Hoş geldin ya Resûlallah!

Bugün 12 Rebiülevvel … Hz. Server-i Enbiya, Rehber-i Esfiya Seyyidina Hz. Muhammed Mustafa’nın Mevlid-i Şerif’leridir.

Bu münasebetle “Hoş geldin ya Resûlallah!” diyoruz.

Biz, Seni sadece hakkındaki malumatları öğrenerek sevmedik. Anne babamız, Senin muhabbetini kalbimize nokta nokta nakşetti. Onlara minnettarız.

Biz, dünyanın ve insanın var oluş anlamını Seninle bildik. Dünyayı ve insanlığı, Seninle düşündük.

Sonra, İslam’ın imha edilmek istendiği bir çağın Müslümanları olarak kalbimize Sana alternatif olacak kişilerin sevgisi konmaya çalışıldı. Zihnimiz onlardan duyulanlarla doldurulmak istendi.

Bizi Senin ümmetinden kılan Rabbimize hamd olsun ki başaramadılar. En büyük sanatı aldatma olanlar, bizi aldatamadılar. Çünkü Senin nurun, bize sadece hakkı göstermedi. Dünyayı apaydınlık önümüze koyup batılı da bize teşhir etti. Onların kamuflajlanmış ön yüzlerinin karanlığını teşhir ettiği gibi, arka yüzlerindeki hilekârlığı da gözler önüne serdi.

Sana binlerce kez salat ve selam olsun… Her ne kadar bu asır, mü’mine dünyayı zindan etmeye çalışsa da ve Sana hakkıyla iman, zindanla cezalandırılsa da bizim için Sana tabi olmaktan büyük bir saadet yoktur. Seni sevip Sana tabi olduktan sonra, dünya düşman olmuş, ne yazar!

Haşa Seni çağın sözde uygarlık önderleriyle kıyaslamak… Hak yoldaki önderlerle dahi Seni kıyaslayınca mahcup oluruz.

Zamanın zalimleri, bize önderler tanıttılar. Bu kalemin sahibi onların çoğunu okuyup tanıma imkânı buldu. Pek çoğuyla ilgili ciltler dolusu müktesebata hâkim oldu. Şunu gördük ki Sana haşa alternatif yapılmak istenenlerin en mühimi kim ise ona inananlar Seni tanısalar, o güne kadar yaptıklarından bir anda bin pişman olurlar.

Eyvah ki eyvah! Biz, biyolojik olarak Müslümanların soyundan, inanç ve fikir olarak başkalarına intisap etmiş nice insana Seni hakkıyla tanıtamadık. Senin sünnetini hakkıyla yaşamadık, yaşatmadık.

Kimimiz, Senin bir namazın ardından kıldığın iki rekat sünneti, bir ömür hiç terk etmedi. Ama Senin yenilenme, ilerleme, gelişme, kurumlar oluşturup insanlığın önünden gitme ile ilgili emir ve sünnetini hiç dikkate almadı.

Kimimiz, Senin yenilenme, ilerleme, gelişme, kurumlar oluşturma emirlerin üzerine ciltler dolusu ilim okudu. Lâkin Senin bir namazın ardından kıldığın iki rekat sünnetin kıymetini bilmedi.

Biz, Senden hep bir cüz aldık. Oysa Senin bize tebliğ ettiğin İlâhi nizam bir bütündür. Tadı da bereketi de o bütünlüğü almak, yaşamak ve yaşatmakla mümkündür.

Ya Resûlallah! İnsanlara dinlerini öğretenler, ilahlaştırıldılar. İnsanlara siyasi ve askeri zaferler kazandıranlar efsaneleştirildiler.

Sen, insanlığa dini öğrettin. Aynı zamanda siyasi ve askeri zaferlerin kahramanı oldun. Ama kimse ne Seni ilahlaştırma ne de efsaneleştirme cüretinde bulundu.

Yüce Allah’ın Kitabı koruma altında olduğu gibi Senin insanlığa önder şahsiyetin de koruma altındadır. Buna iman ediyoruz.

Lakin birileri Seni, tarihte bir önder gibi bize tanıtmak istedi. Senin şanına halel getiremeyince bizi aldatmaya çalıştı. Seni gönderen Allah’a hamd olsun ki onlara da kanmadık. Hiçbir zaman Seni geçmişte bilmedik. Seni hep yakınımızda hissettik. Bir sorun yaşayınca hemen başvuracağımız kılavuzumuz olarak Sana inandık.

Sen, bizi hiç yanıltmadın. Sana tabi olduğumuzda kazandık. Nefsimize, şeytana ve şeytanın dostlarına uyduğumuzda hep kaybettik. Bunun farkındayız. Ama farkında olmayan ve hâlâ Seni çokça seven milyonlarca insan vardır.

Zihinle kalbi ayrıştıran bu sorunlu hâllerinde bizim de payımız yok değildir. Zira Seni bazen tek bir Hadis-i Şerifin üzerinden anlatmak onca kolay iken hakkıyla anlatmadık.

Umudumuz, kusurlarımızı gidermemiz… Senin sünnetine tabi bir dünya inşa etmemiz… Sana tabi olanlardan birileri olarak can vermemiz… Ruzi Mahşer’de Senin bayrağın altında gölgelenmemiz… Hesapta Senin şefaatine nail olmamız… Senin ardından Sırat Köprüsü’nü geçmemiz ve Seninle Havz-ı Kevser’de buluşmamızdır.  

Ve bir daha umudumuz, gelecek nesillerimizin, çocuk ve gençlerimizin Senin yanında genç Ashabın gibi olmalarıdır.  

Senin yolunda sebat edersek umudumuzun gerçekleştiğini göreceğimizden zerre şüphemiz yoktur.

foto
Yazar: Abdulkadir Turan
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal