Kanatlarımız, şemsiyemiz ve yüreklerimiz

Genişliğini göz önünde bulundurarak kanatlarımızdan, kollarımızdan, şemsiyemizden ve yüreklerimizden söz etmek istiyorum.

Ve sözü buradan 15 Temmuz kutlamalarına veya anmalarına getirmek istiyorum.

Ve daha yeni yaşadığımız Kurban Bayramımızla da bir kıyaslama yapmak istiyorum, bilmiyorum ama meramımı ifade edebilmek biraz zor olacak gibi.

Kanatlarımızın altı ne kadar geniş acaba hiç düşündünüz mü? Bir anaç tavuğu göz önüne alarak söyleyin, ne kadar civcivi alabilir, ne kadar geniş ve ne kadar sıcak?

Ve buradan hareketle bir peygamberin kanatlarını düşünün; Rabbimiz Elçisine “Müminlerin üzerine merhamet kanatlarını indir” (Şuara 215) buyurur. Bize de yaşlı annelerimizin babalarımızın üzerine merhamet kanatlarımızı indirmemizi emreder. (İsra 24)

Müslümanlar olarak kanatlarımızın uzunluğunu, genişliğini ve altının sıcaklığını arada bir gözden geçirmemizin hayırlı olacağını unutmayalım. Kanatlarımızın altında ne kadar Müslümana yer var, girenler ne kadar kalabilir?

Önce Müslüman bireyler olarak kendi şahsımızda bunu tespit edelim ki sorumluluk ve yetki sahibi olanlarımızın ve nihayetinde devletin kanatlarını masaya yatırıp konuşabilelim.

Şemsiye de altına girip sığındığımız kanat gibi bir şeydir ama nedense bencilliğin de sembolüdür, sadece sahibini veya en fazla bir kişiyi daha alabilir altına, kanada hiç mi hiç benzemez, soğuktur, altına girdiğinizde gözlerinizi güvenle yumamazsınız.

Maalesef zamanımızda insanımız olsun, kurumlarımız olsun sıcak ve geniş kanatlardan ziyade şemsiyeyi tercih etmiş durumdalar, altına kimsecikleri sığdıramıyorlar, belki de bilerek almak istemiyorlar.

Altıncı yılında 15 Temmuz etkinliklerine baktım da şemsiyeleşmeye doğru gittiğini görüyoruz. Hâlbuki altı yıl önce çok kitlelerin katılımıyla başarılmış ülke tarihinin en büyük zaferlerinden biriydi. Bu ülke insanının çok büyük bir kesimini altına almış geniş mi geniş, sıcak mı sıcak bir kanattı 15 Temmuz.

Maalesef bugün birçok kesimin bu kanadın altından çıktığını veya çıkarıldığını görüyoruz. Yani kanat olmaktan çıkıp gittikçe küçülen bir şemsiyeye dönüşmektedir.

Ondan önce Mübarek Kurban Bayramımızı yaşadık, kıyaslamak yanlış olur ama geriye dönüp şöyle bir bakar mısınız? Kurban Bayramımızın kanatlarının genişliğini ve sıcaklığını… Bırakın ülke insanını bütün bir yeryüzünü nasıl bürüyüverdiğini görmediniz mi?

Buradan özellikle yetkililere sesleniyorum; Bırakın şu elinizdeki küçücük şemsiyeleri, kırıp atın çöplüğe. Herkesleri bürüyüveren kanatlar edinin kendinize.

Ve unutmayın, bu işe kalplerinizi ve yüreklerinizi genişleterek başlayacaksınız, bizler de bunu ağızlarınızdan çıkanlardan öğreneceğiz.

foto
Yazar: Mehmet Göktaş
YORUM YAPIN(üye olmadan da yorum yapabilirsiniz)
Yorumla
İptal