İslam’dan önce kadının insanlığı tartışılırken, İslam kadına en büyük değeri vermiştir.
Kadınlar günü adı altında bir takım etkinlik ve mesajların yayınlanması, onların haklarının hatırlatılması amaçlı ise güzel bir eylem ve söylem olur. Lakin batının kadına yaklaşımı ile kadın haklarını savunmak, kadını cinsel bir obje olarak görmek, onu eşitlik adı altında hayatın her zorluklarıyla karşı karşıya getirmek gibi yaklaşımlar kadını savunma değil, kadına zulüm olur.
Nefisperestlerin, "Kadın hakkı veya kadın özgürlüğü" diye bir dertleri yok. Onlar kadına özgürce ulaşmanın peşindeler.
Klişe bir söz vardır; tilkiye bir slogan at demişler, Tilki de: "Kahrolsun kümesler, yaşasın tavukların özgürlüğü" demiş. Sanırım bu söz paragrafımızı özetlemeye yeter.
İslam kadını sokakta değersiz bir halden, evde değerli bir konuma getirmeyi amaçlamaktadır.
İslam’dan uzak yaşayanlar kadın haklarını savunamazlar. Özellikle kadını iş hayatına sürükleyip de fıtrat dışı işler ile meşgul etmek, annelik ve öğretmenlik duygusundan soyutlamak, toplumu derinden sarsan adımlardır. İslam Kadını sokakta değersiz bir halden evde değerli bir konuma getirmeyi amaçlamaktadır. Değerli olan şeylerin dışarıda ya da ulu orta yerde bırakılması, değerli olanı ya değersizleştirir, ya da çalınmasına, sahibinden uzaklaştırılmasına sebep olur. Ama para, ama altın, ama mücevher gibi değerli olan şeyler hep saklı kalır, işte kadını saklamak kötülüklerden uzaklaştırmak da bu örnekteki gibidir. Saklanılan şey değerlidir.
Annelik kutsal bir müessesedir
Kadına saygı demek anneliğe saygı demektir. Annelik kutsal bir müessesedir. Yüce Rabbimiz ayeti kerimede buyurduğu gibi “annene öf bile deme” ayeti onlara olan saygıyı ifade etmektedir.
Kadınlar Allah’ın emanetidirler.
İslam’dan önce kadının insanlığı tartışılırken, İslam kadına en büyük değeri vermiştir. Kadının İslam’a sımsıkı sarılması, İslam ile şereflendiği için İslam’a gönül vermesi gerekir. İslam’ın kadına verdiği birçok değer vardır. Bunların içinde en önemli olanların başında anneliktir gelir. Dahası Efendimiz (a.s)’ın, “Cennet annelerin ayakları altındadır” müjdesi ile kadının değeri daha bir yükseltilmiştir. Günümüz toplumlarında kadın hakkı derken akla ilk gelen kadının sözüm ona “Özgürlüğü” gibi yaldızlı sözlerle bir takım suiistimal edilen değerler öne çıkıyor. Kadını erkeğinden yani kocasından soyutlayarak, aile kavramını zedelemek ve aile mefhumunu hiçe saymak gibi adımlar atılmaktadır. Özellikle kadının ağır ve fıtratına ters iş alanlarında ucuz bir ücrete çalıştırılmak suretiyle, kadını yıpratarak ve bunun yanında işsizliği arttırmak, kadına ekonomik özgürlük ile kadını tamamen aile ve aile bağlarından koparmaya çalışan bir takım şer odaklar vardır. Kadın acizdir ve hizmet görmeye muhtaçtır. Ekonomik hesaplar, derdi maişet gibi Allah’ın kadınlara merhameti gereği erkeklere yüklediği bu sorumlulukları, insanlar kadına yükleyerek, kadınlara zulmediyorlar. Kadına saygı Allah’ın emri, şefkatin tecellisidir. Zira efendimizin buyurduğu gibi “Kadınlar Allah’ın emanetidirler."
Kadınlar üzerinden yapılan şer hesapları bozma adına en güzel adım, kadının iffet ve namusunu korumasıdır.
Kadın deyip geçmemek lazımdır. Kadın, Hz Havva validemizdir.
Hz Hatice’dir,
Kadın, Hz Aişe validelerimizdir.
Kadın Firavunun karşısında bir Asiye ve mucizelerle müjdelenen bir Meryem’dir. Ve kadın Hüseyni kıyamların feryadı, çığlığı ve habercisi olan bir Zeynep’tir. Kadınlar üzerinden yapılan şer hesapları bozma adına en güzel adım, kadının iffet ve namusunu korumak olur elbette.
Kadın haklarına saygı, değerlere saygıdır.
Kadın haklarını savunmak, yanı başımızdaki İslam topraklarında namusları çiğnenen bacılarımızın haklarını savunmak, onların feryadına kulak vermek ile olur. Kadın haklarını savunmak, kadının emeğine saygı ile olur. Kadın haklarını savunmak, annelik haklarına riayet ile mümkün olur. Kadın haklarını savunmak, kadını ticari rantları için reklam vb. alanlarda kullanılmasına müsaade etmemek ile olur.
Kadın örtüsüyle değer kazanır ve onunla korunur;
Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”
Kadın idareciliğine gelince bir çift lafımız da kadının idareciliği hususunda olsun, Efendimiz (a.s) buyuyor, “ İdare kadında, mal cimride olursa yerin altı (ölüm) yeryüzünden (yaşamaktan) daha hayırlıdır. Şayet idare erkekte, mal cömertte olursa yeryüzü(yaşama) yeraltından (ölmekten) daha hayırlıdır. Günümüz toplularında beşeri rejim ve ideolojiler veya izimler görüş ve fikirlerini kadını öne sürerekten pazara çıkarmaktadır. Bu kadını kullanmaktır, bu kadını küçük düşürmek ve ona zulmetmektir.
Bunu söylerken de kadın çalışmasın evinde otursun da demiyoruz. Elbette kadının olması gereken ve görmek istediğimiz sektörler de var. Sağlık, tekstil, eğitim bunlardan sadece bir kaçı. Kadın cinselliğiyle değil bilgi ve becerisi ile, hikmet ile, ilim ve bilim ile çalışmalı.
Ez cümle; Tekrar hadis, "Kadın Allah'ın emanetidir"
Ve kadın annendir yetmez mi!
Selam ve dua ile.
