Bireysel hayatımızın da toplumsal hayatımızın da bir gerçeğidir bu, ister kabul edelim ister etmeyelim.
Hatta devletlerin hayatında çok daha net bir şekilde görülen bir gerçektir bu.
Başkalarının sizin yaranızı kaşımasına, kanatmasına kolay kolay engel olamazsınız, hele bir de onların kolları uzunsa, tırnakları keskinse işiniz kötü demektir.
Bu durumda yapacağınız tek şey kendi yaranızı çabucak iyileştirmek, tedavi etmek, kabuk bağlatıp kurutmak, vücudun diğer noktalarından farksız hale getirmektir. Yani kaşımak isteyen birisinin elini uzattığında artık öyle bir noktayı bulamamasıdır.
Eğer sizin evinizdeki fertlerden birisinin veya birkaçının ağıt sesleri her gün dışarıda duyuluyorsa iyi bilin ki bir gün sizin kapınız çalınacak, dışarıdan birileri o ağlayanlara elini uzatacak, yani o yarayı kaşıyacaktır.
Bu durumda sizin evinizde ağlayanlar niçin ağlıyorsa bunun farkına varıp ağıtlarını durdurmanız yegâne yapılması gereken şey değil midir?
“Efendim, onların da yaraları var, biz de onların yarasını kaşırız, onların da evlerinde ağlayanlar var, biz de onların evlerine elimizi sokarız” diyorsanız, o sizin bileceğiniz bir iştir. Öncelikle bu hiç de erdemlice bir iş değildir.
İkinci bir husus, başta da söylediğimiz gibi eğer onların kolları sizinkiden daha uzun ve tırnakları daha keskin ve koparıcıysa sizin bağırıp çağırmanız boşunadır.
Hem ne oluyor da kendi bedenimizdeki yarayı iyileştirmeyi tercih etmiyoruz da kaşımak için biz de başkalarının bedeninde yara arayıp duruyoruz ki?
Hele dışımızdaki dünyaya erdem ve adalet götürme iddiamız varsa bunun yolu başkalarının bedeninde kaşıyacak yara aramak mıdır?
Unutmayalım ki eğer vücudumuzdaki yaralarımızı iyileştirirsek sadece başkalarının kaşıyıp kanatma korkusundan kurtulmuş olmayacağız, aynı zamanda onların da bu yolu tercih edeceklerini göreceğiz.
Şu gerçeği asla unutmayalım; bedeninizdeki iyileştirmediğiniz bir yarayla uzun müddet yaşayamazsınız, fazla sürmez göçer gidersiniz. İster iyileşmeyen yaranızın kangrene çevirmesinden dolayı olsun, ister dışarıdan kaşıyanların zaten sizin hakkınızdaki emellerine ulaşacak olmasından olsun.
Ne diyorsunuz, şu söylediklerimin bizimle bir alakası yok mu diyorsunuz?
Selam ve dua ile.