geçirmeden onaylamamalı!

Partisinin seçim stratejisini sorgulamalı, belirlenen adayın liyakatini sorgulamayı bilmelidir!

Sağlam düşünmeli!

Hesabını açık alınla vereceği bir karar almalı!

Hayra vesile olmalı, şerre değil!

Mazlumları düşünmeli!

Hissi Davranmamalı!

Hizmet endeksli düşünmeli!

Yaşadığı yerin, kabilecilik veya tarafgirlik uğruna hizmetten yoksun bırakılacak duruma düşmesine vesile olmamalı!

Kolay lokma olmamalı, partilerin kendisine kesin oy verecek gözüyle bakacak seçmen profilini asla çizmemeli!

Bir partiye olan küskünlüğünden ötürü sapkın siyasi görüşleri olan partiye oyunu vermemeli!

Seçmen, hiçbir partinin kendisini tatmin edici politikaları olmasa bile kendini oy kullanmak mecburiyetinde görmemelidir! Gerekirse boykot etmeli, tarafsız olmalı, yetmedi bağımsız aday olabilmelidir! Seçmen aynı zamanda sebebi olduğu bir kötülüğü yarın eleştirdiğinde içine düşeceği çelişkiyi görmelidir!

En önemlisi de kendi iradesiyle doğru karar almalı ve zaman, zemin, şartlar ne olursa olsun aldığı karar üzere sabit olmalı!

Yönetirken veya yönetilirken, hükümde ve siyasette ve birçok alanda en güzel örneklerden olan Resulullah'(as)'ın terbiyesiyle büyümüş olan Hz. Ali (ra)'ın dediği gibi;  “Sana niçin yaptığını sorduklarında utanacağın ve yalanlamaya kalkacağın işleri yapmaktan çekin.” Sözünün gereğini yapmalı.

El netice, seçimler tercihtir, gelecektir, vebaldir, iyi ile kötüyü ayırt etme durumudur. Partilere veya adaylara temsiliyet hakkı tanımaktır. Kişi kendine temsilci belirlerken hesabını iyi yapmalı. Zira belirlediği kişi kendisinin yerine hareket edecek, kendisinin yerine konuşacak, kendisinin yerine karar alacaktır! Hayır ya da şer ne eylem ve söylem olursa mesul olacaktır. Reslulullah buyuruyor; “Hayra vesile olan hayrı işlemiş gibidir, şerre vesile olan şerri işlemiş gibidir.” Seçmen, kabilecilik, kavmiyetçilik, tarafgirlik ve menfaatçılık girdaplarından sıyrılıp hiçbir baskı altında kalmadan özgür iradesiyle karar alıp safını belirlemelidir.

Efendimiz (as)'ın ifadesiyle “Dinde en sağlam olan” Hz. Ömer(ra)'ın sözüyle yazımızı noktalayalım. ”İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyası için satandır.”

Rabbim bizleri doğrularla beraber kılıp, doğru zamanda doğru karar verip hayra vesile olan kullarından eylesin. Akibet muttakilerindir. Hür Kararlarla maddi ve manevi hürriyete doğru ilerlememiz temennisi ile wesselam…

Ömer Aşkın

foto
Yazar: Ömer Aşkın
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal